Bölüm Playlist;
Yuna - Mermaid
Low - Words
19. BÖLÜM: "ZEHİR"
"Seninle ne yapacağım ben?" diye sordu beni kucağına aldıktan sonra. Karların içinde bata çıka yürürken sanki kollarında yokmuşum gibi rahat yürüyordu. Gözyaşlarım yerini sessiz iç çekişlere bırakmıştı. Sık sık burnumu çekiyordum ve yüzümü Efken'in boyun girintisine saklamıştım. Soğuk havanın aksine, boynu sıcacıktı.
Kar, kalbimde yanan ateşi söndürmüyordu.
Zihnimde, Efken'in kucağında eve taşınırken en sevdiğim oyunu oynadım. Bir müzik klibi içindeydim. Saçlarımı savuran bir rüzgâr makinesinin karşısında şarkı söyleyip dramatik surat ifademi çalıştığımı hayal etmek, düşüncelerimden arınmama yardımcı olmuştu. Eve yaklaştığımızı fark ettiğimde göz ucuyla evin kapısına baktım. Kapı açıktı ve hemen kapının önünde Ulaş dikiliyordu. Gitmemişti. Varlığı beni rahatsız etti.
"Nereye kaçmış?" diye sorduğunda yüzümü tekrardan Efken'in boynuna gömdüm. Şu an çevremdeki sesleri tam olarak seçemesem de, konuşanın Ulaş olduğunun bilincindeydim.
"Seni ilgilendiren bir şey yok. Bu gece benim odamda kalabilirsin." Sesi her zaman olduğu gibi sertti. Ulaş, onun odasında kalacağına göre o da benim odamda kalacaktı. Belki beni yanıltıp Yaren'in odasına giderdi. Bilmiyordum. Benimle kalmasına ihtiyacım vardı ama bunu istemiyordum. Aslında istiyordum bu yüzden istememek istiyordum.
"Kız iyi görünmüyor."
"Seni ilgilendiren bir şey yok dedim. Onunla ilgili tüm konular yalnızca beni ilgilendirir. Sen git zıbar."
Bedenim daha sıcak bir ortama geçiş yaptığında içeri girdiğimizi fark edebilmiştim. Yüzümü Efken'in boynundan çıkardım ve etrafı kısaca kolaçan ettim. İçerisi her zaman olduğu gibi loş bir ışıkla aydınlatılmıştı.
"Evdeyiz, minik yılan. Her şey yolunda," diye mırıldandı. "Önce ayaklarını temizlemem gerekecek. Altları yaralanmış."
Gözlerimi ağır ağır kırpıştırdıktan sonra ruhsuz bakışlarımı Efken'e çevirdim. Uçurum mavisi gözler beni izliyordu ama o da en az benim kadar ruhsuzdu. Kelimelerimi bulmaya çalıştım ama henüz saklandıkları karanlıktan dışarı çıkmamışlardı. Orada kendilerini güvende hissediyorlardı sanırım. Efken, Ulaş'ı yok sayarak banyonun kapısına uzandı ve kapıyı açtı. Ben hâlâ onun kucağında tepkisizce onu izliyordum. Banyoya girdikten hemen sonra beni küvetin yanındaki tümseğe oturttu ve bana sırtını dönüp lavaboya doğru yürüdü. Suyun sıcak tarafını açtıktan sonra yavru ağzı rengindeki tasa dumanı tüten suyu doldurdu ve lavabonun yanındaki aynalı masanın çekmecesinden beyaz bir havlu çıkarttı. Beni oturttuğu yerde tıpkı bir bez bebek gibi hareketsiz onu izliyordum.
Elindeki tas ve beyaz havlu ile yanıma döndükten sonra dizlerinin üstüne çöktü ve önüme oturdu. Burnumu çekerek onu izlemeye devam ettim. Beyaz havluyu tasın içindeki sıcak suya bastırdıktan sonra havlunun suyunu sıktı ve gözlerini kaldırıp bana baktı.
"Sırtını duvara yasla ve ayağını hafifçe kaldır, Medusa."
Düz düz ona baktığımda kafasını sağ omzunun üstüne düşürdü ve yanaklarının içini havayla doldurdu. "Hâlâ kızgın mısın bana?" diye sordu gözlerini gözlerimden çekmeden. Hiçbir şey söylemeden ona bakmaya devam ettim. Ona baktığımda birçok şeyi unutuyordum ama bakışlarımı ondan ayırdığım an biraz önce gördüğüm şeyin gerçekliği düşüyordu göz kapaklarımın önüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİNDE BİR SEN
FantasySen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©