...
Kanlı Ay sarayı~Altın sarısı, kırmızı kadifenin ve beyazın süslediği saray sanki peri masalarındaki gibiydi. Daha düne kadar LİARLU🌸kafe'den başka bir yere gitmek istemeyen Liyan; bu gün babasının kolunda evrendeki en güçlü kişi olmuş, boyutları geziyor hem canlı hem ölülere umut ışığı oluyordu.
İşte şimdi sarayın ihtişamlı koridorlarında yüzlerce hizmetli onu saygıyla selamlıyor ve dışarıda halk gelişini büyük bir coşkuyla karşılıyordu. Üstelik daha bahar balosunu bile yapmadan!
Liyan üzerindeki baskıyı iliklerine kadar hissetmişti ama korkmuyordu sadece diğer yarısı yanında değildi ve taht odasına attığı her adım onun içindeki sıkıntıyı büyütüyordu. Etrafta dalgalanan kötü auraları hissediyordu ama kim ya da kimlere aitti bilmiyordu güçleri henüz o kadar açılmamıştı.
Kapıdaki muhafız onları görünce altın kanatlı iki kapıyı özenle açıp selamladı.
İçeriye girmeden onun sıfatlarını yüksek sesle saymaya başladı. O sırada hizmetliler Liyan'ın üzerindeki pelerini çıkarmıştı.
"Majesteleri kraliçe Alya Liyan! Gök Sarayının temsilci prensesi, dört diyarın efendisi, Alfa'nın kraliçesi, kutsal Ruh Çapası... Kanlı Ay'a teşrif ettiler,"
Artık prenseslerini kraliçe olarak anıyorlardı. Selena onlar Alfa'ya gittiği gibi mühürlenen Liyan'ın kraliçe olacağını krallığa oradanda tüm diyarlara yaymıştı. Anons biterken Liyan içeriye en önde girmişti. Ağır adımlarla süzülerek tahta doğru yürüdü. O esnada içerde gelişini bekleyen onlarca insan başını eğerek onu bekliyordu.
Liyan yürürken tahtın solunda köşede tanıdık bir sima ile karşılaştı. Bu kişi eşi Jeff idi.
Ancak bir sorun vardı; Kanlı Ay'a geldiğinden itibaren Jeff'i neden hissedememişti? Ve eşi Kanlı Ay'a nasıl gelebilmişti? Aklında bin bir soru varken nerede olduğunu biliyordu Liyan, ona göre davranması gerekiyordu.
Tahtın önüne geldiğinde arkasına dönüp herkesin başını kaldırmasını bekledi. Selamlama son bulduğunda ona bakan onlarca kişiyle bakışıp yerine oturdu. Babası kral Benjamin tahtında kızına bakarken onda annesini görmüştü. Kraliçe Amaris de her zaman o tahta otururdu. Tabii yanında kendi tahtı vardı.
Herkes tekrar eğilip selam verdi. Açıkçası Liyan gitgide bu resmiyetten sıkılıyordu. Sürekli insanlar önünde saygıyla eğiliyordu nedensiz kendini rahatsız hissediyordu üstelik Jeff'i hissedememesi şu an belli etmese de onu deli ediyordu.
Kral Benjamin "Kanlı Ay'ın çok değerli soyluları ve değerli misafirlerimiz... Bugün diyarların kutlu günüdür. Yıllar sonra Ruh Çapası olan kızım kraliçe Alya Liyan evine yani Kanlı Ay sarayına döndü. Mutluluğumun tarifi olamaz!"
Babasının sözleri Liyan'ı çok mutlu etmişti. Bir yandan eşine bakıyordu. Jeff'te ona bakıyordu ama sanki kavga edenler onlar değilmiş gibi gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECBURİ MÜHÜR ~ Beş Diyarın Efendisi
Lobisomem"Şimdi ne olacak bana?" dedi gözlerini içine bakarken. Zack gayet basit bir şey söylermiş gibi, "Alfa krallığının kraliçesi olacaksın." dedi. Liyan şaşkın gözlerle gözlerine baktı. Bunu beklemediği kesindi. "K-Kraliçe mi?" "Jeff yani ağabeyim, Alfa...