22.BÖLÜM

76 9 3
                                    

Bakalım, neler olmuş? Buyrunuz. İyi okumalar 🤩
_______________________________________

Kapı çaldı. Bu benim kurtuluşumdu. Telefonum çaldı. Utku bir küfür savurdu.

"Kübra! Açsana!" Enes gelmişti işte. Art arda telefonum çaldı. Kapı pat pat çalınmaya başladı. Burada olduğumu anlaması için ağzım bantlı da olsa ses çıkarmaya çalıştım.

"Allah kahretsin," dedi Utku. Hemen mutfaktan tarafa gitti. Enes kapıyı açmak için uğraşıyordu. Kapıyı açmayı başardı. Utku gözden kaybolmuştu. Aklında kim bilir ne vardı? Enes tehlikede olabilirdi ama ondan başka kurtuluşumuz yoktu.

"Kübra!" diye bağırdı beni öyle görünce. Hemen ağzımı açtı.

"U-utku burada," diyebildim sadece. Ellerimi kurtardı. Sıkıca sarıldı.

"Utku! Çık ortaya! Seni çok fena sikeceğim oğlum!" Sırtıma elini koyunca irkildim. Acıdığını belli eden bir ses firar etti ağzımdan. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu tek tek.

"Geldim işte. Kurtardım seni," dedi kafamı elleri arasına alıp.

"G-geldin. Kurtardın b-beni," dedim. Kafasını salladı. Gözleri dolu doluydu.

"Utku!" diye bağırdı.

"Mutfağa geçmişti. Yok." Enes gülümsedi. Beni vestiyere doğru yasladı. Oturmamı sağladı. Canım çok yanıyordu. Acıyla inleyip duruyordum. Hemen kalktı ve mutfağa geçti. "Enes! Gitme!"

"Buradayım güzelim. O it nerede bakalım bi," dedi.

"Gitme," dedim çıldıracak gibi. Enes mutfağa girdiği anda Utku sağ taraftan bir tane yumruk geçirdi. Hızla ayağa kalktım. Utku koşarak kaçıyordu. Beni itekledi. Tekrar yere düştüm. Kaçmayı başarmıştı. Enes hemen kendine geldi ve yanıma koştu. Titreyen ellerimle pantalonumun fermuarını çekmeye çalıştım. Enes hemen yardım etti. O Utku'nun dokunduğu her yerden iğreniyordum şu anda.

"Güzelim, iyi misin? Dokundu mu o pislik sana?" dedi. Ağlamam hızlandı. Midem kalkınca öğürdüm.

"Banyoya gidebilir miyim?" dedim çaresizce.

"Gidelim," dedi Enes hızla beni kucağına alırken. Belimin ve sırtımın ağrısı ile kafamı göğsüne gömdüm. Enes bildiği tüm küfürleri sıraladı. Deli gibi ağlıyordum. Enes beni banyonun ortasına bıraktı. Elimi yüzümü yıkadı. Karnımı yırtmak istercesine elimi sürtüyordum. Enes hemen elimi tuttu.

"Bırak! Bırak!" diyerek ağlamaya başladım.

"Benim, Enes'im ben bak. Sakin ol! Geçti, güzel sevgilim benim. Geçti bebeğim. Ona cezasını vereceğiz. Geçti sevgilim."

"Enes," dedim çaresizce.

"Biriciğim," dedi hemen. Yanaklarıma öpücük bıraktı. Midem kalkınca yine öğürdüm. Klozete yaklaştım. Kenarlardan destek aldım. Enes hemen saçlarımı elleri arasına aldı. Sıkıca tuttu beni. Kusamıyordum ama öğürüp duruyordum. Bana her dokunduğu an aklıma gelince çıldırıyordum. Enes çaresizdi. Hiçbir şey yapamıyordu. Nefes almam gittikçe zorlaşıyordu.

"Güzelim, bir tanem. Sakin ol. Yanındayım bak. Sakin ol. Düzgün nefes al hadi." Arkamdan bana destek olmak ister gibi sarıldı. "Kübra, ben çok özür dilerim biriciğim. Çok özür dilerim. Seni de yanımda götürmeliydim. Özür dilerim," diyordu. Bu durumda en son özür dileyecek kişi kendisiydi ama çok kötü durumda olduğum için eli ayağına dolaşmış ve ne diyeceğini şaşırmıştı. Ben zaten hiç konuşamıyordum.

"Enes," dedim yine. Sadece ona seslenebiliyordum. Devamı gelmiyordu. Enes'in gözünden birkaç damla yaş aktığını gördüm.

"Şimdi her şey geçecek tamam mı?" diyerek beni kucağına aldı. Küvetin içine oturduk. Suyu açtı. "Su her şeyi temizler. Her şey geçecek. Tamam mı?" dedi çaresizce. Sıkıca boynuna sarıldım. Gözlerimi kapatıp göğsüne gizlendim. Hıçkırıklarla ağlamaya devam ettim.

DİYAFONDAN GELEN SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin