SELAMSELAMSELAM
GERİ GELDİK! SONUNDA!
Açıkçası bu bölümü yazmak benim için çok zordu çünkü bir türlü kurgunun devamıyla kendi kafamda oturtamadığım bir şeyler vardı ama verdiğim arada RUH CİNAYETLERİ 3'ün kurgu takibini çıkartarak önümü görebilmemi sağladım. Bu yüzden bu bölüm hem en zor yazdığım hem de sonrası için öncü olacak bir bölüm. Umarım beğenirsiniz.
Lütfen oy verip yorum atmayı unutmayın, diğer bölümlere göre oldukça büyük bir düşüş var. Umarım desteğinizi göstermeye devam edersiniz <3
Keyifli okumalar şimdiden :)))
Belki de kaderin bile ördüğü ağların yetişemeyeceği yerler vardır.
Nerede olduğunu kimsenin bilmediği bir yerlerde. Saklanmış bir şekilde içinde tuttuğu kötülüğü büyüten bir ağaç oyuğunun için de. Karanlık çöktüğünde kendisini gösteren türden gözlere.
Asırlardır Necronomican'dan kaçan insanoğlunun yaratılışından başlayan bir efsanenin konusudur. Bir gün kaderin ağlarının içine doğan kızın alnına kanla lekelenmiş bir hilal. İki ucu da birbirine değmek üzere. Ama dokunması imkânsız. O kızın kurtulması da öyle.
Kabuslarını gerçek hayatına dönüştürmediği sürece nefes alacak tek bir yeri bile yok bu dünyada. Ne ölmesine izin var ne yaşamasına. Yapması gereken tek bir şey var. O da kötülüğü içine sakladığı kötülükle yenmek. Çünkü izlediği filmlerden, dizilerden; okuduğu kitaplardan ve efsanelerden daha fazlası olduğunu biliyor içinde yaşadığı bu dünyanın. Kötülüğü yenmek için iyilik gerekmiyor kimseye. Yeni dünya masallarından biri sadece.
Artık karanlıktan korkmuyorum. Gözümün gördüğü şeylerden korkuyorum. Gün ışığının kötülükleri çıkardığını öğreneli oldukça uzun bir zaman oldu. Bir zamanlar canavarlarımdan kurtulmak için başıma kadar çektiğim yorganın içinde iki elim kalbimde Tanrı'ya dua ederken aslında Tanrı'nın bunu kaderime yazdığını bilmeden canavarların içinde saklandığımı yeni anlıyorum. Karanlıkta göremiyorsan, etrafta hiç canavar yoktur. Işık geldiğinde oradaysa en başından beri durmuş seni izliyordur.
Kabullenilmiş çaresizlik.
Orada olduğunu hissettiğin bir olguyu gözlerin görmeden inanmak yerine inkara başvuruyordu insan. Yılan deliğinde hayatta kalmaya çalışmak gibi.
Belki de çoktan gitti ama biliyorsun ki, asırlar da sürse gelecek yerine. Çünkü hiçbir şey ait olduğu yeri sonsuza kadar terk etmez.
Ama bu güç daha farklı. Sonsuzluğu insanın tüm kanını kesen türden. Bu sefer gözün görmediği karanlıkta bile hemen yanı başında hissediyorsun nefesini. En parlak ışığın altında bile karanlığını göremiyorsun. Karanlıkta saklanan, karanlığa aittir. Asıl kötülük, kendini sadece kendisi istediği zamanda gösterir.
Bir karıncanın hayat çizgisi gibi. Saklandığın o küpün içinden sana çıkış yolunu da bulacak şey de odur, tüm ilerlediğin yolu göstererek aslında bir çıkış yolunun olmadığını gösteren de.
İçine sıkıştığımız paradokstan kurtulmak imkânsız. Defalarca ölüp dirilen biri için. Ruhu defalarca gitmek için çırpınırken kendini yine geçmişin derinliklerinde bulan bir kız için. Ruhundan bir parçayı o kötülüğün eline kaptırıp ruhunun kötülüğüne dua eden Mina Duer için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH CİNAYETLERİ
Fantasy| Wattys2021 KORKU ve EN YARATICI HİKAYE Kazananı | "Uyu küçük Mina. Uyandığında gündüzün, kabusun olacak." "Cennetten kovulmadan önce 19 Büyük Şeytan, insanların rüyalarında yaşıyordu." İçlerindeki sönmez intikam ateşi ve kötülük, büyük bir savaş b...