SAL BENİ YİĞİDİM {29}

3.2K 172 8
                                    

En son ne yazdım hatırlamıyorum. Bu kitap niye okunuyo ya

..

*Bir gün sonra*

Asya beni aramıştı. Anlattıklarından anladığım kadarıyla Kuzey hastaneden çıkmaya kararlıymış ve Asya ne yapması gerektiğini bilemiyormuş. En son onu göreli iki gün olmuştu ve bu süre içerisinde kimseyle görüşmeyi kabul etmemişti. Şimdi ise hastaneden yaralı halde çıkmayı planlıyordu. Gerçekten bu çocuğun hiç bir yanının normal olduğunu düşünmüyordum. Onu bu yüzden seviyordum galiba. Normal değildi. Hiç bir yanıyla hemde.

Anormal derecede çekici bir özelliği vardı. Anormal derecede yetenekliydi. Anormal derecede dayanıklıydı. Anormal derecede agresifti. Anormal derecede güzel bir götü falan vardı. Daha bir çok şey sayabilirdim. Bir çok nedenim vardı yani sevmek için.

Ben bunları düşünürken inmem gereken durağa vardığımı fark ettim. Otobüsün kapıları açıldığında kaldırıma inip hastaneye doğru koşar adım ilerlemeye başlamıştım. Hastaneden çıkmayı istemesini anlıyordum ama mantıklı değildi. Sonuna kadar iyileşmesi gerekiyordu en azından.

Hastaneye vardığımda kapıdan içeri girip asansörle hasta katına çıktım. Uzun koridorda ilerleyip 3131 numaralı kapının önüne varınca durdum ve kapıyı formaliteden çalıp içeri girdim.

Girdiğimde dimdik ayakta duran ve üzerine giydiği siyah gömleğin son düğmlerini ilikleyen bir Kuzey ve köşedeki koltukta kafasını ellerinin içine yaslamış umutsuzca durak Asya'yı gördüm. Benim içeri girdiğimi fark edince Kuzey gömleği bırakıp gözlerini bana çevirmişti. Gayet soğukkanlı ve ne yaptığını biliyormuş gibi duruyordu. Asya yerinden en azından biraz Umut olabilecekmişim gibi kalkıp yanıma geldi ve yardım etmemi istedigini belli eden gözleriyle baktı. Kısa süreli sessizliği Kuzey bozmuştu. Bir yandan yakasını düzeltiyordu.

"Sen mi çağırdın?"

Asya'ya ithafen sormuştu bunu. Gözlerinde umursamaz bir bakış vardı. Ne olursa olsun istediğini yapacağı belliydi sanki. Ve inanır mısınız şu an kalbim yerinden çıkacak gibi atarken benim onu engelleyecek hiç bir mecalim yoktu.

Asya son umutlarının da tükendiğini belli ederek karşılık verdi.

"Başka çarem kalmamıştı, abi lütfen bir kere olsun beni kırma. Daha iyileşmedin-"

Yüzündeki umursamazlık ifadesi kaybolup yerini öfkeye bırakmıştı.

"Doktorların her dediğine inanıyor musun sen? Benim bedenimi benden iyi bilmiyorlar. Onlara kalsa bir ay yatacağım şu sikimsonik yatakta. Ne işe yarayacak bu?"

Asya artık cevap vermeye yeltenmemişti. Buraya çağırılma amacımı yerine getirmeliydim bende.

Bir kaç adım atıp yanına vardım ve elimi destek verircesine omzuna koydum. En sakin ses tonumla konuşmaya başladım.

"O sadece senin iyi olmanı istiyor. Senin için endişeleniyor. En az bende onun kadar endişeleniyorum seni böyle gördükçe. Kendin için olmasa bile kardeşin ve ne kadar umrundadır bilmiyorum ama benim için kendine iyi bakmaya çalış. Seni seven ve iyi olmanı isteyen insanlar var Kuzey."

Yüzündeki sert ifade değişti ve bir anlığına bile olsa gözlerindeki o hüznü gördüm. İnsanın gözleri dolmaya başlayınca yüzünü ekşitir ve tiksinerek etrafa bakar ya hani- hayır bu sadece onun için geçerli- o şekilde bakıyordu şu anda. Bir kaç saniyelik bakışmamızın ardından karşılık verdi.

Elini aynı benim yaptığım gibi omzuma yerleştirmişti.

"Hayatımda hiç bir yerin yok Doğukan. Üç haftada kendinin bu kadar değerli olduğunu düşündürdüysem kabahat bende tabi. Senden söz dinleyecek değilim. Bana söz anlatacak değilsin. Bir şey değişmeyecek."

Lafını bitirir bitirmez eliyle beni sertçe kenara doğru itti ve hızlı bir şekilde yürüyerek kapıya yöneldi. Bu kadar sağlam durması hala şaşırtıyordu tabii.

İttirmesinin etkisiyle hafifçe sendeleyerek gerilemiştim.

Asya ve benim yapabilecek bir şeyimiz kalmamıştı. Odadan ayrılıp sertçe kapıyı kapattı.

Anlamıyordum. Beni neden bu kadar sevmiyordu. Tabii bazı sebepleri olabilirdi. Ama gerçekten dediği kadar önemsiz miydim onun hayatında? Kalbim sızlamaya başlamıştı. Her yanına ulaşmaya çabaladığımda daha çok dibe batıyordum, daha kötüye gidiyordu hep. Her seferinde. Ne kadar denemekten vaz geçmesemde sonuç hep aynıydı. Bir filmi tekrar tekrar izliyordum sanki. Sonu hiç değişmiyordu. Biraz bile ilerleyemiyormuşum gibi hissediyordum şu anda. Bu lafları etmeseydi eğer en azından biraz yanında olabildiğimi düşünebilirdim. Ama bu cidden üzmüştü. Gerçekten onun peşini bırakmamı istiyordu.

"Her zaman böyleydi."

Asya sinirleri bozulmuş bir şekilde koltuğa yığılmıştı. Kafasını tek koluna dayamış yere doğru bakıyordu.

"Hep arkasını kolluyordum çocukken. Ama şu an çocuk değiliz ve bazı şeyler benim elimde olmuyor artık. Bu çok yorucu. Gerçekten çok yorucu"

Sonlara doğru sesi titreyerek çıkmıştı. Onu çok iyi anlayabiliyordum. Bir kardeş olarak her ne kadar kardeşim olmasada onunla empati kurabiliyordum.

...

Zort

EYNO / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin