Mahkum (gxg)

Su

Bu sefer kitap okumak yerine zamanımı kızlarla masada geçirmeye karar verdim.
Yanıma oturan Pelin bana sümsüklük yapınca Su'ya yer değiştirmeyi teklif ettim,hemen kabul eden Su ile yer değiştirdiğimizde Tomris'in yanına geçmiştim.

Bana imayla bakan Tomris sanırsam Su ve Pelin'e çöpçatanlık yaptığımı anlamıştı. Ne yani,ikisi de birbirinden utangaçtı. Aslında kendim görmesem Su'nun aşk konusunda utangaç bir kedi olduğuna asla inanmazdım ama gerçekten öyleydi. Pelin'se her yerdeki rahat tavrını asla aşk konusunda göstermiyordu,birbirlerini bulmuşlar gerçekten :D

"Barışalım artıık." diye isyanla dudak büzen Pelin'i umursamıyormuşum gibi gıcık bir ifadeyle bakışlarımı uzaklara çevirdim,kızlar surat ifademe gülerken Pelin oflamıştı.

Televizyonda çıkan habere bakan Pelin "Benim anneme de yapmıştım bunu." dediğinde istemsiz olarak televizyondaki habere baktım.

"Kendi kızı kadını tam 2 bin tl dolandırdı!" başlığıyla kaşlarımı kaldırıp şaşkın bir ifadeyle Pelin'e döndüm, "Ciddi misin?"
Kızlar gülerken ben üzülmüştüm,kendi annesinin saflığından yararlanması komik değildi.

Kaşlarımı çatıp gülen Tomris ve Su'ya baktım, "Komik bir şey mi?" dediğimde gülmeleri kesilmişti, "Almil,aşkım,çiçeğim,böcüşüm. Çok gerginsin." diyip masadaki elime uzanan Pelin'le ellerimi masadan çektim.

"Gurur duyulacak bir şeymiş gibi söylüyorsun bir de,annenizin kıymetini bileceğinize yaptıklarınıza bakın ya." dediğimde sessizleşmişlerdi,ben de rahatsızlıkla gözlerimi masaya indirmiştim.

Annemin yokluğunu hayatımın her anında hissetmiştim,annesi varken böyle davranması hiç hoş değildi.
"Almil."
Seslenmesiyle sert bakışlarımı Pelin'e çevirdim
Sakince "Fuhuştan kazanıyordu bebişim parayı." dediğine anlamadığımdan kaşlarım istemsizce çatıldı, "Genelev müdürü gibi bir şeydi annem." dediğinde olayı anlamıştım.

"Ben-" dediğimde "Sıkıntı yok." demişti,ama annesinin değeri hakkındaki konuşmadan rahatsız olduğu belliydi. Kendimi bu konuyu açtığım için suçlu hissederken bakışlarım tekrar masaya indi.

"Partine hazırlan kıvırcık cüce." diyen Tomris'le Pelin'in gülümsemesi geri gelmişti, "Ayh,doğru bak."
Tomris'e konuyu değiştirdiği için sarılasım gelmişti,ama sadece bakışlarımla teşekkür edebildim.

\\\\\\\\\\\\\\\\
"Minik."
Kapıyı çalma kibarlığına girmeden odama dalan Su'ya baktım, "Hım?"

"Napıyorsun?" dediğinde elinin ensesine gittiğini gördüm,garip davrandığını anlayıp önümdeki günlüğü kapattım. Evet,günlük tutmaya başlamıştım. Ne yapayım,insan diğerlerinin moralini bozmamak için ne hissettiği hakkında konuşabiliyor mu?

Rahatsız edici sandalyemden kalkıp aynı düzeyde rahatsız edici yatağa oturdum,elimle yanımı patpatladığımda biraz bakıp oturmuştu.
"Noldu sana?" dediğimde bana bakmaya başladı,hâlâ düşünüyor gibiydi.

"Ne düşünüyorsun?" dedim diğer soruyu pas geçip, "Sana güvenip güvenmemeyi." diye hızlıca cevap verdiğinde kaşlarımı çattım;
"Hakkımda tereddütün mü var?" dediğimde sesimin kırılmış şekilde çıktığını anlamış olacak ki hızla "Öyle değil." demişti.

Ona mimiklerimi değiştirmeden bakmaya devam ettiğinde sıkıntılı bir nefes verdi, "Pelin'e hiçbir şeyden bahsetmeyeceğine söz ver." dediğinde birkaç saniye içinde konuyu kapmıştım.
Sırıtmama zor engel olurken "Söz." dedim.

"Pelin," diyip sustu, "nasıl kişilerden hoşlanır biliyor musun? Yani,hiç konuştunuz mu öyle konular hakkında?" demişti.
Gözleri yatağımdan bana çıktığında gördüğüm şeyle gözlerimin irileşmesine engel olamadım, "Su,kızarmışsın!" diyip kahkaha attığımda bana öfkeyle bakıp "Dalga geçeceksen gidiyorum." demişti.

Ciddi bir şekilde söylediği cümleyle hemen sustum, "Kendim için sormuyorum ayrıca," dediğinde kaşlarım imayla havaya kalktı, "buradan bir arkadaş hoşlanıyormuş,yardım istedi." dediğinde Su'nun bu kadar ucuz bir yalan söyleyecek kadar masum olduğunu yeni anlamıştım.

Yine de içimden onu bozmak gelmedi, "Anladım." dediğimde yüzümdeki imayı sıfıra indirmeye çalıştım. "Hayır,konuşmadık. Ama senin için-" duraksayıp "senin 'buradan bir arkadaş'ın için sorarım." diyip göz kırptım.
Sırıtıp yanağıma makas attı, "Sağol minik."
Öksürdü, "Arkadaşım adına yani." diyip aceleyle kapıya gitti.

Kapıdan çıkıp tam arkasından kapayacaktı ki boşluktan kafasını içeri soktu, "Partimiz bir saate başlıyor,hazırlan." dedi. Göz kırpıp çıktığında güldüm.