NE İSTİYORSUN? {16}

4.2K 223 12
                                    

Merdiven basamaklarını çıkarken onun peşi sıra ilerliyordum.

"Burdan manzara çok iyi yanlız"

Manzara derken neyi kast ettiğimi anlamıştı. Merdivenden çıkmayı kesmeden kafasını bana döndürdü

"Ağzını burnunu siktirme bana."

Sinirlenince ayrı iyi oluyordu ah bunu bi bilse.

Kaçıncı kata çıkıyorduk bilmiyordum fakat pestilim çıkıyordu.

"Kaçıncı kat ulan?!"

"Altı." Muzip bir gülüşle söylemişti. Acı çektiğimi fark etmişti şerefsiz.

"Kucağımda mı taşıyayım oç gelmek isteyen sendin yoksa bu basamakların hepsini bir bir sana mı sokayım ne istiyorsun."

Asabi kedim benim götünü yicem şimdi var ya o kadar tatlı geliyor ki gözüme. Aynen doğu seni istediği her an gebertebilecek bir herif, aman aman ne kadar tatlı.

Son basamağı da çıkınca eline tekrar anahtarı alıp demir kapıyı açtı. Açtıktan sonra sırt çantasını girişe bırakıp üstündeki ceketi çıkarmaya başlamıştı bile.

İçeriye direk ayakkabıyla girmesine şaşırmıştım. Ultra zengin falan mıydı bunlar.

"Direk ayakkabıyla dalayım mı oha filmlerdeki gibi"

Yüzüme mal mı bu diyerek baktı.

"Gel"

Geleyim yavrum geleyim.

İçeriye girince fark ettim ki burası teras kattı. Etrafı tamamen camla kapatmışlardı. Kendi barları varmış lan. Kocaman bir mekandı. Kapıdan girince sol köşede raf raf içki duruyordu. Kenarlarında puflar ve bazı maslar vardı. Tam ortada 'L' koltuk duruyordu. Sadece bir oda vardı ve orası da tuvaletti muhtemelen. Duvarların rengi koyu griydi ve yer yer poster, afiş tarızı şeyler asılıydı. Mükemmel bir arkadaş ortamıydı. Ve her arkadaş grubunun zamanında böyle bir ortam oluşturma hayali vardı.

Tamam bunlar baya para sıçıyordu.

"Burası direk size mi ait lan fenaymış" diyerek girmiştim. O sırada çıkardığı ceketini kenardaki ayaklı askılığa asıyordu. Maşallah üstünde kısa kollu boğazlı kazak vardı. Madem kısa kollu neden boğazlı amına koyayım? Neyse ne Doğu sana ne seni ilgilendirmez bak işine.

"Evet. Teras benim aileye ait. İçini bir kaç kişi toplanıp düzelttik."

Çok iyiymis anasını satayım.

"Çok iyi mekan lan helal olsun size."

Benim varlığımdan memnunmuş gibi durmuyordu. Fakat bu beni ilgilendirmiyordu. O istesin istemesin ben peşindeydim.

Bana mal muamelesi yapan ezici bakışını atıp L koltuğa geçmişti. Oturduğu an telefonunu çıkarıp muhim işleri varmışcasıba odaklanarak bakmaya başladı.

Tamam, buraya gelmek isteyen bendim. O davet etmedi. Bu yüzden sikinde değildim. Ne yaparsam yapmalıydım yani.

Bende onun peşinde koltuğa doğru geçip tam dibine oturdum. Koca koltukta.

Bunu fark edince yan gözle bana bakıp

"Sen harbi mal mısın lan? Var mı yani kafanda? Psikoloğa gittiğin oldu mu hiç"

Yerimden kımıldamadan

"Hayır ama delirirsem suçlusu sensin."

"Her bokun suçlusu benim amına koyayım aynen. Siktir git köşede otur"

Bu sözlerine ona daha da çok sokulmuştum. İnadım inat kardeş yapacak bir şey yok.

İyice sinrilendirmiştim galiba. Tamam ileri gittim evet kesinlikle.

"Ne? Ne istiyorsun?"

Cidden manasız hareketlerim olduğunu düşündüğünden bir şeyler istediğimi düşünüyordu doğal olarak. Doğruydu.

"Seni?"

"Sen baya ileri gidiyosun siktirme kendini bak. İki yüz verince bokunu çıkartıyosun var ya."

Haklıydı. Haklı olması bile ateşliydi bu herifin. Allah nazarlardan saklasın.

Dediklerine aldırmadan kafamı omzuna yasladım. Çok güzel kokuyordu.

"Hangi parfümü kullanıyorsun?"

"Sen herkesi böyle kokluyor musun lan?"

"Sen herkes değilsin"

Ağzından ya sabır sözleri dökülüyordu.

Telefonunu kapayıp kenara koydu ve bir süre, sanırım düşünüyordu, beklemeye başladı.

Zaman geçtikçe daha çok heycanlanıyordum. Omzu çok rahattı saatlerce bu şekilde durabilirdim. Zaman dursa ya, fena olmazdı.

EYNO / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin