19.BÖLÜM

104 8 3
                                    

İyi okumalar 🤗 Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
_______________________________________

(ELİS'İN ANLATIMIYLA)

1 hafta sonra

Değişik bir huzur kaplamıştı içimi. Erkut taburcu olmuştu. Ona bunu yapan adam yakalanmıştı. Annesine ve bana düzgünce her şeyi anlatmıştı Erkut. Annesi sanki bana karşı biraz daha yumuşamıştı. Oğlu taburcu olmadan gitmemişti buradan. Erkut taburcu olunca iyi olduğunu hissedip biraz da yanında durup durumları dinleyip gitmişti. Yarın üniversitemiz açılıyordu. Şimdi de Kumsal bizim evde, karşımda, Sema olayını ikinci kez anlatıyordu.

"Camdan bir bakışı var anlatamam kuzi ya. Çok iyi oldu. Her şey ortaya çıktı. İçim öyle rahatladı ki. Uğraşmasa bizle velet bir daha," dedi Kumsal.

"Uğraşsın n'olacak? Yalancının mumu yatsıya kadar," dedim.

"Aynen öyle. Erkut ne zaman işe başlıyor? Daha iyi mi?"

"İyi iyi, yarın ya da ondan sonraki gün sanırım," diye yanıtladım.

"Siz sevgili misiniz ben anlamıyorum?" dedi. Güldüm.

"Ben de anlamıyorum," dedim. "Ama sanırım öyleyizdir," diye ekledim. Kumsal güldü.

"Nasıl bir ilişkiniz var anlamıyorum ki?" diye söylendi tatlış tatlış. Güldüm.

"Bizimki de böyle bir şey işte. Napayım?"

"Sipariş ver," dedi gülerek.

"Ne?"

"Yemeklik malzeme yok. Dışarı çıkmaya da üşendim. Ya gidip al ya da sipariş verelim," diye açıkladı.

"Sipariş verelim. Ben de üşendim."

"Erkut olsa nasıl gidersin ama demi? Hadi akşama bizimkileri çağıralım yemeğe. Onlar da gelsin," dedi.

"Bizimkiler?"

"Erkut, Özkan, Kübra, Enes." Sonra ekledi. "İsterse Zümrüt' de gelsin." Göz devirdi.

"Olur. Herkes müsaitse tabii," derken sipariş uygulamasına girdim. Kumsal yanıma yaklaştı iyice. Gerekli gereksiz her şeyi sepete ekledik ve siparişi verdik. Oturduğumuz yerden yine bir sürü para harcamıştık.

"Sana da internetten alışveriş yapınca sanki para gitmiyormuş gibi gelmiyor mu?" dedi Kumsal. İkimiz de kıkırdadık.

"Evet ya. Gerçekten öyle gibi geliyor," dedim.

"Hadi ben olan malzemler ile bir şeyler yapmaya başlıyorum. Sen de sipariş gelince yanıma gel," dedi. Kafamı salladım ve Kumsal mutfağa geçince Erkut'u aradım.

"Canım?" diyerek açtı telefonu. Dudağım kıvrım kazandı.

"Bir tanem, nasılsın?" dedim.

"İyiyim. Zümrüt ile kavga ediyorum," dedi. Güldüm.

"Niye?"

"Ateş malı ile dışarı gideceklermiş," dedi.

"Abii!" diye seslendi Zümrüt.

"Hayır!" diye bağırdı Erkut. Zümrüt orda yalvarıyordu. Halleri beni güldürmüştü.

"Erkut, bıraksana kızı. Gitsin. Zaten yarın okul açılıyor," dedim.

"Ateş ile gidemez. Kendi nereye giderse gitsin. Ateş ile olmaz. Tamam kardeşim gibidir Ateş benim ama Zümrüt'e yavşadığını biliyorum. Şerro," dedi. Kıkırdadım. Zümrüt bağırdı tekrar.

DİYAFONDAN GELEN SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin