DEPRESYON [30]

3.1K 173 7
                                    

Hikayenin sonunu aklıma oturtabildiğim için tekrar yazmaya geldim çünkü çok sabırsızlanıyorum şu an gelecek bolumleri yazmak için 🤙🏻

...

Okullar tatildeydi. Bir hafta boyunca en azından. Ve ben kararımı çoktan vermiştim. Kuzey telefonlarıma cevap vermemişti Asya da onun nerede olduğunu bilmiyordu. Ben de dedim ki acaba terasa gidersem onu orada bulur muyum. Çünkü gidecek başka yeri var mıydı ki.

Bu yüzden annemlere Deniz e kalmaya gidiyorum diyip evden çıkmıştım ve şu an evin sokağına girmiştim bile. Elimde o gün bıraktığı anahtar olduğundan açmasa bile girebilirdim. Şu an ki tek isteğim onun orada olmasıydı. Ve başka birisinin olmamasıydı. O yokken aklımdan her türlü senaryoyu düşünmüştüm ve her biri öbüründen de kötüydü.

Adımlarımı hızlandırdım ve dış kapıyı açarak beş kat merdiveni çıkmaya başladım. Dördüncü katta durup biraz soluklandım ve son kata gelince kapıyı tıklattım. İçeriden ses gelmeyince tekrar tıklayıp kulağımı kapıya dayadım. Tamam yine ses yoktu. Bu sefer kapıyı çalmadan seslendim "elimde anahtar var şu an içeri giriyorum her kim varsa haberi ola."

Anahtarı elime alıp kapıyı açmaya yeltenmiştim ki kapı aniden açıldı. Beklediğim kişi karşımda duruyordu. Daha önce görmediğim kadar dağılmıştı. Sakalları uzamış ve saçları olabildiğince dağılmıştı. Üstündeki bol siyah tişört ve eşofman da durumu beter gösteriyordu. Hafif kilo vermiş gibi duruyordu. Şu haline bakacak olursam düzenli beslendiğini düşünemezdim. Gözlerinin altı morarmış ve çatlaklar vardı. Bu aklıma direkt olarak çok fazla içtiğini getirdi. Tamam kaldığı yerde raf raf alkol olması insanın direncini kırabilirdi. Ama normalde de buraya geliyordu ve bu kadar kötü dağıtmıyordu diye düşünüyorum. Şu an ne değişti de bu hale geldi? Tamam vurulmuş olması bu sebeplerden biri olabilirdi. Bir süre göz göze geldik ve sessizliği birimizin bozması gerektiğini düşünerek konuşmaya başladı.

"Ne?"

"Ben de seni özledim aslan parçası."

Karşılığında bir cevap alamadım ve bu beni biraz üzdü. Sinirlenmesini yada laf atmasını bekliyordum en azından.

"Günlerdir yoksun, burada olabileceğini düşündüm."

"Düşünmen buraya gelmen için bir sebep değil. Ne istiyorsun?"

"Ne mi istiyorum? Aptal mısın sen? İstediğim bir şey yok. İyi olup olmadığını merak ediyorum Kuzey. Aklımdan türlü türlü şey geçti anlamıyor musun?"

Sinirliydim. Ona verdiğim değeri görmezden geldiği için.

Karşılığında sessiz kalmayı tercih etti. Ve bu beni daha çok sinirlendirdi. Kolunu kapıdan çektim ve kendimi içeriye zorla da olsa sokmayı başardım.

"Sabaha kadar kapıda mı bekleyecektim?"

İçeriye ilk girdiğimde fark ettiğim şey ağır alkol kokusu ve dağınıklıktı. Gerçekten depresif bir piç olmuştu. İnanılmaz.

Etrafa göz gezdirip hala kapıda duran kuzeye döndüm.

"Depresyonda olmadığından emin miyiz?"

Bana boş gözleriyle baktı ve bu benim sorumu daha karmaşık bir hale soktu. Yanına gidip onu kolundan tuttum ve koltuğa oturmamız için sürükledim. İtiraz etmedi yada kolunu geri çekmedi ki bu normal değildi. Şu an çakır keyif olup olmadığını sorguluyordum içimden.

Karşı karşıya oturduk. Normalde full taşşak modunda olan bir insan olduğumdan şu an tamamen ciddi görünmem gerekiyordu. Dirseklerimi dizime yasladım ve ellerimi önde birleştirdim. Yıllardır takınmadığım ciddi bir yüz ifadesiyle kuzeye bakıyordum. Karşımda bu kadar tükenmiş bir şekilde dururken kendimi toparlayarak konuşmak gerçekten zor olacaktı. Sırtını tamamen geriye yaslayıp kollarını göğsünde bağlamış diyeceklerimi bekliyordu.

"Öncelikle, ayık mısın?"

"Fazlasıyla"

Bunu söylerken yüzündeki saniyelik sırıtışı görebilmiştim. Hayır değildi. Ve ne yaparsam yapayım olmayacaktı da.

"Kuzey artık bana neden bu kadar bitik bir durumda olduğunu anlatacak mısın? Neden zorluyorsun söylememek için problemin ne? Söyle birlikte çözelim ben senin yanında olmak için elimden geleni yaparken sen benden kaçabilmek için her yolu deniyorsun? Ama merak etme, bu gün bunu tamamen açıklığa kavuşturmadan gitmeyeceğim. Gitmeyi de düşünmüyorum. Bu yüzden işimizi kolaylaştır ve anlatmaya başla."

Bir kaç saniye sessizliğin ardından orta sehpadaki boş bira şişelerinin arasından dolu olduğunu düşündüğü bir şişeyi alıp kafasına dikti ve konuşmaya başladı.

"Nereden başlamamı istersin?"

Gülüyordu. Rolleri değiştirmiştik. O beni sinir ediyordu.

"Sen nereden istersen."

Ciddiyetimi bozmadan konuşmaya çalışıyordum ki bu oldukça zordu.

"Tamam. Sebebini sormuştun. Tüm bu dağınıklığımın. Oradan başlayalım istersen."

Merakım iyice artmış diyeceği sözleri bekliyordum.

"Evet?"

Şişeden bir yudum daha aldı.

"Sensin."

...

İçime sinen bir bölümdü 🤙🏻

EYNO / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin