Gecenin dördünde yazıyorum, ve yarın erken kalkmam gerek. İlham perilerim yaşlı ve kanatlı dayılar olduğu için pek şaşırmıyorum doğrusu. Neyse lafı gelmişken yazayım, bu kitabı tamamen zevk amaçlı yazıyorum yani elimde yıllardır var olan kafamda kurduğum karakterlerin ilişkisini artık tamamen belirlemek amacıyla. Yhaani hem böyle yazarken eğleniyorum güzel oluyo. Gerçi bunu daha önce yazmış olabilirim belki bahsetmişimdir. Neyse çiğerlerim boş yapmiyim daha çok. Zaten bu yazar notlarını okuyan var mı? Şahsen ben okumuyorum direk konuya gir işte dimi amk ne uzatıyosun boş boş diyip geçiyorum mesela. Bi bölümü şu an ortalama on kişi okuyo ve ben hiç birinin burayı okuyacağını düşünmüyorum ama yine de kafa bulmak güzel zort. Yüz kelime çıkardım burdan 🤙🏻
.
Dediklerime karşılık olarak yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirmişti. Anladığım kadarıyla dediklerimi küçümüyor yada inanmıyor gibi bir tavrı vardı ki bu gayet doğaldı. Ben bile dediklerimi idrak etmeye çalışıyordum sonuçta. Bir anda içimden gelen her şeyi söylemek benim de uzun süredir tam olarak kararlaştırmadığım kavramların yerine oturmasını sağlamıştı.
Burnundan gülerken tek elini yüzüne götürüp kafasını hafifçe iki yana sallıyordu.
"Çok komik adamsın sen var ya."
Yüzündeki alaycı sırıtış eksik olmadan konuşmuş ve az önce o kadar da önemli olmayan şeyler söylemişim gibi sehpaya uzanıp eline geçen ilk poğaçayı yemeye koyulmuştu.
"İnan yada inanma. Dediklerim tamamen içtendi."
Bir anlığına durdu ve düşünüyormuş gibi gözlerini kısıp camdan tam karşıya baktı. Saniyeler sonra cevap verdi. Gayet doğal ve gülerek konuşuyordu.
"Biliyor musun, bana bunu ilk ve son söyleyen kişi beni aldatmıştı."
Tamam, şu an karşımda oturan kişi bambaşka biriydi. Dünki kişi de aynı şekilde, tanıdığım kuzeyi sadece eve girdiğim ilk beş dakika içerisinde görmüştüm ve şu an karşımda duran kişi o değildi.
"Bak, ne yaşadın yada sana ne yaşattılar bilmiyorum ama, her insanın aynı olmadığını biliyorum. Ve buna inanıyorum."
"Ah evet her insan aynı değildir ama bütün erkekler aynıdır. Bunu inkar edemezsin."
Dedikleri üzerine kaşlarımı çatmıştım. Harika, eski sevgili vakası. Baba problemleri yetmiyormuş gibi. Gerçekten yükünü hafifletmek istiyordum ona daha yakın oldukça. Ve bunu yapabilmem için bana izin vermesi gerekiyordu, başka türlü o yükün altında kalmasından korkuyordum.
Söyleyeceklerine diyecek bir şeyim yoktu bu yüzden susmayı tercih etmiştim. Ne yaşadığını ve bahsettiği kişinin kim olduğunu da ayrıca merak ediyordum. Ama insanların hayatına burnumu sokmayı şu an istemiyordum. Kendisinin anlatmasını beklemek en iyisi olacaktı. Bu yüzden konudan tamamen bağımsız saçma bir soruyla ortamın atmosferini değiştirmeye karar verdim.
"Bir şey soracağım, elektro gitar çalan tanıdığın var mı hiç?"
Neden bunu sordum bilmiyordum ama aklıma gelen tek şey buydu. Kendiside gitarlarla ilgilendiği için belki vardır umidiyle bu konu üzerinden konuşuruz diyordum. Muzik zevkini de merak ediyordum neticesinde.
"Evet."
Dediğine şaşırmıştım çünkü öylesine sorduğum bir soruydu ve bu kadar ciddi bir cevap beklemiyordum. O elindeki boğaçayı bitirmek üzereyken bende sehpadan elime geçen ilk şeyi yemeye koyuldum ve meraklı gözlerle ona bakarak konuştum.
"Cidden mi?"
"Evet."
Bir kaç saniye durdu ve devam etti.
"Ben."
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Bir an için gözlerimin önüne elektro gitar çalarken ne kadar taşaklı görüneceği gelmişti. Ve evet bu görüntü beynimde bir süre duracaktı.
Gerçekten bu kadar yetenekli olabileceği onu ilk gördüğümde aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Asla geçmemişti, beyni boş bir serseri sanmıştım ve şimdi karşısında durmak bile tüylerimi diken diken ediyordu.
"Sen- inanılmazsın bak çok ciddi söylüyor beni hemen şurda siksen sesimi çıkartmam-"
Yüzündeki gülümsemenin genişlemesiyle dediklerimin farkına vardım. Evet dobra konuşmuştum sadece bir anlığına. Kraşımdakinin erkeklere yükseldiğini unutarak. Ama düşününce inkar etmiyordum söylediklerimi.
"Altta olmaya bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum"
Yaptığı ima beni de güldürmüştü. Hayır değildim fakat kuzey için değerdi- bazen diyorum ki keşke beynimizin bazı panellerinde kapatma düğmesi bulunsa, her şey çok daha kolay olurdu. Ben bunları aklımdan geçirirken neden bilmiyorum fakat sanırım ciddi görünmüş olacaktım ki ekleme yaptı.
"Bu kadar düşündüreceğini bilseydim söylemezdim. Ama madem bu kadar düşündün cevap ver,"
Yoğun sarıya kayan gözleriyle bana döndü ve yüzündeki gülümsemeyi silmeden ekledi.
"Altta mısın üstte mi aslan parçası."
Yutkundum ve olabildiğince sakin ve kayıtsız bir ifadeyle konuşmaya çalışacaktım. Yüzüme ufak bir sırıtış ekledim ve cevap verdim,
"Bende senin benim hangi pozisyonda olduğum bu kadar merak ettiğini bilmiyordum."
Önümdeki sehpadan kafamı çevirmeden gözlerimi ona çevirdim. Ses çıkarmayınca devam etmeye karar verdim.
"Aslına bakarsan ilk azdığım herif sensin ve altta yada üste olma durumunu bu yüzden düşünmedim şahsen. Denemeden bilemem sonuçta, değil mi?"
Yüzümdeki sırıtışı genişleterek elimdeki börekten bir ısırık aldım. Patatesli böreği kim seviyordu cidden?
..
En iyisi peynirli olan. Patatesliyi hiç bir zaman sevmemişindir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYNO / GAY
RandomDoğu, düşürmeye çalıştığı kızın abisinin, semtin meslek lisesindeki en serseri herif olduğunu bilmiyor. İnanılmaz klişeleşmiş, tek konusu se.ks olan badboylu aşırı pasif-maskulen ilişkili, mafya-ağa kitaplarından sıkıldın mı? Buyur yavrum aradığın y...