İyi okumalar ❤︎
Lovely | Billie Eilish, Khalid
"Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık."
- John Steinbeck•
Bedenim bir elektriklenme yaşadı sanki. Olduğum yere daha fazla sinmek için canımı atıyordum ama yaptığım tek şey sırtımı Ezra'nın koluna yaslamaktı. Gözlerimi Azel'in gözlerinden ayıramıyordum. Zehir yeşili kısık gözleri yine kısıktı ve sorar gözlerle Tomris'e bakıyordu. Tekrarladı. "Hangi duruma?" Herkes suspus oldu. Kimse ne diyeceğini bilemiyor gibi gözüküyordu. Sonrasında gözleri tek tek buradaki herkeste dolandı. En son abisine baktı ve başını salladı. "Ne oluyor?"
"Mihri'yle evlenmen gerekiyor." diye bir anda söylemesiyle Azel anlamayan bakışlarını abisine daha fazla dikti.
"Benim mi? Neden?"
Son dikkat Azel'i izliyordum. Tepkilerini ölçmeye çalışıyordum ve bu durumun ona saçmanın da saçması geldiğinin farkındaydım.
"Çünkü en uygun kişi sensin ve fazla vaktimiz yok, Azel. Herkes için bunu yapman gerekiyor."
Azel güldü. "En uygun kişi? Buna neye göre karar verdiniz?" Gözlerimi yummamak ve Ezra'nın göğsüne saklanmamak için büyük bir çaba verdim. Azel'in gözleri aniden beni buldu, bana çatık kaşlarla baktı. "Sen kabul ettin mi bunu? Beni tanımıyorsun bi̇le."
"Kabul etmedim..." diye mırıldandım. Ayağa kalkıp ona bakmaya devam ettim. "Hem kimseyle zorla evlenecek değilim. İstemiyorsan söyle ve bitsin."
"Tanımadığım bir kadınla neden evleneyim?" diye sordu gayet doğal bir soru sorar gibi. "Sen bunun için bir sebep bulabiliyorsan beni de bir aydınlat."
"Bir sebebe gerek yok şu anda." Laçin de ayağa kalktı ve benim yanıma geldi. "Seni asla zorlayamayız ama bunun gerçek bir evlilik olmayacağının farkındasındır. Hepimizin hayatını kurtarmamız için bu şart. Sen olmazsan başka biri ama başka biri için vaktimiz yok. Şafak olmadan bu evliliği yapmak zorundayız."
Araf devam etti. "Kasabadan herhangi birini bulmamız gerekir ve ona anlatırken bile vaktimiz biter. Ayrıca halkın kraliçeye haber vereceğine eminim, o yüzden bir an önce yapmamız gerekiyor."
"Hâlâ saçmalık gibi geliyor." dedi ve elini saçlarından geçirdi. "Büyüyle alâkalı değil mi? Bağı kullandıktan sonra bitecek mi?"
Laçin zoraki bir tebessüm kondurdu yüzüne. "Hayır." dedi kısık bir sesle. "O büyüyü yaptıkça siz evli kalmak zorunda kalırsınız çünkü ayrıldığınız an bağ kaybolur."
Azel tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki, Araf elini onun omzuna yerleştirip derin bir nefes aldı. "Lütfen, Azel. Lütfen bir kez olsun beni dinle."
"Abi," dedi dişlerinin arasından. "Siz oyun bile olsa evliliği öylesine bir şey gibi mi görüyorsunuz?"
Histerikçe güldüm. "Ben başka birini bulurum." dedim ve tam Ezra'nın yanından sıyrılıp dışarıya çıkacakken onun sesini duydum.
"Çabuk yapın şu evliliği."
Azel kabul etmişti. Yavaşça ona döndüğümde onun gözlerinin de doğrudan üzerimde olduğunu fark ettim.
Laçin başını salladı ve bizi çağırıp üst kata çıktı. Olduğum yerde kalakalmıştım. Haklıydı, benim yüzümden kendini bir evliliğin içinde bulmuştu ve onun yerinde kim olsa muhtemelen aynı tepkiyi ve belki de daha ağırını verirdi ama onun benimle zorla evleniyor oluşu kötü bir durumdu.
Azel tam üst kata çıkacaktı ki, benim burada dikildiğimi fark edip nefesini sertçe dışarıya vurdu ve yanıma gelip bileğimden tuttuğu gibi beni peşinde sürükledi. Sesimi çıkarmadım, biri götürmese yukarıya asla çıkmayacaktım çünkü. Laçin'in odasına girdik, o çoktan bizi bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve Azel'e kısa bir bakış attım.
Sahte bir oyun bile olsa evleniyordum ve bu kişi daha tanımadığım bir adamdı. Zihnimde hakimiyet kurabilen, tehlikeli bir adamdı üstelik.
Düşüncelerimden kısa bir süreliğine sıyrıldım ve yerde oturup, önünde bir cam kase bulunan Laçin'e baktım. "Ne yapmamız gerekiyor?"
"Yanıma gelin ve oturun." dedi sakince.
Azel başta durdu ama sonra benimle beraber yere, Laçin'in karşısına oturduk. "Ellerinizi bana uzatın." dediğinde temkinle elimi uzattım. Azel'in eli de benim elimin yanındaydı. Laçin, beyaz bir bezin üzerinde olan keskin küçük bıçağı aldı ve ilk önce benim avucumun içini kesti. Yüzümü hafifçe buruşturdum. Canım yanmıştı. Sonrasında Azel'in avuç içini kesti ve ellerimizi birbirine bastırıp, ellerimizin arasından akan kanı kaseye akıttı.
Kan garip bir şekilde girdap hâlini aldığında soluğum şaşkınlıkla kesilmişti. "Bu..." diye fısıldadım.
"Mihri," dedi ve bana baktı. "Parmağını kana batır ve parmağına bulaşan kanı Azel'e mühür olacak şekilde istediğin yerine bastır."
Dediğini yaptım ve parmağımı kana bastırıp Azel'e baktım. Sertçe yutkundum, onun gözleri gözlerimden ayrılmıyordu ve bu beni daha fazla geriyordu. Boğazlı kazağının boğaz kısmını aşağıya doğru sıyırdım ve parmağımdaki kanı kar tanesinin üzerine hafifçe bastırdım. Bedeninin kasıldığını hissediyordum. Gözleri bir süre gözlerimden ayrılmamıştı. Çok dikkatli bakıyordu. Parmağımı yavaşça çektim ve bakışlarımı yere odakladım. Göğsüm hızla inip kalkıyordu.
O da işaret parmağını kana batırıp bana döndüğünde, ben hâlâ ona bakmıyordum. Kan olmayan elinin parmaklarıyla çenemi tuttu ve yüzümü yüzüne doğru çevirdi. O da kazağımın boyun kısmını aşağıya çekip aynı yere parmağını bastırdı.
İkinci kez aynı yerden mühürlenmiştik.
Birinin nedenini bilmiyordum ama biri evliliğimizin sembolüydü.
Laçin rahatlamış bir şekilde nefesini verdi. "Kanı istediğiniz zaman silebilirsiniz. İşimiz bitti." Azel ve Laçin ayağa kalktığında ben hâlâ yerde dalgınca yere bakarak oturuyordum. Laçin omzuma dokunduğunda ona bakamadım çünkü gözlerim dolu doluydu. Ben bunu hak etmemiştim. Küçüklüğümden beri yaşadığım hiçbir şeyi hak etmemiştim.
İç çekip kısık bir sesle konuştum. "Siz gidin, ben geleceğim."
Laçin odadan çıktığında Azel bir süre odada benimle beraber kaldı. Bana baktığını hissediyordum, benim gözüm hâlâ yerdeydi.
Nefesini vererek güldüğünde ona bakmadan ayağa kalktım ve hızlı adımlarla yanından sıyrılıp geçtim. Kalbim ağzımda atıyordu, yaşanan bunca şey bana ağır gelmişti.
Ve şimdi her ne kadar sahte bile olsa evliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR MAHZENİ
FantasíaAzel Safkanlı ölmekten korkmazdı fakat Mihri Karakurt öldürmekten çok korkardı. 💫 Mihri Karakurt, laneti yüzünden kraliçe tarafından zindana kapatılmıştır. Bir gün zindan arkadaşının kardeşinin onları kurtarmaya gelmesiyle hiç çözülmeyecek bir dü...