EYNO / GAY

YAKARIŞ {23}

EYNO'ya vardığımda soluk soluğaydım. Bir yere dayanım nefesimin düzelmesini bekledim bir kaç saniye. Düzeldiği an arabalar için açık olan kapıdan içeri girdim. Hemen kapıda ambulans duruyordu. Etrafa bir sürü insan toplanmıştı. Herkes şok olmuş gözlerle sedyede yatan kişiye bakıyordu. Kalabalık fazla olduğundan göremiyordum. Doktor ve polislerin geride durun bağırışları arasında içimden tonla dua okurken herkesin içini yakan bir ağlama sesi duyuluyordu.

Bir kızın yakarışıydı bunlar. Kalbim yerinden çıkacak derecede hızlı atıyordu. Kalabalığı yararak sese doğru ilerlediğimde ağlayanın Asya olduğunu fark ettim başında beklediği beden ise Kuzey'indi. Heryerde kan vardı. Donup kalmıştım. Hayır hayır bu olmasını istediğim en en son şeydi.

Eliyle karnına baskı yapıyordu. Karnından vurulmuştu. Yüz ifadesinden ne kadar acı çektiğini tahmin edebiliyordum. İçim ürperiyordu. Yanıyordum. Ağlamak istiyordum. Zorla yanına gittim ve titreye ellerimle yüzüne dokundum. Başımda her kim varsa beni geri çekmeye çalışıyordu ama gözüm onları görmez olmuştu. Ağzımdan "kuzey" sözcüğü döküldüğünde acıyla kapadığı gözlerini çok az aralayarak bana bakmıştı. Bir saniye sürdü sürmedi tekrar kapadı. O sırada beni geriye çekip yaralıyı ambulansa bindirmişlerdi. Asya da ambulansa bindi. Kapılar kapanıp ambulans sireni duyulduğunda çoktan hastanenin yolu tutulmuştu.yanımda durak ilk kişiye

"Hangi hastaneye gidecek?" Diye sormuştum. Öğretmen olduğunu anladığım adam bilmiyorum anlamında başını sallamıştı.

Kafayı yememe az kaldığı sırada omzum dürtülmüştü. Hışımla arkamı dönüp elin sahibine baktığımda Kuzey'in peşinden ayrılmayan beyaz saçlı çocuğu gözleri kızarmış bir şekilde bulmuştum.

"XXX Hastanesi"

Demişti.

"Babamın gelmesini bekliyorum onunla gideceğim sende gel benle istersen."

Şaşırmıştım. Ona fazlasıyla teşekkür borcum olmuştu. Elimle gözlerimden akmak üzere olan yaşı silmiş ve olur anlamında başımı sallamıştım.

O okul çıkışına geçip bir yere dayandığında dönüp bana bakmıştı. Gözleriyle gelsene amk malı hareketi yaptığında peşi sıra çıkışa ilerlemiştim. Onun yanına geçip duvara dayanmıştım.

Elini bana uzatıp

"Ben rüzgar bu arada. O kadar olay yaşandı bir türlü tanışamadık adam akıllı."

Uzattığı eli sıktım ve acı bir tebessümle suratına baktım.

"Haklısın. Doğu bende."

"Merak etme, seninle birlikte hastaneye gitmeyi göze aldıysam senin onun için önemli olduğunu düşünüyorumdur ve bu yüzden hakkında her şeyi biliyorum. Rahat olabilirsin."

Bu beni rahattan çok daha da stresli hale getirmişti. hakkımda her şeyi bildiğini söylemesi biraz korkunçtu. Yinede bozuntuya vermedim ve el sıkışmamızın ardından elimi çektim. O sırada sol taraftan adımı seslenildiğini duydum. Toprak ve Deniz soluk soluğa kalmış buraya geliyorlardı.

"ANASINI SİKTİĞİMİN HERİFİ BİR KEREDE BEKLE ULAN, ÇOK DEĞİL BİR KERE!"

Toprak bana ağız dolusu küfürler ederken yanımıza varmışlardı. Toprak o sıra Rüzgarın yanımızda olduğunu fark etmemiş olacaktı ki bana saydırmaya devam ederken aniden Rüzgarla göz göze geldi ve bu susmasına yetmişti. Sessiz bir şekilde bana

"O neden yanında?" Diye sormuştu

Deniz gülmemeye çalışarak bir Toprağa vir de rüzgara bakmıştı. Sonrasında ben denizle göz göze gelince ikimizinde aynı durumda olduğunu fark ettik ve bakışmamız bizim anırarak gülmemize sebep olmuştu. Elimizde değildi. Kuzeye olanlardan sonra göğsüm yanarken gülüyordum. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Beklemekten başka.

Daha sonrasında iki aptala olanları açıklayıp dördümüz birlikte Rüzgarın babasını beklemeye başladık. Üç kişi arkada göt göte gidecektik. Bir ara Deniz Rüzgara

"Abi biz arkada göt göte gitmeyelim sen Toprağı kucağına alsan olur mu?"

Diyerek dalga geçmişti. Bunun üzerine hepimiz gülmüştük tabi. Toprak ve Rüzgar konuyu ciddiye almadıklarından dolayı pek rahatsız durmuyorlardı.

...
Dram serpiştirdim araya.