33.BÖLÜM

70 6 2
                                    

Ne zamandır bölüm atmıyorum. Okuma oluyor ama oy veren yok. Rica ediyorum, o kadar emek harcayıp yazıyoruz. Zamanımızı ayırıyoruz. Okuduğunuzu görmek beni mutlu ediyor ama oy verirseniz daha mutlu olurum. Bari bu garibanın yüzünü siz güldürün be. İyi okumalar dileriz efendim 🤩

_______________________________________

(ELİS'İN ANLATIMIYLA)

Gözlerimi zorlukla araladım. İçerden sevinç çığlıkları yükseliyordu. Üşüyordum. Her yerim ağrıyordu. Acılarla birlikte yüzümü buruşturdum. Ağzımdan bir inilti kaçarken doktor ve hemşire odaya geldi. Gözlerimden yaşlar akarken kafamı camdan tarafa çevirdim. İlk Erkut ile göz göze geldim. Elini cama koymuş her an yanıma gelmek istiyor gibiydi, gözleri dolu doluydu. Ama sonra hemşire camın perdesini indirdi.

"Nasıl hissediyorsun bakalım?" dedi doktor. Hemşire ağzımdaki oksijen cihazını çıkarttı. Zor nefes alıyor gibiydim.

"Her yerim ağrıyor," dedim acıyla.

"Çok normal. Çok zor bir ameliyat geçirdin. Kurşun vücuduna çok zarar vermiş. Çok kanaman oldu ama şimdi durumun normal. Elis ama sana bir haberimiz var." Hemşire kız bana hüzünle baktı.

"Nedir?" dedim neredeyse zor çıkan sesimle.

"Rahmin," dediği anda korkuyla elim oraya gitti. Narkozun etkisi midir bilmiyorum ama fazlasıyla duygusal hissediyordum. "Almak zorunda kaldık. Yumurtalıklarla birlikte tamamen almak zorunda kaldım. Yoksa seni kurtaramazdım. Çok üzgünüm," dedi doktor tüm içtenliğiyle.

"Şimdi yani," diyip kaldım. Hayatta kaldığıma mı şükretmeliydim yoksa bir daha asla olamayacak çocuğuma mı üzülmeliydim? Çok fazla ağlamaya başladığımda hemşire hemen beni durdurmaya çalıştı. Canım daha çok yanmaya başladı kendimi hırpaladığım için.

"Elis, mecburduk. Yaşaman için bunu yapmalıydık. Çocuk sahibi olmak artık o kadar zor değil. Teknoloji sayesinde bir sürü şey var. Yaşınız da genç daha. Bu sorun hallolur. Yeterki sen iyileş," dedi doktor. Öyle boş boş baktım. "O zaman şimdi ben çıkacağım. Seni biraz daha yoğun bakımda misafir edip normal odaya alacağız," dedi.

"Ben ne kadardır bu hastanedeyim?"

"1 sene," diyip güldü doktor.

"Çok komik," dedi yanındaki hemşire kız. Sonra bana baktı.

"Bugün ikinci gece. Yani dün gece gibi ameliyattaydın. Sonra sabah oldu. Uyanırsın diye bekledik ama uyanmadın. Bizi çok korkuttun. İlaçları hafiflettik. Yine gece oldu ama uyandın. Canının acıması ilaçların hafif dozda verilmesinden," diye açıklama yaptı. "Geçmiş olsun. Lütfen üzülme. Yaşadığın için şükret. Yaşın genç ve her şeye bir çözüm bulunur. Ölüm dışındaki her şeye. Bunu unutma. Yine gelirim," diye ekleme yaptı ve bana gülümsedi. Ben de gülümsedim hüzünle. Doktor beye dönünce somurttu. Saçını onun suratına doğru savurup çıktı. Doktor sırıtıp arkasından bakakaldı. Halleri beni güldürmeyi başarmıştı.

"Ah be kızım yapma şöyle. Daha çok aşık oluyorum," diye mırıldandı doktor. Benim duymadığımı sanıyordu ya da varlığımı tamamen unutmuş gibiydi.

"Ben de aşık olduğum insanı görebilir miyim?" dediğimde yerinde sıçradı.

"Hıh? Ne?"

"Erkut'u görmek istiyorum," dedim.

"Şey, tamam. Ben onunla biraz konuşacağım. Sonra gelir. Olur mu?"

"O zaman başka birisi gelsin. Konuşmak istiyorum. Kendi kendime kalmak istemiyorum," dedim. Doktor kafasını salladı ve perdeye yöneldi. Perdeyi açınca bizimkiler yine cama doluştu. Gözlerim hepsinde gezindi. Ben felaket kötüydüm ama onların da benden bir farkı yok gibiydi. Herkes bana el sallıyordu. Ben de halsizce onlara el salladım. Doktor Erkut'u yanında götürürken babam ise yanıma girmek için hazırlanıyordu. Sargı bezinin altı çok fazla ağrıyordu ama diğer vücuduma da yayılıyordu resmen. Dayanacaktım mecbur. Bu ameliyat hayatımı değiştirmişti ama hayatımı benden almamıştı. Sevdiğim insanlara veda etmemiştim ama asla doğamayacak olan çocuğuma veda etmiştim. Doktor teknoloji falan diyordu ama asla inandırıcı gelmiyordu ki. Bir kadının rahmini tamamen alınca ne yazık ki bir bebeğe sahip olabileceği inandırıcı gelmiyordu.

DİYAFONDAN GELEN SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin