Scarlett Rose-Freakshow
3.Siyahlar Icindeki Çocuk
Küçük bir noktayla bitirmeye çalışıyorum benliğimi.
Cümlemi tamamlamak için ona ihtiyacım yok, biliyorum ama her bir harf daha eklendiğinde hayatıma, korkuyorum. Korkuyorum ve sonumu getirmeye çalışıyorum. Kaybolmuşum gibi hissediyorum. Bir kış gecesi tıklatıyor kapımı, bölüyor sessizliğimi, üşüyorum ama yine de kapımı açıyorum. Çünkü cümlemin sonlanmasını kendi katilim olabilecek kadar çok istiyorum. Sonra ilk kapımın karşısında buluyorum kendimi, ardından cehennem niyetine kilitlediğim zihnimde.
Acı çekiyorum düşündükçe.
Yine de gülümsüyorum ölürken içten içe.
Yağan yağmurun kirlettiği kaldırımları beyaz ayakkabılarımla deşerken sadece loş turuncu ışığın aydınlattığı sokak altında yürümeye devam ettim. Bakışlarım gökyüzüne çevrilirken yüzüme düşen mermi hızındaki damlalar gözlerimi sızlattı. Ellerimle onları kurularken sokağın dörde ayrılan yerinden sağa dönmemle birlikte kendimi büyük bir insan kalabalığı arasında bulmuştum. Akciğerlerim büzüşerek küçücük kalırken gözlerim bir an için karardı. Siyah perde yavaş yavaş kendini berraklığa bıraktı.
Siyah kapüşonumu iki yanıma ayırdığım saçlarımın üzerinden başıma geçirerek yüzümü tamamen kapattım ve kalabalığın arasına karıştım.
Ters el yazıları, uzun binalar üzerindeki yerlerini almıştı. Ama o anda dikkatimi çeken sadece tek bir tanesi vardı; ona baktığınızda etrafınızdaki tüm ışığı içine hapsetmiş olduğundan emin olacağınız kadar siyaha boyanmış gereğinden fazla katlı bir yapı.
Yuanfen.
Birbirine kavuşamayan hilal.
İnsanların arasından zorla kendime bir yer bularak kapının önüne gelmeyi başarabildim ve siyah tahta kapıyı ittirerek içeri girdim. Burası bir tür bardı ve nefes almaya yer yoktu.
Kenarlar masalarla çevrilmişti ve ortada geniş bir alan bırakılmıştı. Dans edenlerin arasından geçerek ışıkların saniyelik sağa çevrilmesinden gördüğüm koridora doğru ilerledim. Bardaklardan taşan içkiler yerle her buluştuğunda yerdeki şekiller daha da parlıyordu. Yüzümün gözükmemesi için kapüşonumu iyice çekiştirdim ve başımı eğerek koridora doğru ilerledim. Kimi takip ettiğimi bilmiyordum, aklım bana önümde yürüyen siyahlar içindeki çocuğu takip etmemi söylüyor, adımlarım da her bir emrin noktasına kadar uyguluyordu.
Vücutları arasından hava bile geçemeyecek kadar birbirlerine yapışmış bir çifti zar zor yana doğru ittirdim. Leş gibi kokuyorlardı, her yer leş gibi kokuyordu gerçi. Burada temiz hava alabileceğim tek bir nokta bile yoktu. Yeniden dikkatimi çocuğa verdiğimde çoktan karanlık koridorun başına gittiğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH CİNAYETLERİ
Fantasy| Wattys2021 KORKU ve EN YARATICI HİKAYE Kazananı | "Uyu küçük Mina. Uyandığında gündüzün, kabusun olacak." "Cennetten kovulmadan önce 19 Büyük Şeytan, insanların rüyalarında yaşıyordu." İçlerindeki sönmez intikam ateşi ve kötülük, büyük bir savaş b...