...
Yanında taşıdığı kirazlardan birini ağzına attı. Yorgundu, hem de çok yorgundu ama şu an zayıflık gösteremezdi... Şimdi olmazdı!
"Kraliçe Flora, ayağa kalkın lütfen ve bana herşeyi anlatın. Tam olarak neler oldu ve neden benim kız kardeşimin sizin kızınız olduğunu düşünüyorsunuz?" Bedeninin hafiflediğini hisseti. Kirazlar eski enerjisini onarmıştı.
Kraliçe eteklerini sarsakça tutarak ayağa kalkıp, "Majesteleri Alya Liyan, biliyorsunuz ki lanet yüzünden dört diyarda ve çevresinde uzun zamandır çocuklar doğmadan anne karnında ölüyor,"
Liyan evet dercesine hafifçe başını salladı. Yıllardır doğaüstülerin üzerine karabasan gibi çöken bu laneti gelmeden öğrenmişti.
"Lanetin yayılmaya başladığı zamanlar, yıllar içinde ben ve diğer hükümdarlar farklı gezegenleri dolaşıp çözüm yolları aradık ancak birçok defa elimiz boş döndük. Ben o zamanlar; dünyada bize bağlı olan kökeni eski güçlü cadılar ve büyücüler konseyiyle görüşmek için gitmiştim. Ama oraya gittiğimde konseye yeni katılan bir büyücüye aşık oldum,"
Durup derin bir nefes aldı. Celtic kraliçesinin tekrar gözlerinden yaşlar hızla akmaya başlamış ve aynı zamanda titriyordu.
Liyan "Lütfen, devam edin." dedi. Hikâyenin tamamını ondan duymak istiyordu ama bu Luna'nın annesi olduğunu söyleyen kadına; ona ne derse daha şimdiden şüphede kalmasına sebep olacak bir enerji hisseti.
Kraliçe karşısında gözlerini sıkıca kapatıp, dudaklarını bastırıp konuşmaya devam etti.
"Peki efendim... Onu görmek için sık sık portal kapısından gidip geliyordum derken bir gün bir mucize oldu ve hamile kaldım. Nasıl oldu bilmiyordum ama doğal bir durum olmadığını anlamıştım. Gidip onunla konuştum ve bana 'büyüyle' çocuk sahibi olduğumu söyledi. Bende bunu nasıl yaptığını sorduğumda bana dokuz bebeği kurban ettiğini söyledi," bunları söyledikten sonra kraliçe ayakta zor duruyordu. Bacakları biraz sonra onu taşıyamamıştı ve ağlayarak dizlerinin üstüne yere tekrar çöktü.
Liyan duyduklarına inanamadı. O adi herif olmayan çocuk için dokuz günahsız bebeği canice öldürmüştü. Gözlerinden aktığından habersiz yaşlar süzülürken tekrar sordu. "O cani herif şimdi nerede?" sinirlenmişti. O katili bulunca elleriyle kalbini sökecekti. Keşke şu an Jeff yanında olsaydı tesellisine çok ihtiyacı vardı.
Kraliçe Flora "Ben... Efendim ben onun söylediklerini duyduğumda şoke oldum ve bir daha dünyaya gitmedim. Onu da konseyden atırdım. Sevdiğim adamın bir cani ve kızımın babası olması umurumda değildi. Artık kendimi kızıma ve krallığıma adamıştım ama hata etmiştim onu oracıkta öldürmeliydim. Bu yıllardır yakamı bırakmayan en büyük pişmanlığım..." kollarını kendi etrafına sarıp, "Bir gün adıma büyülü bir mesaj geldi. Kızının doğduğunu görmek istediğini yazmıştı ama karşı çıkıp izin vermedim. Onun gibi bir yalancı katilin kara hazinelerle dolu sarayıma girmesine izin veremezdim. İzinsiz gelmesin diye gerekli yasakları koyduktan sonra doğum zamanı gelip çatmıştı. O gün kızım dünyaya gelsin, belkide lanet kalkar ümidiyle zorda olsa bir doğum yaptım. Kendimde değilken, o gece sizin buraya gelirken kullandığınız aynı geçitten geçip saraya gizlice girmiş, kendi kızını kaçırmıştı. Meğer, Dünyadaki doğaüstü yaratıklara vermek içinmiş. Kara asil kandan doğan birinin bedenine sahip olmakmış amaçları,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECBURİ MÜHÜR ~ Beş Diyarın Efendisi
Manusia Serigala"Şimdi ne olacak bana?" dedi gözlerini içine bakarken. Zack gayet basit bir şey söylermiş gibi, "Alfa krallığının kraliçesi olacaksın." dedi. Liyan şaşkın gözlerle gözlerine baktı. Bunu beklemediği kesindi. "K-Kraliçe mi?" "Jeff yani ağabeyim, Alfa...