34.BÖLÜM

92 6 3
                                    

Yine sürprüzlü bi bölüm. Buyrunuzz.

_______________________________________

Canım çok yanıyordu ama durumum iyiye gidiyordu. Sabah olmuştu. Normal odaya alınmıştım. İfade de vermiştik. İnşallah bulacaklardı yapanları. Herkes başımdaydı. Daha sonra çok kalabalık olduğu için gelen hemşire bizi uyardı. Annemle göz göze geldim. Onların gitmesini istiyordum. Çok yorulmuşlardı.

“Anne siz gidebilirsiniz. Biz takılırız burda. Çıkışımı verdiklerinde de Kumsal evimizi hazırlar. Odamda dinlenirim ben.”

“Hiç olur mu annem öyle şey? Ben bırakmam seni. Gözümün önünde olacaksın. Çorba falan yaparım ben sana. Olmaz öyle.”

“Yenge sen bizim eve gelirsin. Elis için yaparız bir şeyler. Elis evinde olmak istiyor sanırım,” dedi Kumsal. Kafamı salladım.

“Odamda olmak istiyorum. Yatağımda dinlenmek istiyorum. Hem ne zaman çıkacağım belli değil benim.”

“O zaman ben refakatçi kalayım,” dedi annem. Leyla hemen öne atıldı.

“Ben kalırım. Siz yorulmayın. Benim okulum bir gün sadece. Tek dersimi vermem gerektiği için. Çalışanlar işine gider gelir. Okulun olanlar okula gider gelir. Siz büyüklerimiz güzel yemekler yapıp evi temizlersiniz. Ben Elis ile kalırım.”

Erkut bana baktı. Hiç hali yok gibiydi. Tek eli omzundaydı. “Ben de kalabilirim. İzin aldım.”

“Abi sürekli izin alıyorsun. Sıkıntı olmasın?” dedi Zümrüt.

“Rapor aldım Zümrüt.” Çok yorgun gözüküyordu. En başta bunu fark etmemiştim ama üstünü değiştirmemişti. Elleri kan içindeydi. Omzuna bir şey olmuştu sanırım.

“Tamam o zaman Leyla kalsın. Erkut sen de evine git. Biraz dinlen. Üstünü başını değiştir oğlum. Mahvoldun burada,” dedi babam. Halam bana bakıp gülümsedi. Ben de ona gülümsedim.

“Tamam o zaman. Şimdi sadece Leyla kalsın. Hepimiz gidelim. Arada gelir ziyaret ederiz,” dedi Kübra. Erkut istemeye istemeye kabul etti. Herkes kabul etti. Annem ve halam gil benimle vedalaştı. Odadan çıktılar. Zümrüt gelip yanaklarımdan şapur şupur öptü. Kumsal hemen onu çekti. O da öptü.

“Kız kendine gelmeye çalışıyor. Sizin yaptığınıza bakın. Hadi gidiyoruz,” dedi Özkan. Ama sonra gelip o da yanağıma bir öpücük bıraktı. Hepimiz güldük. Ateş bana küçük bir çocukmuşum gibi el sallayınca Erkut güldü. Sonra Kübra ve Kumsal da güldü. Erkut’a ilk bizim evin oraya geldiğinde el salladığım akıllarına gelmişti.

“Bu kuryelerin hepsinde bir el sallama olayı var galiba,” dedi Özkan. Hepimizi yine güldürdü. Elimi yarama koydum.

“Güldürmesene ya,” dedim.

“Özür dilerim. Hadi biz de çok kalmayalım. Dinlen sen.” Özkan saçlarımı düzeltti. Öpücük atıp Kumsal’ın elinden tuttu. Kumsal bana öpücük attı, ben de ona attım ve gittiler. Yusuf durgundu.

“Leyla burada kalacaksan size kıyafet getirelim.” Leyla hemen Erkut’a baktı.

“Sen kal istersen? Annesi gil gelince de Leyla rahatsızlandı, ben kaldım dersin. Nolacak sanki,” dedi Leyla. Zümrüt gülümsedi.

“Ben de öyle düşünmüştüm. Abim üstünü falan değiştirsin, duşa falan girsin. Geri gelsin. O sırada ben ve Ateş dururuz Elis’in yanında. Yani sen zaten bir gün daha izinlisin Ateş. Uygun mu herkese?”

Herkes onayladı. Yusuf bana baktı. “Sen derse gelemezsin şimdi. Ben o yüzden daha fazla okulu aksatmayacağım. Raporlarını da hep hocalara götüreceğim. Dersleri dinleyip sana anlatacağım. Sen yeter ki iyi ol. Tamam mı?”

DİYAFONDAN GELEN SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin