•Vote ve yorumları unutmayın canlarım,iyi okumalar!
•Satır arası yorumlar çoğalmadan bölüm yoook !!!
•Medyadaki şarkı süperr. Onunla okuyun tüm bölümü!! 🩷
Artık alıştığımdan olsa gerek,sabah sayımı anonsundan önce gözlerimi açmış,kendimi küçücük yatağımda tek bulmuştum. İki üç esnemeden sonra doğrulup etrafa baktım,Rüya'dan hiçbir iz yoktu.
Hepsi rüya gibi geldi bir an.
Neden erkenden kalkıp gitmişti bu?
Gerçi artık Rüya'nın hareketlerini sorgulamayı bırakmıştım.Hareketlerini sorgulamasam da kelimelerini sorgulamaktan alıkoyamadım kendimi. Yatağımı toplarken de,sayım sırasındayken de dün akşam söyledikleri geçip durdu zihnimden. Çok garip bir konuşmaydı.
Sayımdan sonra kahvaltıya gitmek için yaklaşık on dakikamız falan oluyordu. O on dakikada dün çok sıcakladığımdan çıkarıp bir yerlere fırlattığım hırkamı aramakla geçirdim. Rüya'yla yan yana yatıp sohbet etmek hoş olsa da sıcaklamak pek hoş değildi. Sonunda döşeğin demir ayağının altında gözüme ilişen sarı hırkayı elime aldığımda üstündeki tozlara bakıp yüzümü hafifçe buruşturdum,bunu giymeyeceğim.
Sarı hırkayı çamaşır gününde alıp makineye atmak üzere rafta kıyafetlerin olduğu bölümde bir kenara fırlattıktan sonra insanı uyarı tabelası gibi gösteren turuncu bisiklet yaka sweati üstüme geçirdim.
Kadınlar kahvaltı için bloktan ayrılmaya başlayınca anca çıkabilmiştim odadan. Aklımdan kısa bir an Rüya'yı beklemek geçse de nasıl olsa bir yerde peşime takılır diye düşünüp devam ettim.
Tabildotumu alıp oturduğumda hâlâ görmediğim Rüya beni düşünmeye zorluyordu. Malum,genelde birkaç saat peşimde olmadan takılınca birini öldürmüş oluyordu.
Gözlerim yemekhanede gezinirken bakışlarım "eski masamda" oturan Su'yla kesişti. Benim gözlerimdeki endişenin aynısını onda görünce hızla Tomris'in yerini kontrol etmiştim. Yoktu.
Hay amına koyayım.
Su'yla bakışlarımızın tekrar buluşması ve ikimiz de ayaklanması arasında birkaç saniye falan vardı. Aynı anda yemekhane çıkışına ilerlerken Ulaş yolumu kesip "Yemek bitmeden çıkamazsın." dediğinde suratına yumruk indirmek istedim.
Yanımdan öylece geçip giden Su'ya bakmamıştı bile,şerefsiz. Şaşırtıcı şekilde yanında olmadığımı fark eden Su,yanıma gelip beni kolumdan çekerken Ulaş'a da göz devirmişti.
Kolumu hızla elinden çekerken çoktan yemekhaneden çıkmıştık.
"Nerede olabilirler?" dediğinde "Hiçbir fikrim yok." dedim.Öylece ilerledik bir süre.
"Depoya."
Su'nun söylediği kelimeyle hızla solumuzda kalan koridora girdik. Tomris'in,Zerrin'in adamı Zuhal'i dövdüğü depodan bahsediyordu.Deponun kapısını görmemizle çelik bir şeyin şangırtısını duymamız bir oldu. Birbirimize kısa bir bakış atarken ikimiz de kapıya koştuk.
Kapı kolunu çevirdiğimde kilitli olmasıyla "Siktir!" dedim. İçeriden hâlâ arbede sesleri gelirken Su arkasını dönüp koridordan koşarak çıktı. Anahtarları Ulaş hem Su'ya hem Tomris'e verdiğinden Su'nun nereye koştuğunu anlayabilirdiniz.
Kapıya vururken "Rüya!" dedim, "Dur."
"Almila?"
Sesini duyduğumda birkaç kez daha vurdum kapıya "Yapma,lütfen!"Sesimin titremesine engel olamadığım için lanet ettim kendime. Gözümün dolmasını engelleyebilirken bunu durduramamam saçmalıktı.
"Tamam tatlım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum (gxg)
RomanceSoğuğundan titreyebileceğim gözlerine zorla da olsa baktım,yüzünde öyle bir sırıtış belirdi ki ondan altıma işeyebileceğim kadar korktuğumu anladığına emin oldum.