Evlilik.
Aşkın, neşenin ve sözde refahın böyle idealist bir yapısı. Belki tüm bunlar ve daha fazlasıydı ama şimdi şiltede oturup açık pencereden gece gökyüzüne bakarken, neredeyse şeffaf bir bornozdan başka bir şey giymemiş ve kocanızın odanıza girmesini ve sizi kucağına almasını beklemişsinizdir. Bu evlilik saçmalığını tamamlamak için oturduğun yatakta, yanağından süzülen bir damla gözyaşına engel olamadın.
"Ağlıyor musun?"
Gözyaşlarını sildin ve düşmekle tehdit eden artık bastırdın. Varlığını o belli etmeden çok önce hissetmiştin ama bunu kabul etmeyi reddettin, gözlerinin içine bakmayı reddettin.
"Tsk."
Ağır ayak sesleri ve daha da ağır bir tavırla odanın içinde volta attı, odadaki rastgele nesneleri hareket ettirdi, bu daha çok sizi gergin tutmak için bir taktik gibi görünüyordu, bir sonraki adımda ne yapacağını size asla belli etmedi. Evliliğinizin böyle basit ve basit bir psikolojik savaş olup olmayacağını düşünerek içinizden kaşlarını çattınız.
Adımlarını durdurdu ve tam önünüzde durdu, eğildi, başınızı yukarı eğmek için bir parmağını çenenizin altına çengelledi.
"Senju soyadını kaybettiğin için gerçekten bu kadar üzgün müsün?" alaycı bir sesle sordu.
"Uchiha adını almak zorunda kalmaktan başka bir şey değil", Madara sırıtırken yapabileceğin bir bakışla meydan okurcasına alay ettin.
"Ah, bu benim duygularımı incitiyor, tatlım..."
"Bana öyle deme" diye tersledin ona, daha iddialı olmak için ayağa kalktın ve hemen pişman oldun.
Dudakları şakayla kıvrılırken, cüppenizin üzerinden tüm kıvrımlarınızı incelerken gözleri sizi taradı. Bu noktada çıplak olsanız ve biraz alçakgönüllülüğü korumak için ellerinizi göğsünüzün önünde çaprazlayarak şeffaf kumaşa küfretmiş olabilirsiniz.
"Aman tanrım, kuzen Tobirama ile oynayan küçük kızdan bir kadın olmadın mı" dedi utanmış halinize güldü. Yüzünü ona döndün ve nasıl gülümsediğine ve başını arkaya attığına baktın... bundan zevk alıyor muydu? Yaşadığınız duygusal kargaşadan gerçekten zevk alıyor muydu? Bu düşünce seni rahatsız etti ve kanını kaynattı.
Kör bir öfke ve tiksintiyle dolup Madara'ya doğru atılırken, elini sıkmış bir yumrukla yüzünü hedef alırken sana ne geldiğini tam olarak tarif edemezsin. Yumruğunuz bir etki yaratmadan önce, yumruğunu yakaladı ve bir süre, ikiniz de öyle durdunuz - tüm vücudunuz titriyordu, milyonlarca düşünce aklınızdan geçerken ve şimdiye kadar olan olayları hatırladınız. .
.
.
.
Barış için.
Tobirama, bir ay içinde Senju'nun en büyük rakipleri olan Uchiha Klanının lideriyle evleneceğinizin söylendiği gün böyle söylemişti. Seni kovmadan önce söylediği tek sözler bunlardı. Daha sonra teselli etmek ve size bir şeyler açıklamak için gelen Hashirama'ydı.
Klanınız, hatırlayabildiğiniz kadar uzun süredir Uchiha'larla savaşıyordu. Uzun zamandır karşıt gruplar arasındaki uçurumun asla çözülmeyeceğini kabul etmiştin ve kendini Senju'nun en iyi savaşçılarından biri olmaya adamıştın. Bununla birlikte, bir barış anlaşması görüşmeleri kaynamaya başladığında, tüm yakın ailenizi sayısız çatışmada kaybettikten sonra rahatladığınızı inkar edemezdiniz. Ama bir parçanız bu barışın bedelinin ne olacağı konusunda şüpheciydi.
Cevabın sen olacağını, feda edilmen gerektiğini asla hayal etmemiştin.
Barış için.
Halkın seni terk etti ve sana nefret etmeleri ve sonsuza kadar savaşmaları öğretilenlere gümüş bir tabakta sundular.
