Bu hikaye DOKUZ YAYINLARI farkı ile kitap haline getirileceği için bölümlerin tamamı eski, yazım zayıf, kurgu güçsüz. Şu an kurgu güçlenmiş bir şekilde yeniden yazım aşamasında, yakında kitaplaşacak. Kitap tamamen yeni bölümlerden oluşacak. Pandemiden dolayı yazıma ara vermiştim, şu an son hız devam ediyorum. Yakında raflardaki yerini alacak. Final bölümü Wattpad üzerinde yayımlanmadı. Bu kısa bilgiyi veriyorum çünkü bazı arkadaşlarımız anlayamamış. Keyifli okumalar!
Eski bölümleri bırakma sebebim tamamen eğlenme amaçlı okumanız için.
13. BÖLÜM: "TATLI"
Mumun etrafa yaydığı loş ve her daim titreyen ışığının altında Efken tarafından saçlarımın yıkanıyor olması elbette garipseyeceğim bir durumdu. Şu yaşıma kadar hiç kimse saçlarımı yıkamamıştı. Tamam, belirli bir yaşa kadar beni annemin yıkadığı bir gerçekti ama hiçbir zaman yalnızca saçlarımla ilgilenmemişti. Efken küvetin kenarına oturmuş bedenimi dışarıda bırakmış bir şekilde saçlarımı küvetin içinde yıkarken hemen dibimizde ufak ufak titreyen mum banyoyu turuncu bir ışıkla aydınlatmıştı.
O güçlü parmaklar nasıl oluyor da bu kadar narin dokunabiliyordu anlamıyordum. Saç diplerimden başlayarak saçlarımın uçlarına kadar büyük bir özenle okşayarak köpüğü yayarken onun yüzünü göremesem de ilgili bir şekilde saçlarıma baktığından benim adımın Mahinev, onun adının Efken olduğu kadar emindim.
"İnce telli saçların var," diye fısıldadı. "O yüzden çabuk yağlanıyor olabilir."
"İnce telli olması kötü bir şey mi?" diye sordum tıpkı bir salak gibi. Bir süredir başım eğik vaziyette durduğum için yüzüm biraz kızarmış ve sesim boğuk çıkmıştı.
"Hayır. Aksine, dokunduğumda iyi hissettiriyor. Yumuşak."
Sesinin tınısı bir yana kurduğu cümleden midir bilinmez bir an için midem tepetaklak geldi. Bir uçurum boyunca parmak uçlarımda yürüyormuşum gibi hissetmiştim. Bu his çok hastalıklıydı. Söylediği tek bir şeyle bende uyandırdığı birçok duygu vardı ve bu canımı sıkıyordu.
Bu adam sanki bana en tanıdık yabancıydı.
Parmaklarını büyük bir ustalıkla kullanarak saçlarımı tamamen köpükledikten sonra birkaç dakika öylece bekledi. Hiçbir şey söylemiyordu. Parmakları hâlâ saç diplerimdeydi ama hareket ettirmiyordu. Nefesim hızlandı. Aslında yorulduğumdan veya sıkıldığımdan değildi bu. Parmakları bir süredir aynı yerdeydi ve her nedense bu nefesimin hızlanmasına, saç diplerimin karıncalanmasına neden olmuştu.
"Durulamayı düşünüyor musun?" diye sordum.
Hiçbir şey söylemeden suyu açtı. Duş başlığını saçlarıma tutarken boşta kalan eliylede saçımdaki köpükleri dağıtıyor, saçlarımı karıştırıyordu. Her bir dokunuşu masaj güzelliğinde olduğu için mayışmıştım. Ayrıca elektrik olmadığı halde su oldukça ılıktı.
"İyi hissettiriyor mu?" diye sorduğunda duraksadım ve yalnızca hafifçe başımı salladım. Huysuzca homurdandı. "Cevapsız bırakılmaktan hiç hoşlanmam. Hoşlanmadığım şeyleri yapmayı çok seviyorsun."
"Hoşlandığın şeyleri bilmediğim için olabilir mi?" Bunu hangi akla hizmet sormuştum bende bilmiyordum ama bazen durup birkaç saatliğine onun hoşlandığı şeyleri düşündüğüm oluyordu. O kadar kapalı bir kutuydu ki kafamda onun hoşlanabileceği türden hiçbir şey oluşmuyordu. Bıçak, silah, çakı ve diğer suç aletleri dışında.
Saç diplerimi okşayarak köpüklere su tutmaya devam etti. "Hoşlandığım şeyleri merak mı ediyorsun?"
"Ediyor olabilirim," diye mırıldandım küvete akan suyu izlerken. "Sonuçta bir süredir beraber yaşıyoruz. Yaşının yirmi beş, adının Efken olduğunu biliyorum o kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİNDE BİR SEN
FantasíaSen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©