33.Bölüm❧Yeraltı Dünyası

683 97 15
                                    

Uzuuuuun bir aradan sonra tekrar merhabalar, bu bölümün giriş kısmını yazmak beni oldukça zorladı, neden bilmiyorum ama bunca yazdığım bölüm arasında hiç bu kadar zorlanmamıştım, umarım okunmasına da yansımamıştır bu zorluk. Bölüm gittikçe açılıyor ama merak etmeyin, hepinize keyifli okumalar. ayrıca 20K olmuş kitabımız :'))) çok duyguluyum bu da bu rakamı ilk gördüğümüz bölüm. Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın, aynı zamanda profilime eklediğim linkten de Spotify hesabımdan RUH CİNAYETLERİ için hazırladığım playlisti kontrol edebilirsiniz

Söz veremeyeceğim ama bu bölümü aslında ikiye böldüğüm için diğer bölüm de bir-iki hafta içinde gelmiş olur diye tahmin ediyorum. Normalde başka yerde bitmesini planlamıştım ama daha fazla bekletmek istemiyorum ben de çok özledim çünkü, bölebileceğim ilk yerde böldüm :')))

.

.


"Kabusların gerçeğe dönüştüğünde,

Geceleri kaçtığın uykuların ellerinden tuttuğunda

Ve hiç bitmez sandığın akşamların sabaha ulaştığında

Yaşadıklarının sadece bir illüzyon olduğunu anlayacaksın."


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

.

"Kötü bir ruhun yaşayabileceği en büyük kıyamet, uğruna içindeki tüm iyiliği feda ettiği dünyada defalarca ölmesidir." Diye fısıldadı Kunter dudaklarını hafifçe hareket ettirerek. Gözlerimizi bir an bile mezarımın başında dikilen o geyiğin üzerinden kaçırmadık. Geyik, toprağa düşen kar tanesiyle birlikte duran bedenini olabilirmiş gibi daha da hareketsiz hale getirdi, başı tüm yavaşlığıyla arkaya döndü ve bakmanın bile ürküttüğü o gözlerini direkt gözlerime dikti.

Göz bebeklerinde birbirine kavuşamayan o hilal parlıyordu.

"İlk kar toprağa düştü, ama biz Dayel'i bulduk." Dedim gözlerimi onun birbirine kavuşamayan, kavuşamadıkça acı çekip ölümlerle kana bulanmış hilallerinden çekmezken. Geyik başını kaldırdı, önüne döndü ve mezarın üzerine basmadan ilerlemeye başladı. Attığı her adımla, bastığı toprağın yaşamını çaldığını hissettim. "Geçit, benim ölümüm."

Geyik karanlığın içinde kaybolduğunda, bir dakika kadar daha bekledik. Ardından mezarlığa ilk hareketlenen ben oldum. Kunter de hemen arkamdan gelirken tek dizimi yere yaslayarak soğuk mermerin üzerine kazınmış adımın üzerinde parmaklarımı gezdirdim. "Bu da ne anlama geliyor?" başımı büyük bir merak ve endişeyle Kunter'e çevirsem de gözleri bana bakmak yerine her yerde geziniyordu. "Yeraltı Şehri'nin üçüncü katına geçene kadar ilerlememiz gerekiyor."

RUH CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin