Mahkum (gxg)

Revir

•İyi okumalaar!💞

Gözlerimi açtığımda başım sola yatmıştı,ilk gördüğüm şeyse yanımdaki koltukta bana bakan Tomris'ti,evet evet,Tomris.

Gözlerinin altı kıpkırmızı olmuş buz gözlü şimdi normalden daha soluk görünüyordu.
"Hemşire!"

Tomris'in çağırdığı hemşire gelip serumumu kontrol etti,bir bardak da su verdikten sonra  "Nasıl hissediyorsun?"

"Başım ağrıyor."
"2 gündür yatıyorsun,normal. Başka bir şey var mı?"
"Hayır."
Hemşire gülümseyip başımdan ayrılınca Tomris'e döndüm.
"Gözlerin kötü görünüyor."
"Senin de karnın."
Verdiği cevapla sırıttım.

"Tomris uyanınca gideceğim diye diye 2 gündür gitmedin,yeter artık. Müdür beni azarlıyor bak." Hemşire söylediklerinden sonra "Sana yemek hazırlatayım Almila." diyip çıktı.

Hemşirenin uyarısıyla Tomris sandalyeden kalktı, "İyi misin?"
"Hıhım."

Başıma yaklaştı,karnımdaki sargıda parmaklarını dolaştırdığında  garip hissettim, "Acıyor mu?"
"Hayır."
Hafif dokunuyordu zaten,acımıyordu da.

"Tamam,gidiyorum o zaman ben."
Bitkin sesi ve bitkin gözleriyle bana kararsızca baktığında iyi olduğumu temin etmek istercesine gülümsedim,"Tamam."

Revirin kapısına gidene kadar onu izledim,kapıdayken bana tekrar döndü; "Emin misin? Gidiyorum bak?"

Güldüm,güldüğümde karnım acıdığı için hafifçe inleyip elimi karnıma koydum.
Tomris de hızla yanımdaki yerini bulmuştu, "İyi misin?" dedi karnıma bakarken.
"Evet evet,git sen."
"Yok gitm'icem."
Sandalyeye oturduğunda sıkıntıyla nefes verdim, o da buna karşın "Hiç inat etme,ne olsuysa senin inadın yüzünden oldu zaten." dedi.

"Her şey gayet iyi gidiyordu zaten."
"Anlat ne olduğunu."
"Başta her şey iyi gidiyordu işte,sonra içeri gireyim dedim. Bir koridora girdim,bomboştu. Arkamdan bir ses geldi işte,döndüm baktım bir kız,elinde bir bıçak. Savundum kendimi,kızın boğazına bıçağı dayadım. Sonra ağladı,öldüremezdim bıraktım bende. Sonra arkamdan bir anda.."

"Salak mısın kızım sende ya."
"Sensin salak ya"
Bana kaşlarını kaldırarak tehditkar bir şekilde baktığında gözlerimi kaçırdım; "Pardon,şey-"
Sözümü böldü;
"Kızı tanımlasana."

"Es-" Aklıma gelen şeyle sustum, "Söylesene?"
"Söylemem."
Bana ne diyorsun der gibi bakınca gözümü kaçırdım "Bir şey yapıp başına bela almayacaksın."

Histerik şekilde güldü,ama sinirli bir gülüştü, "Ne zamandır senden emir alıyorum?"
"Olmaz işte."
Sandalyeden kalkıp suratıma yaklaştı "Söyle."
Gözümü kaçırdım,o sırada içeri giren hemşire hayatımı kurtarmıştı.

Tomris'in hâlâ burda olduğunu görünce bozulmuş olacak ki "Tomris,ne arıyorsun hâlâ burada?"
"Burdayım ben hemşire." Emin ve sert bir şekilde söylediklerinden sonra hemşire sadece derin bir nefes vermekle yetinmişti.

Yanıma gelip içerisinde sadece çorba olan tepsiyi masaya bıraktı, yatağıma oturduktan sonra tepsideki çorbayı eline alıp bir kaşığı bana uzattı, "Ben içebilirim aslında." dedim kadına.

"Peki,öyle olsun."
Kâseyi tepsiye bırakıp benim doğrulmamı bekledi. Ben doğrulduktan sonra tepsiyi kucağıma koydu. O anda içeri giren kilolu,dibi gelmiş sarı saçlı bir kadın "Rana kusuyor!" dediği için hemşire bir çanta alıp giren kadını takip ederek dışarı çıktı.

Onların çıkmasını izledikten sonra kucağımdaki kâseye baktım,çorbadaki kaşığı kaldırmaya çalıştığımda kolumun acımasıyla yüzümü buruşturdum. Büyük ihtimalle isyan sırasında koluma tekme atan gerizekalı bir kadın yüzündendi bu ağrı.

Kaşığı kâseye geri koyduğum an yatağıma oturan Tomris'le bakışlarımı ona çevirdim. Kucağımdaki tepsiden kâseyi aldı.
Benim herhangi bir şey söylememe kalmadan bir kaşık dolusu çorbayı ağzıma uzattı.

Onun bu gereksiz ilgisine şaşkınlıkla bakarken "Açsana ağzını." dedi bana anlamsızca bakarak.
Anlamsız bakışları yüzünden kendimi açmak zorunda hissedip ağzımı açtım.

Ağzıma dökülen sıcak çorbayla ne kadar acıktığımı anladım.

Aklıma gelen şeyle konuştum; "Sen ne yiyeceksin?"

"Yemeyeceğim."
"Saçmalama."
Ağzını bir şey demek için açtı,sonra vazgeçmiş gibi geri kapattı,"Tamam,yerim."
Sözümü dinlemesi hoşuma giderken çorbamı içmeye devam ettim.