14.BÖLÜM; "GÜÇLÜ VE ACIMASIZ"

86 11 7
                                    

Bu bölüm Mihri'nin ailesinin hayatını okuyacağız azıcık
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur
İyi okumalar ❤︎

"Her daim kendin ol, sen seni anlayana mucizesin."
- Cemal Süreya

Ruhumun en ücra köşelerinde saklanan endişem yine ortaya çıkmış, beni yüzüstü bırakmaya çalışıyordu. Duyduklarımı sindiremiyordum, bugüne kadar beni aramadığını sanmak aptallıktı.

Gözlerimi yumup derin bir nefes aldığım vakit arkamdan gelen adım sesleriyle gözlerimi irileştirip arkama döndüm.

Azel tüm karanlığa uyum sağlamış gibi koyu bakışları eşliğinde bana bakıyordu. İki eli de siyah ceketinin cebindeydi, saçlarından birkaç tutam asice alnına dökülmüştü. Uzun ve iri bedeni tüm ihtişamıyla karşımda dikiliyordu. Kırmızı dudaklarını araladığında dudaklarımı sımsıkı birbirne kapattım ve ona doğru bir adım atıp elimi ağzına kapattım ve kolundan tuttuğum gibi onu duvara yasladım.

Kaşlarını çatmak ve bana bakmak dışında hiçbir tepki vermiyor oluşu beni daha fazla germişti sanki. Ellerim titriyor, göğsüm sıkışıyordu. Adamların adım sesleri kapının önünde durduğunda Azel konuşacak gibi oldu ama ona yalvaran gözlerle bakıp diğer elimin işaret parmağıyla dudağıma bastırmamla duraksadı ve yavaşça gözleri onun ağzına dayalı olan elimi buldu. Sonrasında burnundan sert bir nefes verdi ve bakışlarını tekrar gözlerime çevirdi.

Her şeyi unuttum.

Yemin ederim o an her şeyi unuttum.

Sanki bütün ışıklar bizim için sönmüş, onun yeşillerine odaklanmam için loş bir ortam oluşturmuşlardı. Ruhumu derin bir huzur esintisi kapladı, canımın yanışını unuttum. Ona bakakalmıştım, bir erkeğe göre bu kadar güzel olması haksızlık gibi geldi. Orantılı yüzü, içine çökük yanakları, uzun sayılmayan düz burnu yüzüne ayrı bir hava katmıştı. Abartı olmayarak iri dudakları vardı, rengi kırmızıydı ve yumuşak görünüyorlardı. Keskin çenesi, biçimli kaşları ve beni en çok dumura uğratan zehir yeşili, kısık gözleri... O cidden bütün güzelliği yüzüne hapsetmiş bir adamdı.

Azel'in eli yavaşça elimin üzerini buldu ve ağır ağır indirdikten sonra fısıltıyla konuştu. "Bu kadar dikkatli bakma." Afallayarak ona bakarken aniden geriye çekildim ve kendime toparlanmam için vakit tanıdım.

Kahretsin.

Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor? Neden ona bakmak için can atarken buna engel olmaya çalışıyorum?

Büyük bir nefesi içime çektim ve dışarıdaki seslere odaklandım. Bunu yapmasam Azel'e odaklanacaktım ve kalbim bunu zihnime inat çok istiyordu.

"Onu öldürmemizi istemiyor değil mi?"

"Emin değilim. Sanırım kendi öldürmek istiyor, böyle planlarının olduğunu duydum."

Azel öne doğru bir adım attığında ona bakmıştım. Kaşları çatılmış, neyden bahsettiklerini anlamış gibi onları dikkatle dinliyordu.

"Her neyse, kızı öldürüp öldürmemesini düşünmek bize düşmez. Ben o para için her şeyi yaparım ve yapacağım da. O kızı bulup kraliçeye teslim edeceğim ve hayatımı zenginlikle yaşayacağım."

Dişlerimi sıktım. Para uğruna bir kadının hayatını bitirip bitirmemek umurlarında değildi ve bu açıkça acıtıyordu.

Benim bir suçum yok. Ben bu işkenceye katlanmak zorunda değilim. Bu para düşkünü pislik insanlar beni bulamayacak, kraliçe bana eskisi gibi davranmayacak. Buna izin vermeyeceğim.

KAYIP RUHLAR MAHZENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin