Kafeteryada Toprak ve Denizle oturmuş kuru ekmek yermişçesine kantin tostu yiyorduk. İki üç sucuk gelmeseydi ağzımıza o zaman tamamen bomboş diyebilirdim. Tostunu erken bitiren Toprak -hayvan gibi yemek yiyordu, nefes almadığını bile söyleyebilirdim- kafasını dirseğine yaslamış etrafına bakıyordu. Eğer etrafa bakıyorsa bu tek bir kişiyi arıyor demektir. Yağmur'u.
Deniz bunu fark ettiğini belli ederek ağzı doluyken konuştu
"Kanka o kız bakmaz boşa uğraşma. Etrafındaki erkekleri görmedin mi hiç?"
Deniz'e katıldığımı belli eden bir hareketle kafamı aşağı yukarı salladım.
"Siz nerden biliceniz sanki anasını satayım. Şu herife baksana," gözleriyle beni işaret etti "bir kaç güne yazdığı kızın abisinin üstüne çıkacak. O herifte inkar etmeden kabul ediyor bu malı. Hayır yani bu ihtimal var da neden benim yağmurla olma ihtimalim yok?"
Bunun üzerine sesli bir şekilde gülmüştüm.
"Üzülme be kanka, sana da onun arkadaşını ayarlarız, fena mı?"
Lafımın üzerine gerçekten gey olduğum konusunda hemfikir olmuşlardı anlaşılan. Sorun yok, öyleydim. İki haftadır farkındaydım sadece. Onu görmem fark etmeme yetmişti biraz geç olsa da.
Toprak ve Deniz bazen hala benim onunla dalga geçtiğimi düşünebiliyordu, bu normaldi çünkü şu zamana kadar hep karı kız peşinde koşmuştum. Başka derdim yokmuşcasına.
"Kanka onun arkadaşı da fena herif değil falan ama o beni tek eliyle sikip atar."
Üçümüzde buna gülmüştük işte.
"Vay tek derdin bu olsun yavrum."
Gerçekten Toprak'ın dediği gibi olurdu bu arada. Genetik diyeceğim akraba falan da değiller fakat Kuzey gibi neredeyse iki metreydi. Her ne kadar zayıf dursa da ben öyle olduğunu sanmıyordum. İşte bu herifin yanında bir de bizim Toprak vardı. 1.70 -kendisi 1.80 olduğunu idda ediyor- yüzü en az genç kızlar kadar güzel bir çocuk. Görünüşünün aksine kendisi çok sarkastik bir kişiliğe sahip olsa da bu bir şey değistirmezdi.
Deniz o sırada dalgayla karışık
"Yakışırsınız aslında var ya, hem tanıdığa gidersin bak fena mı."
Toprağın yüzü kızarmıştı. Bu tarz konularda hiç onluk masa bile utanabiliyordu. Kaç yıldır tnışıyoruz hala çözemediğim garip özellikleri vardı bu ikisinin.
O sırada yan masamızda oturan bir kaç kişinin konuşmasına kulak kabarttım. Çünkü arada Kuzey adını duyduğuma emindim.
"Bilmiyorum ama baya kavga etmişler."
"Polis çağırdıklarını duydum."
"EYNO'nun malları işte. Oto boka kavga."
"Biröğrencide silah bulmuşlar ama"
"Vurulan falan var mıymış bari? Geberseler de bir şey değişmeyecek gerçi ama."
"O kadarını bilmiyorum."
Duyduklarım tüylerimi diken diken etmişti. Aniden konunun konuşulduğu masaya döndüm ve onların duyabileceği şekilde sordum
"Ne zaman oldu bu olay? Şimdi mi?!"
Önce bana şaşkın bir şekilde baktılar. Daha sonra ortada oturan, tahminimce onuncu sınıflardan bir kız cevap verdi.
"Az önce öğretmenler geldi onlar konuşurken duymuşlar. Bizde onlardan duyduk."
Aniden ayağa kalktım ve kafeterya çıkışına doğru Toprak ve Denizin seslenişlerini umursamadan koşarak ilerledim. Koşmaya devam ederek, bazı öğrencilere çarparak okul çıkışına varmıştım. Parmaklıklardan atlayarak EYNO'ya doğru koşuyordum. Hay sikeyim ya başına bir şey geldiyse?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYNO / GAY
RandomDoğu, düşürmeye çalıştığı kızın abisinin, semtin meslek lisesindeki en serseri herif olduğunu bilmiyor. İnanılmaz klişeleşmiş, tek konusu se.ks olan badboylu aşırı pasif-maskulen ilişkili, mafya-ağa kitaplarından sıkıldın mı? Buyur yavrum aradığın y...