Aynı zamanda,
+90..: Toprak bu gün okul çıkışı konuşabilir miyiz?
Zilin çalmasıyla elime telefonumu alıp kısaca gelen bildirimleri kontrol ederken yabancı bir numaradan gelen mesajı fark etmiştim. Üstten okuduğumda yazan kişinin kim olabileceğini tahmin edemiyordum. Sonuç olarak herkes olabilirdi. Daha öncede buna benzer mesajlar almıştım ve sonucu çıkışa çağırmakla bitmişti. Mesaja bakmamıştım daha sonra bakarım diyerek öbür mesajlarla ilgilenmeye karar vermiştim. O sırada telefonum elimde tekrar titredi ve aynı kişiden başka bir mesaj daha geldi.
+90..: bak yaptıklarımı açıklamama lütfen izin ver.
Gerçekten büyük bir vicdan azabı çekiyorum.
Gelen mesajlara da üstten bakmıştım. Ve bu mesajı atabilecek kişileri kafamda canlandırmaya çalıştım. Aklıma son anda gelen, gelmesini hiç istemediğim kişi gelene kadar. Onun olmamasını umarak yanımda oturan Doğu'ya dönmüştüm.
"Kanka sende Rüzgar'ın numarası var mıydı"
Rüzgar lafını duymasıyla alaylı bir ciddiyetle bana döndü.
"Hayırdır aslan parçası?"
"Ya ban biri yazıyor da. Onun olabileceğinden şüpheleniyorum. Ki umarım değildir."
Kaşları ben her konuştuğum saniye daha da havaya kalkarak ne kadar şaşkın ve meraklı olduğunu belli ediyordu. Biraz düşündü ve cevap verdi.
"Var aslında. Hastanedeyken vermişti."
Tuttuğum nefesimi vermiştim sonunda. Cebinden telefonunu çıkartıp hızlıca rehbere girdi ve adını bulup ekranı bana çevirdi. Numarayı bana mesaj atan kişininkiyle kontrol edince korktuğum şeyin başıma harika bir şekilde geldiğini anladım. Doğu'ya teşekkür dışında bir şey söylemeden telefonumun ekranına döndüm. Uzunca bir süre bildirim panelinden yazılan mesaja baktım ve tekrar tekrar okudum. O sırada zil çalmış ve hoca tüm öğrenci nefretiyle içeriye giriş yapmıştı. Ki bende bu mükemmel kırk dakika içerisinde sadece ne cevap vermem gerektiğini düşünmekten başka bir şey yapamamıştım.
...
: Tamam.
Rüzgar: gerçekten minnettarım. Bizi biraz geç salacaklar parka gelebilir misin lütfen?
: Tamam.
Rüzgar: teşekkürler.
Telefonu kapatıp kafamı ellerimin arasına aldım. Fazla iyimser ve kibar davranıyordu ki bu beni daha kötü yapıyordu. Neden böyle davranıyordu? Hiç bir şey olmamış gibi davranmak daha kolaydı oysaki.
...
Sözünü verdiğim gibi parka gelmiştim ve girişte bir banka oturmuş bekliyordum. Tek sıkıntı titreyen ellerim ve dizimdi. Durmuyorlardı ve bu bana gram yardımcı olmuyordu. Yirmi dakikaya yakın zamandır gelmesini bekliyordum.
Bekleyişim çoğu insan arasında hemen dikkat çekebilen beyaz saçlarını görmemle son bulmuştu. Etrafta birini arıyormuş gibi göz gezdirdi- ki arıyordu. Gözlerimizin buluşmasıyla adımlarını hızlandırıp yanıma doğru gelmeye başladı. Her adım attığında kalbim yerinden biraz daha oynuyordu. Yanıma gelip bankın boş olan kısmına oturdu. Bir süre bir şey demeden elleri ceketinin cebinde stresli olduğu belli olan bir ifadeyle karşıya baktı. Bu işin bir an önce bitmesini istediğimden onu konuşturmam gerekiyordu.
"Ee, konuşmak için çağıran sendin. Sabaha kadar bekleyemem biliyorsun."
Yüzündeki gerginliğin giderek arttığı belliydi. Vücudunu bana doğru çevirdi ve derin bir nefes alıp konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYNO / GAY
De TodoDoğu, düşürmeye çalıştığı kızın abisinin, semtin meslek lisesindeki en serseri herif olduğunu bilmiyor. İnanılmaz klişeleşmiş, tek konusu se.ks olan badboylu aşırı pasif-maskulen ilişkili, mafya-ağa kitaplarından sıkıldın mı? Buyur yavrum aradığın y...