Enemy - Tommee Profitt, Beacon Light, Sam Tinnesz
•
Bir ses duydum.
Bir uğultu.
Kulaklarımı sağır edecek kadar kuvvetli, idrak edemeyeceğim kadar kısık. Nereden geliyordu, nasıl geliyordu bilmiyordum ama etrafımda kimse yoktu. Sırtımı sertçe ağaca yasladım, kafamı dinlemek için ormana gelmiştim fakat dinlenmenin yanına bile yaklaşamadan kulaklarımda uğultular duymaya başlamıştım.
Bir kadının çığlığı, bir çocuğun ağlayışı, bir adamın haykırışı... Kalbim kendini dışarıya atmak ister gibi atmaya başladığında zorlukla gözlerimi yumdum ve ellerimle kulaklarımı tıkadım. Ses dışarıdan gelmiyordu, zihnimin en derinlerinden geliyordu. Büyük bir nefesi zorlukla içime çektim.
Bu sesler kime aitti ve neden gittikçe daha da fazlalaşıyordu? Artık bir kadının öfkeli sesini, bir adamın ağlayışını ve genç bir kızın isyan dolu sesini duyuyordum. Bu sesler kime aitti ve ben nasıl duyuyordum?
En sonunda bir ses diğer sesleri bastırdı ve fısıltı bile olsa yüksek olan ses kulaklarıma doldu. 'Yanıma gel, Mihri. Bu sesleri benim sana gönderdiğim gibi yalnızca ben çekebilirim. Gel, Mihri. Seni sarayıma bekliyorum.'
Aniden tüm sesler gitti. Sertçe nefesimi verdim ve kapattığım gözlerimi aralayıp derin derin soluklandım. Kalbim hâlâ aynı hızla atıyordu, dişlerimi sıktım ve bir süre burada ağaca yaslanmış şekilde bekledikten sonra artık gitmem gerektiğini düşünüp sırtımı ağacın pütürlü gövdesinden uzaklaştırmıştım. "Ne istiyorsun benden?" diye sordum kendi kendime. Dudaklarımı dişleyip buradan uzaklaşacakken Ateş'in sesini duydum.
"Bir an delirdin sandım, az daha kaçacaktım." deyip nereden geldiğini bilmediğim bir şekilde yanıma geldi ve sırıttı. "Ne oldu? Sesler mi duymaya başladın?" Sesi meraklı veya ilgili değildi; dümdüz, öylesine soruyor gibiydi.
Kahverengi gözlerine dikkatle baktım. "Sen neden böylesin?" diye sordum bir anda. "Neden Azel'e meydan okuyorsun? Neden insanlara böyle davranıyorsun?" Bu söylediklerimden sonra gülüşü söndü ve gözlerini kısıp bana çatık kaşlarla baktı. Ne demek istediğimi anlamaya çalışıyor gibiydi. Kuruyan boğazım yüzünden hafifçe öksürdüm ve devam ettim. "İnsanlara neden güçlü ve umursuz olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun, Ateş?"
Güldü ama bu söylediklerimin doğruluğunu kanıtlamak içindi, her hâlinden belliydi.
"Öyle olmadığını biliyorsun."
"Öyle olduğunu biliyorum." dedim ve ona doğru bir adım attım. "Neden kendini saklamaya çalışıyorsun?" O da bana doğru bir adım attı. Geri çekileceğimi düşünmüştü ama çekilmedim.
"Öyle olmadığımı bil o zaman. Bir daha da benim hakkımda bilip bilmeden konuşma, bundan nefret ederim."
Gülümsedim. "Senin hakkında konuşmam ama yine de farkındayım, Ateş. Bir şey saklıyorsun, kendini gizlemeye çalışıyorsun." Başımı salladım. "Ama tamam, bir daha bu konuyu açmayacağım."
Bir anlığına gözlerine hüzün çöker gibi oldu ama kendini hemen toparladı ve boğazını hafifçe öksürüp temizleyerek, "Size kimin yaptığını bulacağım demiştim. Buldum sayılır." diye konuşmaya giriş yaptı. Ona merakla baktım.
"Kim?"
"Tek bir kişi değiller, Mihri. Kasabadan birçok kişiye bunu zorla yaptırıyorlar. Kimisini ailesiyle, kimisini kendisiyle tehdit ederek. Bulabildiklerimi bir yere topladım, şu an ben de onları alıkoyuyorum. Konuşturmaya çalıştım onları incitmeden ama başlarındaki kişi çok güçlü olmalı ki, söylemeyi asla kabul etmiyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR MAHZENİ
FantasyAzel Safkanlı ölmekten korkmazdı fakat Mihri Karakurt öldürmekten çok korkardı. 💫 Mihri Karakurt, laneti yüzünden kraliçe tarafından zindana kapatılmıştır. Bir gün zindan arkadaşının kardeşinin onları kurtarmaya gelmesiyle hiç çözülmeyecek bir dü...