24.BÖLÜM; "DÜRÜSTLÜK"

84 11 20
                                    

Üzerimde bir ağırlık vardı. Beni yavaş yavaş tüketiyordu fakat garip bir şekilde Azel de bu ağırlığa benimle beraber ortak olmuş gibi hafifletiyordu.

O günden sonra ikimizde hiçbir şey olmamış gibi davranıyorduk. Bazen ona bakmaya nedense çekiniyordum, ona baktıkça kendimi alamadığım da bir gerçekti.

Onun dışında günlerim Laçin'le beraber araştırmalarımızla geçmişti. Tüm gün onun kehanet kitaplarının arasındaydık ve bazen nefes alamadığımızı hissediyorduk. Bütün bu kitaplar çok kalın ve fazlaydı.

Şu anda yine kitaplara bakıyor, ilgimi çeken büyüleri zihnime kazıyordum. Mesela biri beni çok sinir ederse onu öldürmek yerine onu bir hayvana çevirebilirdim. Bunu Laçin'e söylediğimde gülmüş ve, "Bu büyü o kadar kolay değil ki." demişti ama ben yine de kendime inanıyordum.

Yazıların arasında kaybolmuşken gördüğüm resimli sayfayla birlikte, "Baksana bir," demiştim Laçin'e hitaben. Elindeki kitabı bırakmadan oturduğu sandalyeden kalktı ve büyük masanın etrafında dolaşarak yanıma geldi. Masa kitaplarla doluydu. Laçin'in dairesindeki bir oda tamamen kitaplarla doluydu. "Burada ne demek istiyor?" diye sordum kâğıttaki ürkütücü resme bakarken.

Elindeki kitabın sayfasına ayracını bıraktı ve kitabı elimden indirip masaya koydu. İşaret parmağının ucuyla resme dokundu. "Burada 3 tane siyah ruh var." dedi. "Ortadaki kırmızı ruha tapıyorlar." Resim kırmızıydı ama ortada duran, diğer ruhlardan daha büyük duran ruh kadar parlak değildi. Siyah ruhlar diz çökmüş, kırmızı ruhun ellerini kaldırmış hâline tapıyorlardı.

"Anlamı ne?"

"Ortadaki kırmızı ruh iblis. Siyah ruhlar ise ruhunu şeytana satan insanlar. Kötü kalpli ve hatta kalbi siyaha boyanan ruhlar kötülüğe mahkum olarak iblise tapmış oluyorlar."

"Yani bunun içine kraliçeyi katabilir miyiz?"

"Hayır." deyip başını iki yana salladı. "Kraliçe de başka bir şey var. Onun üzerinde büyü yapmıştım ve ruhu siyah değildi, Mihri. Onun yaptıkları bir hırs veya tehdit. Emin değilim ama o kesinlikle bu değil."

Gülmeden edemedim. "Yok, yok." dedim gülmeyi sürdürürken. "O gördüğüm en berbat kişi. Ruhu siyahtan daha da koyudur."

Bana anlayışla baktı. "Sana yaptıkları yüzünden böyle düşünüyorsun, haklısın da. Ben de bir zamanlar onun için böyle düşünüyordum ama bu 3 ruhun arasında değil."

"Peki bu 3 ruh kim?" diye sordum kraliçe adına yaptığı çıkarımı es geçip.

"Birinin Azazil olduğunu düşünüyorum." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Babam mı?"

"Evet, baban. Annen gelmeden önce o gerçek bir kötüydü, Mihri. Bunu duymak hoşuna gitmeyebilir ama bu böyle. O iblise tapmıyor ama kötülüğe âşık biri. Bunu inkar etmeye çalışıyor olmalı ama içindeki bu dürtüye engel olamaz. Bu onun artık kaderi."

"Eğer dediğin gibi biriyse, ki bu bana biraz saçma geliyor, o zaman annem tehlikede değil mi?"

Başını iki yana salladı. "Kendini öldürür ama annene zarar vermez. O onun saf kalan tek yanı."

Gülümsedim. "Sen onları tanımadığına emin misin? Hep sanki görmüş gibi anlatıyorsun..."

"Onlar hakkında yazılan, yani annemin yazdığı kitapları okudum. Yazılan kehanetleri tek tek çözdüm. O yüzden yaşamlarına tanık gibiyim."

KAYIP RUHLAR MAHZENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin