RUH CİNAYETLERİ 𝟑

238 32 10
                                    

☽ 

Dolabın gıcırdayan kapısı ikinci kez açıldı. Uzun, etekleri yere sürünen beyaz geceliği içinde başını uzatmış kendisine bakan kardeşinin gözleri; elinde tuttuğu yarısı erimiş mumun ışığıyla sapsarıydı. Büyük olan, işaret parmağını yavaşça dudaklarının üzerine bastırarak "Şşş." Dedi. "Sessiz ol. Seni duymasınlar."

Küçük kız mumu küçük dolabın içinde iki büklüm duran ablasına verip kendisine ayrılmış yere sindi ve kapaklar tekrar kapandı. İçerisi artık daha sıcaktı, havasızdı ve hem gözlerini alacak kadar parlak hem de karanlıktı.

"Neden gece olduğunda burada saklanmamız gerek?" diye sordu küçük kardeşi ablasına. İkisi de fısıldıyordu ama ablası bunun bile yeterli olmayacağını biliyordu.

Onları avlamak isteyenlerin kulakları, kalp ritimlerini bile duyabilecek kadar uzanırdı evlerin kırık dökük tahta kapılarından içeriye.

Güven yoktu. Uzun zaman önce gitmişti.

"Çünkü onlar seslerimize ve ışıklarımıza geliyor." Dedi ablası. "Annem yarın burayı terk edeceğimizi söyledi. Bu, dolaba saklanmamız gereken son gün."

"Biz gitsek de fısıltılar gitmez ki." Diye fısıldadı. "Fısıltılarımız her zaman bizimle gelecek, biz ne zaman sesimizin duyulacağını düşünüp fısıldasak tekrar kulak kesilecekler."

Annesinden duyduğu cümleydi bu. Ne demeye çalıştığını anlamamıştı bile ama beynine kazımıştı sanki hayat boyu hatırlaması gereken o önemli dersmiş gibi.

"Korkularımızdan kaçmak imkânsız zaten." Dedi ablası dolabın aralık kapısından dışarıya süzüldüğünü bildiği mumu havaya kaldırırken. Mumun hareketlenmesiyle ateş de hareketlendi. Öyle ki neredeyse sönecekti.

"Onlar da böyle insanları seçiyorlar. Korkularından başka çıkış yolu olmayan insanları. Sadece fısıltılarımızı duymuyorlar, ışıklarımızı görmüyorlar, kokularımızı almıyorlar. Korkularımızı da hissediyorlar."

Onlara çok da uzakta olmayan bir yerde kurt uludu.

Bu, artık susmaları için son şanslarıydı.

Ayın evreleri, dışarıya çıkmak için doğru zaman değil.

"Şimdi sessiz olacağız ve kaderi kandırdığımızı sanacağız. Ama ne zaman ki bugünün gündüzü olacak, ne zamanki güneş batıp gece çökecek, bir kibritle o mum yakılacak; işte o zaman Tanrı'nın elinin üzerimizden çektiğini anlayacağız. Gecede kaybolacağız."

Ve mumun son ışığı söndü.

Bundan sonra görebilecekleri tek şey, dolabın zifiri karanlığıydı. 


RUH CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin