Evet, final bölümü ile karşınızdayım. Bakalım bizimkiler için nasıl bir son olmuş? Buraya tahmin alalım. Nasıl bitecek sizce? Bölüm sonunda da görüşelim. Oy ve yorumu unutmayınn. Sizi seviyore, güzel okumalar...
_______________________________________
(YAZARIN ANLATIMIYLA)
O gün son kez sevgilisini öptü. Yatağında son kez öyle uyuyabildi. Ailesine belki son kez baktı. Gitmek istiyordu. Belki hiç dönmemek üzere gitmek. Kimsenin hayatını mahvetmek istemiyordu. O gün şu mektubu yazdı:
Canlarım,
Siz bunları okurken ben çoktan kendi başıma bir hayata başlamış olacağım. Ben iyiyim. Yaram da gayet iyi. İyileşiyorum ama sizi mahvediyorum. Böyle de belki mahvoluyorsunuz ama ilerleyen zamanlarda alışırsınız. Çünkü ben hayatınızda olsam alışılamayacak bir şey olacaktı hep. Ben bunu kendim yaşamak istedim, o yüzden böyle bir karar aldım. Belki bana çok kızacaksınız, özellikle sen sevgilim, ama lütfen kızmayın. Hayatına devam et. Git birinin hayatına dokun yine. Bir çocuk sahibi ol mesela. Sana çok yakışır baba olmak. Kumsal ve Özkan evlenin. Siz de bir çocuk sahibi olun. Ben bunu görünce hep acır gibi bakacaktınız. İstemedim mutluluğunuza gölge düşürmek. Enes bana abilik yaptın hep, eminim sen de çok güzel bi baba olursun, zaten Kübra da çok güzel. Sizin çocuğunuzu çok merak ediyorum ama dediğim gibi, beni görmezseniz o anlarda daha rahat edersiniz. Annem ve babam merak etmeyin size küs değilim, Erkut'a fazla tepki vermiştiniz ama bakın o bile yanınızda. O değil ben bıraktım sizi. Sevgilim lütfen annem ve babama benim gibi sahip çık. İhtiyaçları olunca onlara bir evlat ol. Yusuf ve Leyla lütfen birbirinize sahip çıkıp birbirinizi ne kadar sevdiğinizin farkına varın. Olur mu? Yiğit ve Büşra siz de artık birbirinizi üzmeden devam edin. Erkut sen de Ateş ve Zümrüt'e takılmaya devam et, çok hoşuma gidiyor o halleriniz. Kumsal, halam gile, Kainat'a iyi bak sen de olur mu? Bensiz hayatınıza devam etmenizi istiyorum yani. Bu ne kadar zor olsa da bunu yapmamız, uzak olmamız gerektiğini düşünüyorum. Dediğim gibi beni hayatınızdan çıkarırken zorlanırsınız belki ama ben hayatınızda olsam daha çok zorlanırsınız. Hepimiz eksik kalıyoruz belki ama ben hep eksik kalacağım, bunu da size hep göz önünde olarak yaşatmak istemedim. Çok karmaşık bi kafayla yazıyorum bunu. Ordan oraya atlıyorum belki ya da anlatamıyorum ama sizin beni anladığınızdan eminim. Çok ama çok özür dilerim. Benim için de çok zor. Sizi çok seviyorum ama belki de bir süreliğine bunu yapmak zorunda hissediyorum. En azından siz hayatınızı kurana kadar. Hoşça kalın."
Gece vakti bu kağıdı Kumsal'ın baş ucuna bıraktı. Kuzenine baktı şöyle bir. "Özür dilerim," diye fısıldadı. Telefonunun hattını çıkarmadan Erkut'a mesaj atmak istedi.
"Seni çok seviyorum."
Diyecek başka bir şeyi yoktu. Kendini suçlu hissediyordu ama sanki doğrusu buymuş gibi hissediyordu. Belki bir beş sene sonra her şey farklı olurdu ve dönerdi ama şimdilik gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Mutfağa geçip hattını çıkartıp çöpe attı. Odasına geçip birikmiş parasını çantasına attı. Babasının da banka hesabına attığı paralar biraz birikmişti. Onu bir süre idare ederdi. Sonrasını düşünürdü. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Erkut mecburen onu bıraktığı zaman kendisine neler yapmıştı. Şimdi o Erkut'u bırakıyordu. Valizlerini alıp aşağıya indi. Taksi çağırma düğmesine bastı. Beş dakikaya kapısının önünde bir taksi durdu. Valizini bagaja yerleştirdiler. Arkaya oturdu. Gözlerindeki yaşlara engel olmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİYAFONDAN GELEN SES
Chick-Litİşte her şey o gün başladı. Birinin zile basmasıyla. Kuzenimle aynı evde yaşıyoruz. Öyle herkese de kapıyı açmayız. Öncelikle sorarız. Yine zil çaldığında koşarak diyafonun konuşma düğmesine basıp "Kim o?" diye sordum. Gelen ses karşısında birkaç sa...