...
Gözleri beni inanılmaz üzmüştü. Neden böyleydi? Ne yaşamıştı? Bir şey mi oldu acaba içeride? Sormaya korkuyordum.
Elimi saçlarında bir süredir tutuyordum. Yanına biraz daha yanaşıp önüme döndüm ve elimi yavaşca saçlarında gezdirmeye başladım. Saçları neden bilmiyorum ama sertti. Bunu beklemiyordum açıkçası. Ne bileyim yumuşak falan olur sanmıştım. Dalgalı falandı ya, uzaktan öyle durmuyordu.
Bana hala bakmıyordu. Tamam, o halde şansımı denemeliyim. Kaybedecek bir şeyim yok nasıl olsa,
"Bir şey mi oldu?"
Bir süre sorumu cevapsız bıraktı. Kalbim giderek hızlanıyordu, neden bilmiyorum. Elimi istemediğim halde çekmeliymişim gibi hissediyordum, bana kızacak gibi geliyordu. Elimi çektim, bunun ardından saçları tekrar gözlerini kapadı ve sorduğum soruya cevap verdi, daha doğrusu cevap mıydı bu yoksa soruya soruyla mı karşılı vermişti
"Ne olması gerekiyor?"
"Hayır yani, ne bileyim üzgün gibisin. Bir şey mi oldu? Bana anlatabilirsin"
"Anlatacak olsam sana mı anlatırdım" sesi dondurucu derecede soğuk hissettiriyordu. BEN Mİ APTALIM NE OLDUĞUNU ANLAYAMIYORUM HALA?!
"Ah.. yani istersen."
"Neden isteyeyim?"
"Soruya soruyla karşılık vermesen mi Kuzey?"
Açıkçası bana ne olduğunu anlatmasını bekliyordum hala. Hayır yani benimle ilgili falan mıydı? Ne yaptım ki ben diye düşünüyordum.
"Siktiğimin çeneni kapasan mı Doğu?"
Son sözüyle kanım donmuştu. Sesi ürkütücü geliyordu. Bana neden Doğu diye seslenmişti? Herkesin aksine bana Doğu demesi rahatsız etmişti. O da bunun farkında olduğundan mı bana böyle seslendi bilemiyordum. Sadece üzüldüğümün farkındaydım.
Sessiz kalmayı seçmiş, lafını ikiletmemiştim. Ve benim sessizliğim Kuzey'in sesiyle bozulmuştu.
"İstediğin kişi Başak mıydı Doğu?"
Şok olmuştum. Evet böyle düşünmesi son gördüklerinden sonra tabiki normaldi, ama ben o sırada Başak'ın bizim Başak olduğunun bile farkında değildim. Ama o bunu bilmiyordu. Açıklanabilecek bir şey gibi de değildi. Yani bunun için mi sinirliydi bana? Kuzey gerçek anlamda sinirlenince gerçekten korkutucu oluyormuş. Şu son yarım saati yaşamaktansa dayak yemeyi tercih ediyordum.
"Hayır Kuzey neden böyle düşünüyorsun? Söyler misin artık?"
"Neden mi? Hah, neden diye mi soruyorsun?"
Tamam, korkuyordum galiba. Ağzıma sıçacak. Şimdi geliyor aha.
Yüzünü tamamen bana çevirdi. Gözlerimin en derinine bakıyordu. Gözleri parlıyordu ama sarı değildi. Kendi rengindeydi.
"Başak'ı mı kıskanıyorsun? Tamam eğer öyleyse söyleyeyim, ben onun Başak olduğunu bile fark etmedim. Uzaktan gördüm. Yanına gidince de anlamadım. Tamam kör olabilirim ama öyle değil Kuzey, buraya isteyerek bile gelmedim ben."
"Ha, Başak, (sinirli olduğu belli olan bir şekilde gülmüştü) tamam Doğu, derdim Başak olsun benim. Sen öyle bil."
Ben bir hata mı yapmıştım? Fark etmiyordum galiba. Ama hatanın en büyüğünü yapmış olabilirdim, ama farkında bile değildim. Yani- neyse ne.
"Ama lütfen bak, sizin aranıza girip Başak için seni ondan ayırdığımı düşünüyorsan, saçmalama."
"Yani," dedi sinir olarak "sen benim kız kardeşime yavşadın, daha sonra beni gördün, bana yavşadın, daha da sonra Başak'ı gördün, neden yavşamayasın? Yavşadığın kişinin yavşamanı engellediği kişiye yavşıyorsun Doğu."
Affalamıştım. Fazla haklıydı. Ama hala neden bana kızdığını anlayamıyordum. Bana Doğu dediğine göre, bana sinirliydi, değil mi? Tamam bana sinirlendiği aşikardı. Simdi sıra neden sinirlendiğini anlamakta.
"Evet haklısın. Dibine kadar hemde. Ama benim Başak'a olan bir ilgim yok. Sarhoştum bana bakan ilk kızın yanına gittim. Kim olduğunu bile çıkaramadım."
"Sana bakan herkesin yanına hemen gidiyor musun sen?"
"Ama sarhoştum ulan."
Neden onun sevgilisi gibi hesap verdiğimi, ve neden onun bana trip attığını gram anlamıyorum.
"Hayatım valla üzgünüm sarhoştumz sen sandım' rp si mi yapıyorsun sen bana?"
"Ben neden sana bu kadar hesap veriyorum ya?"
Kuzey sinirle nefes aldı. HAYIR YANİ GERÇEKTEN ANLAMIYORDUM ELİMD EDEĞİL.
"Boşver anlama Doğu."
"Bana Doğukan de"
"Hayırdır sana mı soracağım?"
"Evet çünkü bana sesleniyorsun."
"Sana herkes bu şekilde sesleniyor Doğu."
"Sen herkes misin?"
"Değil miyim."
Beynim yetmiyordu bu konuşmaya. Fazla içmemiştim halbuki.
"Hayır."
"Aa evet pardon, ben senin sevdiğin kızın kardeşim. Bu detayı atladım."
"Yeter be, neden bana trip atıyorsun- AA HAYIR sözümü kesme, trip mi atıyorum falan diyemezsin bana artık. Soru soruyorum cevap vermeni bekliyorum bana sana sorduğum soruyu sormayı kes ulan."
Sinirlenmistim lan artık. Yeter be. Hayatımda birlikte olduğum kızların bana attığı tribin toplamından daha fazla trip yemiştim on dakikada. Bu neydi be.
Kuzey yan gözle bana bakıyordu. Kollarını göğsünde bağlamıştı ve oldukça yargılayıcı duruyordu.
"Körsün ondan sinirliyim" demişti.
"Neyi görmüyorum? Gayette görüyorum ulan?! Neyi görmediğimi söyle o zaman."
Bana sinirli olduğunu ve kör olduğumdan dolayı sinirlendiğini su anlık cebe koyuyorum. Daha sonra tekrar üzerinden geçeceğim.
Elini umutsuzca yüzüne koyup 'bundan bi sik olmaz' manasında başını salladı.
Bir şey demeden kaldırımda park halinde duran motora- MOTOR SÜRÜYORDU? KARDEŞŞ SEN NE DİYORSUN
"KUZEY DUR SEN HİÇ SINIFTA KALDIN MI?" diye bağırmıştım o motorun dibine vardığında. Bana manasızca dönüp
"İki kere" demiş ve kaskını kafasına geçirmişti.
Simdi anlıyordum. Eğer ben şu an on sekiz oluyorsam o yirmisindeydi. DEMEK BU YÜZDEN
Ben kişisel aydınlanmamı yaşadığım sırada o motora binip uzaklaşmıştı.
Kulübün kapısının önünde iki kere sınıfta kalacak ne yaşadı acaba diye düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYNO / GAY
RandomDoğu, düşürmeye çalıştığı kızın abisinin, semtin meslek lisesindeki en serseri herif olduğunu bilmiyor. İnanılmaz klişeleşmiş, tek konusu se.ks olan badboylu aşırı pasif-maskulen ilişkili, mafya-ağa kitaplarından sıkıldın mı? Buyur yavrum aradığın y...