...
(Celtic Sarayı)
ZACK~
Yavaşça gözlerimi araladım.
Başım zonkluyordu. Sanki saatlerce kurt formunda kalmış gibiydim. Elimle başımı ovmak istiyorum ama kollarımda buna engel olan soğuk metali hissediyorum. Kafamı sağa çevirdim sonra sola, bizi kaçıran her kimse beni duvarda ellerimi ve ayaklarımı, boynumda demir prangayla dik şekilde çivilemişti.Canım acıyordu ama sürekli bedenimin kendini yenilemesi yüzünden acı gidip geliyordu. Tam bir işkence. Hâlâ tam uyanamamıştım.
Biraz sonra bir adam geldi. Yüzüme tiksinircesine bakıp, "Senin yüzünden prenses de acı çekiyor. Seni iğrenç mahlukat! Ondan ayrıl! Prensesimizi serbest bırak!" diyordu. Bu bana defalarca işkence eden adamdı.
Bana, buraya geldiğimizden beri güçten düşürülmem için ne veriyorlarsa; bu beni saatlerdir uyuşturuyordu. Sersemlemiş halde tek düşünebildiğim geldiğimizden itibaren görmediğim Luna'm idi. Ona ne yaptılar, nereye götürdüler bilmiyorum ama o buradaydı. Onu hissediyordum. İyiydi. Ona şimdiye kadar birşey yapmamıştılar, bu tek tesellimdi.
O adam prensesim demişti. Luna'dan bahsediyor sanırım. Biz birbirimize mühürlüyüz, ben acı çekerken o da çekmişti.
"Luna... O nerde?" dedim ama adam duyduğuyla daha çok sinirlenmişti. Karnıma sert bir yumruk vurdu. Acısını hissetmemiştim bile geri zekalı adam!
Biraz sonra beni duvardan indirdi.
Getirdikleri sandalyeye oturtup büyüyle ellerimi ve ayaklarıma, boynuma doğru yılan gibi kıvrılan kırmızı parlak ip ile bağlamıştılar. Bu duvardan daha iyiydi. Büyük ihtimalle Luna acı çekmesin diye bu şekilde bağlamayı akıl etmiştiler.
Daha zindanın duvarlarından ayrılıp oturmamın üzerinden beş dakika bile geçmemişken içeriye mavi gözlü kumral saçlı bir kadın girdi. Bende prens olduğum için kralliyet ailesi üyelerini giyimlerinden tanırdım. Ama sersemleşmiş halde görebildiğim kadarıyla bu kadın şaşırtıcı derecede Luna'ya benziyordu! Sanki onun orta yaşlı haliydi.
Yanındaki hizmetli kızlardan biri, "Kraliçem prensesimize musallat olan şeytan işte bu!" diye beni işaret etti. Kadın duyduğuyla gözlerinden ateş çıkarmışçasına bana baktı. Yanıma gelip yüzüme vurabildiği en sert tokadı attı.
Öfkesini zehirli bir sesle dile getirerek, "Kızımı benden çaldın, bir de üstüne ona musallat oldun. Seni asla affetmeyeceğim. Kızımı sizden kurtaracağım. Yıllardır bu anın özlemini çektim senin mahvetmene asla izin vermem!" deyip bir hışımla geldiği gibi gitti.
Belli ki bu Luna'nın annesiydi. Kızı yıllarca yeni dönemin Kutsal Ruh Çapası'yla yaşamışken, neden benim kaçırdığımı sanıyordu ki!?
Tek başıma buradan kurtulmam neredeyse imkansız. Üstelik neler olduğunu henüz tam anlamış bile değilim. Beni anladığım kadarıyla sürekli tutsak etmeyeceklerini varsayarsam yakında hiç hoşuma gitmeyecek şeyler olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECBURİ MÜHÜR ~ Beş Diyarın Efendisi
Hombres Lobo"Şimdi ne olacak bana?" dedi gözlerini içine bakarken. Zack gayet basit bir şey söylermiş gibi, "Alfa krallığının kraliçesi olacaksın." dedi. Liyan şaşkın gözlerle gözlerine baktı. Bunu beklemediği kesindi. "K-Kraliçe mi?" "Jeff yani ağabeyim, Alfa...