•Vote ve yorumları unutmayın,iyi okumalar.🖤
Sabah sayım anonsuyla kalkıp sayımdan sonra da kahvaltıya gitmiştim. Şimdiki boş zamanımdaysa aklımdaki soruları gidermeye çalışacaktım.
Rüya'dan kurtulmak için girdiğim odamın camından ortak alanı izliyordum,o yanımdayken kimseyle bu konu hakkında konuşamazdım çünkü içimden bir ses cevaplarımı almama engel olmak için elinden geleni yapacağını söylüyordu. Rüya'nın ortak alanda olmadığından emin olduğumda odamdan çıkıp rastgele bir masada oturmuş,dedikodu yaptıklarından emin olabileceğiniz türde mimiklerle konuşan üç yaşlı kadının yanına ilerledim.
Yanlarına oturduğumda hararetli konuşmalarını anında kesip yandan yandan bana bakmaya başlamışlardı. Gözümü karşı masadaki Tomrislere deydirmeden derin bir nefes alıp kadınlara baktım.
"Kızlar,nasılsınız?"
Sessiz geçen birkaç saniyeden sonra "İyi." gibi bir şeyler mırıldanarıp sustular. Tamam,zor olacak."Şu yeni gelen sarışın kız için yaralamadan girdi diyorlar." diye yem attım. Bir tanesi hızla beni düzeltmek için ağzını açtığında ona fokuslandım,istediğim bilgiyi almak üzereydim.
Tabii bu umudum yeme gelen balığımın yanında oturan kadının ona dirsek atıp susması gerektiğini hatırlatacak bir bakış atmasıyla suya düştü.
Kadın söyleyeceklerini yutup ağzını kapatmadan önce "Öyledir herhalde." dedi yalnızca."Öyle midir?" diye direttiğimde üçü birden bana garip bir bakış atıp ayaklandı. Onlar masadan uzaklaşırken oflayarak önüme döndüm. Yan yana oturan Su ve Tomris'le bakıştığımda birkaç saniyelik bakışmanın ardından göz devirip ayaklandım. Blok kapısına ilerlerken amacım Ulaş'ı bulmaktı.
Koridorlarda gezerken "Hain" damgası yediğimden beri ne zaman kalabalık ortama çıksam maruz kaldığım o bakışlardan yüzlerce aldım. Analarını sikmişim gibi bakmasalar olmuyordu. Elimden geldiğince görmezden gelmeye çalışıyordum fakat bazıları fazla ileri gidip omuz atmaya da başladılar. Tanrım,başımı belaya sokmadan şunlara haddini bildirmem gerekiyor yoksa bir gün uykumda şişleneceğim.
"Eğer Pelinlerle konuşabiliyor olsam başı boş bir şekilde gezinmezdim." dedim kendi kendime,onlar Ulaş'ın yerini her zaman bilirlerdi.
Sonunda bir duvara yaslanan Ulaş'ı gördüğümde derin bir nefes verdim,adımlarımı ona doğru hızlandırdığımda bakışları bana döndü. Kaşlarının alayla havalandığını fark ettiğimdeyse çoktan yanına gelmiştim. Mimiklerine karşılık istemsizce kaşlarımı çattım.
"Selam.. Ulaş..."
"Selam,Almila Koç. Ne istiyorsun?" alaylı sırıtışına kaşlarım çatılı şekilde bir süre baktıktan sonra ağzımda geveleyerek "İyilik." dedim. Gülüşü genişledi; Tamam,bu iş olmayacak.
Bir süre mırıltılar çıkaran Ulaş sonunda "Ne tür bir iyilik?" dedi.
Eh,deniyim bari be.
"Buradan bir kadının neden içeri girdiğini öğrenemiyorum. Bana sadece işlediği suçu söylemen yeterli." dedim mahçupça.
"Hangisi?"
Eğer sonunda bana istediğim bilgiyi vermeyecekse ona bu kadar şey söylemek aptallık olurdu,ayrıca büyük ihtimalle beni reddettikten sonra Tomris'e koşup her şeyi anlatacaktı. Onun yapmaya çalıştığım herhangi bir şeyden haberi olsun istemiyordum,yardım edecekse bile.
Bu yüzden sorusuna karşılık bir soru sordum; "Yardım edecek misin?"
Suratı düşünüyormuş gibi bir hal aldı, "Belki." dediğinde ses tonundan da aklında bir şeyleri evirip çevirdiğini anlayabilirdiniz.
"Bak Almila;" dedi sonunda, "İyi,tatlı kızsın. Ama Tomris ona ihanet eden birine yardım ettiğimi duyarsa ne olur biliyor musun?" Suratıma cevap vermemi bekler gibi baktığında sıkıntıyla bir nefes verdim,omuzlarım düşerken cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki "Kiramı ödemeye memur maaşı yetmiyor." dedi iç geçirerek.
"Ama," cümlesine tekrar başladığında düşen omuzlarım havalandı, "öğrenmezse sorun olmaz."
"Asla! Asla,asla söylemem Ulaş. Çok ihtiyacım olmasa senden bunu istemezdim zaten."
"Biliyorum,ihtiyaçlar giderilmeli." dedi gülümseyerek. Beni sonradan kabul etmesine o kadar sevinmiştim ki bu garip lafına onunla beraber güldüm.
Aklıma gelen şeyle gülümsemem giderken "Sana para veremem." dedim. Burada geçirdiğim aylar içinde dokunduğum tek para Tomris'inkilerdi. Gerçekten, bir dönem hayvan gibi satış yapıyordu,ne zaman yanına gitsem bir tomar parayı diğerlerinin yanına koyuyor olurdu. Beni gördüğündeyse gülümser, "İşler iyi." gibi şeyler söylerdi. Ne kadar istersem isteyeyim sattığı malları elime alamazdım; Eğer paket yakalanırsa ve ambalajı iyi silememişse başıma bir bela gelebileceğini söyleyip dururdu.
Aklıma gelen anıları hızla kafamın içinden attım,şuan eski sevgilimi düşünecek bir zamanda değildim.
"Bana para vermene gerek yok." dediğinde suratındaki garip bakışı yeni fark ediyordum,"Başka bir şey verebilirsin." dedi vücudumu süzerek. Şokla ağzım açıldı,tam olarak şaşkınlık emojisine benzeyen suratımla "Ne?!" dediğimde o garip çapkın bakıştan krtulup "Sesini alçalt." dedi. "Muhabbet etmişliğimiz var be!" dediğimde göz devirip "Bana para bile veremeyip üstüne eğer istediğini yaparsam Tomris'e ihanet edeceğim bir şey istiyorsun Almila,ne bekliyorsun ki?"
"Arkadaşımın bana seks isteğinde bulunasını değil?" dedim sitemle. O ise göz devirdi. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından "Arkadaşın da değilim zaten." dedi. Bu sefer ben göz devirirken "Seninle sevişmeyeceğim amına koyayım." dedim.
Yüzüme sinir olmuş bir ifadeyle bakarken "İyi," dedi "uza o zaman."
Hızla arkamı dönüp ilerlerken ağzım hala açıktı,orospu evladına bak sen.
Hay amına koyayım! Şu sikik yerde sıçtığım bokun klozet suyuna düşme hızından daha hızlı yayılıyor dedikodu,ben bir kişinin içeri niye girdiğini öğrenemiyorum ya! Şaka gibi yemin ediyorum.
Napacağım ben ya?
<•>•<•>•<•>
Bloğa geri döndüğümde Tomrislerin bana kaçamak attığı bakışları yakalayıp duruyordum. Tabii Tomris'inkiler bu "kaçamak" tanımına dahil değildi,o bana öküzün trene baktığı gibi dik dik bakıyordu. Sanırım Ulaş az önceki olayı sahibine hızlı ulaştırdı.
Oflayarak ayağa kalktım,bu noktadan sonra yapabileceğim tek şey gidip kızın kendisine sormaktı. Birkaç kez içeri girerken gördüğümden aklımda kalan hücresine ilerlerken gözümle etrafı taradım; Rüya beni görüp peşime takılsın istemiyordum. Ayrıca şuan onunla şu "garip" muhabbetlerinden yapacak modumda da değildim.
Kapıyı tıklattığımda herhangi bir ses gelmedi,kapıdaki camdan baktığımda içerisinin boş olduğunu görsem de emin olmak için kapıyı açtığımda burnuma çok garip şekilde tanıdık gelen kötü bir koku doldu. Yatağına falan mı sıçmış be,bu nası koku? Elim burnuma gidip parmaklarımla bir mandal gibi burnumu kıstırırken bakışlarım kısaca odada gezindi. Burada olmadığına emin olduğumda odadan çıkmak için hareketlendim. Kapıdan çıkmak için yana döndüğümde bileklerinden oluk oluk kan akmış sarışını duvara yaslı şekilde yerde görmekse beklediğim son şey bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum (gxg)
RomanceSoğuğundan titreyebileceğim gözlerine zorla da olsa baktım,yüzünde öyle bir sırıtış belirdi ki ondan altıma işeyebileceğim kadar korktuğumu anladığına emin oldum.