4.BÖLÜM

243 15 5
                                    

Herkese güzel okumalar. Oy vermeyi unutmayınız. Seviliyorsunuz 💕

_______________________________________

Eve hızlıca, yalandan bir süpürmüştüm. Hızlıca da silmiştim. Saate baktığımda pek de hızlı olmadığımı fark ettim. Yardım gerekti bana. Yardım. Lütfen biri bana yardım etsin. İmdat! 'Kumsal nerede?' dediklerinde ne diyecektim? Of!

Özkan'ı aradım. Çaldı, çaldı ve çaldı. Açmıyordu. Oysa açması gerekiyordu. Çok ihtiyacım vardı ona şu anda. Yemek yapmamız gerekiyordu. Kumsal bu işlerde daha iyiydi. İşte şimdi olsaydı her şey hallolmuş olacaktı. Mutfağı toparlamaya başladım. Yemek falan yapamayacaktım işte. Bu mutfak neden böyle olmuştu Allasen? Bir yandan söyleniyor bir yandan iş yapıyordum. Taa ki telefonum çalana kadar. Hızla açtım.

"Özkan acil yardım etmen lazım bana! Mutfaktan çıkamıyorum oğlum! Yardım et bana! Lütfen! Çabuk yetiş!" dedim.

"Tamam bir sakin ol, Kübra aradı. Gelmiş İzmir'den. Onu da alıp geliyorum," dedi. Aha, en yakın arkadaşım sonunda gelmişti. Derin bir oh çektim. İkisi de bana yardım ederdi ve biterdi bu çile.

"Oh be, oley. Çabuk gelin. Annem gil geliyor. Ve ben anca evi temizledim. Mutfağa yeni geçtim. Ben toplarım burayı ama yemek yapamam. Yetişmez. İmdat ya! İmdat!" Derin bir nefes alıp verdim.

"Elis! Sakin olur musun?" dedi Özkan şaşkınlıkla.

"Olamam! Çabuk gel! İmdat ya!" Özkan gülüyor gibiydi.

"Geliyorum, Kübra yeni geldi arabaya bak. Hemen geliyoruz," dedi.

"Tamam. Hadi. Kapatıyorum. O hayırsız arkadaşıma da söyle. Onu çok özledim."

"Tamam. Görüşürüz Elis," dedi ve kapattı. Masadaki kahvaltılıkları kaldırmaya başladım. Sonra bulaşıklara geldi sıra. Ağlamak istiyordum.

"Ya gerçekten imdat ya!" diye bağırdım resmen. Hemen kapım tıklatıldı. Kapıyı açtığımda karşı komşumun endişe ile baktığını gördüm.

"Buyrun," dedim gülümseyerek. Evet biraz yapmacık olabilirdi bu halim ama napim yani.

"Bağırdın ya kızım. Ondan koşarak geldim. Neden bağırdın?" dedi teyze.

"Aaa, ne kadar ayıp, ben bağırmadım ama duydum ben de aynı sesi. Terbiyesiz çocuklar oyun oynuyor. Herhalde onlar bağırdı. Yoksa ben neden bağırayım?! Özellikle imdat diye! Neden bağırayım demi? Annem gil geliyor diye, hiçbir şey yolunda değil diye, Kumsal Enes ile gezmeye gitti diye, evi doğru düzgün temizleyemedim diye, mutfak kalk gidelim diyor diye, neden bağırayım İMDAT diye?!" dediğimde içimdeki her şeyi teyzeye söylemiş olduğumu ve sonlara doğru kadının suratına doğru bağırarak cümlelerimi savurduğumu fark ettim. Hızla nefes alıp veriyordum. Teyze şaşkınlıkla suratıma bakıyordu. Ben de şokla suratına bakıyordum. Taa ki zil çalana kadar. Elim ağzımda telaşla kapıyı açtım. Umarım Özkan gil gelmiştir. Annem gil gelmemiştir. Amin.

"Kızım sen iyi misin?" dedi teyze. Kafamı olumsuzca iki yana salladım. Özkan ve Kübra asansörden çıkıp yanımıza ulaştılar. Özkan şaşkınca bir bana bir de karşımda duran teyzeye baktı.

"Merhaba," dedi Kübra gülümseyerek ve teyzeyi aşıp bana sarıldı. Ne kadar çok özlediğimi o zaman anladım. Canım arkadaşım benim. Sıkıca sarıldım ona. Her derdime derman gelmişti işte. Özkan, teyzeye gülümsedi.

"Asuman teyze, bir şey mi istedin? Verelim hemen," dedi. Bu çocuk neden herkesin ismini biliyordu ki?

"Yok oğlum ama arkadaşınıza dikkat edin. Birazcık iyi değil gibi," dedi evine doğru adımlarken.

DİYAFONDAN GELEN SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin