10.BÖLÜM

145 12 4
                                    

Hepinize iyi okumalar. Bölüm sonunda görüşürüz 💕🤩

_______________________________________

(ELİS'İN ANLATIMIYLA)

Bir hafta geçmişti. Sürekli dinlenmekten yorulmuştum. Evet evet, dinlenmekten yorulmuştum. Kumsal bana yatalak hasta gibi davranmıştı sürekli. Üniversitemizin açılmasına çok az kalmıştı. Kumsal yapmıştı tüm alışverişi. Beni götürmemişti.

Erkut o gittiğinden beri hiç gelmemişti. Birkaç kere aramıştı sadece. Aradığı zaman da hep aynı şeyleri konuşmuştuk. 'Nasılsın? Bende iyiyim. Dizim iyi evet.'

Özkan bir kere gelmişti. Beni bir sürü azarlamıştı. Neden ona söylemediğimi söyleyip durmuştu. Kumsal ile aralarında kocaman bir soğukluk vardı. Kumsal bunu takmıyor gibi davransa da geceleri uyuyamadığını biliyordum.

Kübra bana her şeyi anlatmıştı. Utku malının rezilliklerini anlatmıştı. Enes onun sürekli yanında olmak istiyordu. Kübra bunu o günkü olanlara bağlayıp Enes'in onu korumak istediği için ona yakın olduğunu düşünse de ben aralarındaki yakınlığı birbirlerinden hoşlandıkları için olduğunu düşünüyordum. Kumsal bu olay hakkında asla yorum yapmıyordu. Farkındaydım kafasının karışık olduğunu.

"Salonda takılmaktan bıktım. Karantinam bittiyse önce Erkut'un yanına oradan annem gile gideceğim Kumsal hanım. İzin var mı?"

"Var var, gidebilirsin. Sıkıldım ben de senden. Git de ben de Özkan malını çağırayım da konuşmamız gereken şeyleri konuşalım."

"Kumsal ama ben annem gilde kalacağım birkaç gün. Tamam mı?"

"Tamam kuzen. Sorun yok. Merak etme sevgili arkadaşım Özkan'ı üzmem. Aramızdaki soğukluk beni üzmeye başladı. Bunu konuşmak istiyorum. Senin aklın bende kalmasın. Haber ederim sana. Sen de bana haber ver. Olur mu?" dedi.

"Olur kuzen. Hadi ben hazırlanıp çıkacağım."

"Çık. Enişteme de selam söyle. Dediğim gibi çocuğa soğuk yapma. Belki onun için güzel bir dönem değildir. Zaman istemiş senden. Güzelce konuşun. Hadi görüşürüz. Hadi koçum. Git artık. Git," dedi sonlara doğru ağzımı yüzümü mıncıklarken. Gülüştük. Hazırlandım ve çıktım evden.

İste-Kur-Ye'nin oraya yaklaştıkça içimdeki heyecan her zamanki gibi yerinde duruyordu. Adeta kelebekler uçuşuyordu içimde. Orayı görmeye başladım. Daha da yaklaştığımda önce Enes girdi göz hizama. Sonra... Erkut'u gördüm. Yanında birisi vardı. Birisi değil. Süslü bir kız. Erkut gülerek ona bakıyordu. Kız hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Öylece kalmıştım. Yanlarına gitmek istemiyordum. Erkut bana baktığı gibi bakıyordu kıza. Gözlerinin içi gülüyordu adeta. Demekki o bakışlar sadece bana özel değildi. Gözlerim dolmamalıydı ama dolmuştu. Sonra gözlerimiz birbirini buldu. Erkut şaşkınca bana baktı. Kafamı iki yana salladım olumsuzca. Sonra arkamı döndüm. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Erkut arkamdaydı şimdi de.
"Hey," diyerek kolumu tuttu. Cevap vermedim. Ona da dönmedim. Salak... Beni sevdiğini söylemişti. Zaman istemişti. Kafasının karışık olduğuna yorumlamıştım. Birtakım sıkıntıları vardı. Bu kız mıydı sıkıntı? Ya da beni sevmiyor muydu? Yani seviyor olabilirdi ama benim sevdiğim gibi, yani farklı hislerle, sevmiyor olabilir miydi?

"Elis? Noldu?"

"Ne olmuş olabilir?" derken ona döndüm. Göz yaşlarımı sildim.

"Bilmiyorum. Neden ağladın?"

"Ağlamadım! Ağlattın! Yalancı mısın sen?"

"Anlamıyorum Elis. Noluyor?" dedi. Kıza baktım. Beni inceliyordu. Erkut hemen ona baktı.

DİYAFONDAN GELEN SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin