Bu bölümü yazarken bir yerde takıldım ve kuzenimden yardım istedim. Kendisi yazar ve çok güzel şeyler yazar. Ona teşekkür etmek isterim azraylcn13 🤩
Ve şarkı bölümde geçiyor. O yüzden ekledim. Dinlemenizi tavsiye ederim.
_______________________________________Üniversitede 3.sınıftım ve bu senemin, sınıfımın, ilk günüydü. Dersim sabahtandı. Özlemiştim Edebiyat Fakültesini, bir şeyler yazmayı, kitaplar hakkında tartışıp yeni kitaplar öğrenmeyi. Özleyeceğimi tatile girerken hiç düşünmemiştim her zamanki gibi ama okulumu gerçekten seviyordum. Özlemiştim.
Kumsal hukuk okuyordu. Onun ikinci senesi ama onun da dersi sabahtandı. Çok heyecanlıydı. Belli oluyordu. İlk senesinde de böyleydi. Avukat olmayı çok istiyordu, biliyordum. Özkan ile aynı sınıftalardı. Bunlar da her şeyde yan yanalar. Maşallah.
Kübra ve benim bölümümüz aynı değildi ama fakültelerimiz aynıydı çünkü o Fransız Dili ve Edebiyatı okuyordu. Bir konferansta tanışmıştık. Ne ara bu kadar yakın olduk bilmiyorum ama onu iyi ki tanımışım. 3 senedir tanımama rağmen hiçbir kötülüğünü görmedim. Daha çok iyiliğini gördüm. Çünkü Enes'in deyişi ile o bir 'iyilik meleği.' Onunla bu sene ders saatlerimiz pek uyuşmuyordu ama boş zamanlarımızda zaten hep birlikte olurduk.
Hazır olduğumda odadan çıktım. Mutfağa baktığımda Kumsal dıkınıyordu.
"Günaydın!" dedi ağzı dolu dolu. Haline güldüm.
"Günaydın ayı," dedim ama gidip yanına oturup ben de kahvaltı yaptım.
"Sema malını görmek istemiyorum," dedi.
"O zaten üçüncü sınıf değil mi? Açıkçası o minik beyni ile nasıl okuyor bu bölümü anlamış değilim," dedim. İkimiz de gülüştük.
"Zengin zaten. Gidip özelde okusun," dedi Kumsal.
"Gerçekten ha," dedim. Kumsal'ın telefonu çaldı. Özkan arıyordu. Hemen açtı.
"Kahvaltı yapıyoruz. Geç kalmayız. Gel sen de yap," dedi. Kalktı kapıya yöneldi. "Açtım." Telefonu kapatıp kapıyı açtı. Ben de yanına ilerledim. Özkan, Kumsal'ı görür görmez elinden tutup dudağına minik bir öpücük bıraktı.
"Öhöm," dedim. Hemen bana baktı. Güldü ve bana sarıldı. "Hadi kahvaltı yap. Gidelim sonra. Geç kalmayalım," dedim.
"Emrinizdeyim hanımlar."
***
Gidip amfiye oturdum. Sınıfta herkes ile iyi anlaşırdım ama çok da yakın olmazdım. Bizim sınıfta zaten gruplaşma diye bir şey yoktu. Bir sürü insan olsa da hepimiz iç içeydik. Tüm sınıflar bize özenirdi. Edebiyat fakültesinin gözde sınıfı bizdik. Yanıma tanımadığım biri oturdu. Yeni mi gelmişti?"Selam," dedi yanıma oturan esmer çocuk. Gülümseyip kafamı sallamakla yetindim. "Ben yeni geldim yatay geçişle. Tanışalım mı?" dedi.
"Hoş geldin, tanışabiliriz."
"Hoşbulduk. Yusuf ben," dedi elini uzatıp.
"Ben de Elis," dedim elini tutup. Hemen geri çektim.
"Memnun oldum. Bizim sınıf hep geç geliyor sanırım. Ya da ilk hafta olduğu için az kişi var," dedi.
"İlk hafta çok kişi gelmez," dedim.
"Sınıf grubunuz falan var mı?"
"Var."
"Seninle konuşmamdan rahatsız olduysan-" dediğinde olumsuzca kafamı salladım.
"Yok olmadım rahatsız. Ben sınıftaki herkesle iyi anlaşırım zaten. Sınıf genel olarak öyle. İç içeyiz hepimiz. Seni de tanımak isterim," dedim acele acele. Halime güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİYAFONDAN GELEN SES
ChickLitİşte her şey o gün başladı. Birinin zile basmasıyla. Kuzenimle aynı evde yaşıyoruz. Öyle herkese de kapıyı açmayız. Öncelikle sorarız. Yine zil çaldığında koşarak diyafonun konuşma düğmesine basıp "Kim o?" diye sordum. Gelen ses karşısında birkaç sa...