...
Ertesi gün.(Japonya🌸Ameterasu Sarayı)
Ariana sabah kahvaltısından sonra bir hizmetli kızdan kadim kişinin onları yanına çağırdığına dair bir mesaj almıştı. Hazırlanıp kaldığı odaya doğru kızlarla birlikte gittiler.
Kapı görevi gören mor düz kayaya vardıklarındda Yui onları orada kapı geçidini açmak için bekliyordu.
Selamlaşma faslı bitince Yui, "İçeriye baş koruyucu Ariana ve Kutsal Kraliçe Alya Liyan yalnızca girebilir." dedi.
Ariana Luna'nın giriş izni olmasına rağmen neden böyle birşey istediğine anlam veremedi. Luna da şaşırmış nedenini merak ederek yüzüne bakıyordu. Geldiğinden beri kara büyüsünü bir kere savunma amaçlı salmıştı ellerinden. Zarar verecek olsa çoktan yapardı ama bu ne işine yarardı ki?
Yui yanlış anladığını fark ederek hemen açıkladı. "Efendim sizin hamile olduğunuzu ve yavrunuzun onun ruh basıncına daha fazla dayanamayacağını söyledi. Bu yüzden odanızda beklemenizi rica ediyor.
Luna hemen Ariana'ya doğru döndü. Demek ki, dün o sebeple karnına o sancılar girmişti. Farkında olmadan bebeği acı çekmişti. Elini karnına götürüp korkmuş bir ifadeyle baktı.
Yavrusu, yoksa?
Yui güven aşılayan bir tonla, "Merak etmeyin, ikinizde sağlıklısınız ancak lütfen biz dönene kadar bekleyin." dedi.
Ariana ise suçluluk duyuyordu. "Evet Luna, onlar haklı. Sorun olmaz sanmıştım, özür dilerim." dedi. Bu çocuk lanetin kırılması için Celtic'te doğmalıydı ama onun tedbirsizliği hem küçük kardeşini hemde bir umudu yok edecekti az kalsın. Böyle bir hatayı yapması kabul edilir değildi.
Luna kısa bir süre rahatlamıştı ama artık içeri girmesi gebeliğini riske atacağından ablasını uyandıramazdı.
"Ari sorun yokmuş üzülme lütfen. Ama ben olmadan nasıl yapacaksınız ki âyini? Kan büyüsü kullanan bir kara büyücü gerekli, yalnız bu sadece bu dünyada bende kalan bir özellik. Liyan'ı bensiz nasıl uyandıracaksınız?" diye sordu.
Ariana biraz düşündü. Yakın zamanda yeterince strese maruz kalmıştı kardeşi daha fazlasına da izin veremezdi. Artık kendini toplanmalıydı.
Kadim kişiye sonsuz güvenini dile getirerek, "Sen endişelenme ve dinlenmene bak. Eminim ki o bunu da düşünmüş, bir başka yolunuda bulmuştur." deyip kolunu sıvazladı.
Luna her ne kadar onlarla gitmek istese de, başını sallayıp ona sarıldı ve geçitten geçip içeri gitmelerini izledi.
İçeriye girdiklerinde Kadim kişi ayakta onları karşıladı. Liyan'ı görür görmez de tekrar eğilip selam verdi. Üstünde dün giydiği geleneksel kimono elbisesi yerine, sırtında kiraz ağaçlarının deseni olan haori ve beyaz iç elbiseyle belinde ucunda zil bağlı olan kırmızı kalın halat kemer vardı. Başında altın taç tokalı topuzunun haricinde, alttan uzun siyah salık saçları sırtındaki deseni gizleyecek kadar aşağılara iniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECBURİ MÜHÜR ~ Beş Diyarın Efendisi
Hombres Lobo"Şimdi ne olacak bana?" dedi gözlerini içine bakarken. Zack gayet basit bir şey söylermiş gibi, "Alfa krallığının kraliçesi olacaksın." dedi. Liyan şaşkın gözlerle gözlerine baktı. Bunu beklemediği kesindi. "K-Kraliçe mi?" "Jeff yani ağabeyim, Alfa...