21.BÖLÜM; "YÜZLEŞME"

75 12 36
                                    

Bileklerim acıyor.

Bileklerim çok acıyor. Kanım çekilmiş gibi hissediyorum, midem bulanıyor aynı zamanda. Gözlerimi kapatıyorum, uyumak istiyorum fakat önüme serilen görüntü kendini canlandırdığında duraksayıp gözlerimi açık tutmaya karar veriyorum.

Gün geçtikçe öleceğimi biliyorum, bu çok acı. Çok acı.

Yolculuk boyunca konuşmadık, dairelerin olduğu yerin önüne geldiğimiz anda Azel benim arabadan çıkmamamı söyledi. O çıktı, diğerleri de çıktı ve onlarla konuştu. Camı açmamıştım ama duyabiliyordum.

"Siz burada kalın, güvende kalmanız için bir şeyler ayarlayacağım." dedi olayı üstü kapalı bir şekilde anlattıktan hemen sonra. Sesinden sıkıntılı olduğunu anlayabiliyordum, bu normaldi.

Laçin öne atıldı. "Ya sen?" diye sordu. "Siz? Size ne olacak?" Araf'ın kaşları çatıktı, gözlerini bana çevirdi ve içimin ürperdiğini hissettim. Göz kırptı ve güven verircesine gülümsedi. Ben de kendimi zorladım ve acıyan içime inat gülümsedim. Gülüşümün sahte olduğunun farkındaydı ama bir şey demedi.

"Ben onu güvenli bir yere götüreceğim."

"Kız tek başına mı kalacak?" Tomris'in afallayarak sorduğu sorudan sonra kaşları çatıldı ve kendisini cevapladı. "Hayır, sen de onunla kalıyorsun. Değil mi?"

"Aynen öyle."

Ezra'nın hızla kaşları çatıldı. "Ben Mihri'nin yanında kalabilirim." dedi. "Onu güvende tutarım."

"Ben de tutabilirim, sen burada kal." Azel, Ezra'nın söylediğinden hoşnut olmamıştı. Ezra ağzını araladığı an Azel konuşarak onu susturdu. "Tehlikedesiniz, Ezra. Benimle inatlaşma. Şu an Azazil'in kızını en koruyabilecek kişi benim, siz her an tehlikede olduğunuzun farkına vararak davranın yeter. Mekânı da kapatın, kimse gelmesin. Mümkünse içeriden de ayrılmayın, benden haber bekleyin."

Tomris Ezra'nın kolundan tuttu ve geriye çekti. Kendimi kötü hissediyordum. Benim yüzümden hapis hayatı yaşayacaklardı bir süre ama sadece kısa bir süre. Bunu halledecektim, zorundaydım.

Herkese son bir bakış attı ve derin bir nefes aldı. "Kendinize iyi bakın." dediğinde Laçin zoraki gülümsedi. Korktuğunu görebiliyordum. Korkması oldukça normaldi çünkü ben bile korkuyordum. Azel tam arabaya gelecekti ki, bir şey hatırlamış gibi durup Tomris'e baktı. "Birkaç kıyafet ayarlar mısın? Acilen."

Tomris başını salladı ve yaklaşık 5 dakika sonra elinde iki bavulla beraber aşağıya indi. "İkinize de kıyafet koydum. Siz de kendinize iyi bakın." Dudaklarını ağzının içine çekti ve bana bakıp el salladı. "Kendine iyi bak, Mihri!" diye seslendi. Elimi kaldırıp el sallayışına karşılık verdim. Azel daha fazla beklemeden arabaya bindiğinde iç çekmeden edemedim.

O konuşmadı. Arabayı hızla sürdü ve eski tarz bir evin önüne geldik. Dışarısı düz bir araziydi. Yalnızca 1 tane daha ev vardı ama o da terk edilmiş gibi gözüküyordu.

Yanağımın içini kemire kemire arabadan çıktığımda burası sanki daha da soğumuştu. Üzerime verdiği kabana iyice sarıldım ve büyük ama eski duran eve baktım. Ahşap ev oldukça görkemli gözüküyordu, Azel bavulları aldı ve yanımdan sıyrılarak geçti, evin önüne geldi. Kapının anahtarını hangi ara aldığını bilmiyordum ama pantolonunun cebinden çıkardığı anahtarı deliğe sokup çevirdi. Kapının kulbunu aşağıya indirip içeriye girdiğinde ben de beklemeden onun peşinden içeriye girdim. İçerisi dışarısının görüntüsüyle uyuşuyordu. Üst kata çıkan merdivenler ahşaptı. Kapılar da aynı şekilde. Merdivenin olduğu köşede 3 tane oda vardı. Oranın tam zıttı yönünde ise mutfak, mutfak kapısının önüne gelmeden hemen önce sağda şömine vardı. Güzeldi burası. Oldukça huzurluydu hatta.

KAYIP RUHLAR MAHZENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin