"haykiracak nefesim kalmasa bile,ellerim uzanir oldugun yere. gozlerim gormese ben bulurum yine. kalbim durmussa,inan caprar seninle."
•Vote ve yorumları unutmayın, iyi okumalar.🖤
"Ne konuştunuz,tam anlatsana ya!"
Koluma girmiş Pelin'in sonu gelmeyen sorularıyla göz devirdim.
"Anlattım ya Pelin,öylesine geldi yanıma."Çamaşırhanenin kapısından girdiğimizde sessizleşen ekiple kafamı Zerrinlere çevirdim. Zerrin'in alaycı bakışları bende değil,öndeki Tomris'teydi.
Küçük atışmalardan sonra Yeliz "Deterjan alıp geliyorum." diyip cevap vermemizi beklemeden küçük depoya girdi.
Biz de boşta olan görevleri yapmak için yerleştik.Yanımda çamaşır katlayan Pelin,bana biraz daha yaklaşıp "Su biraz düzeldi gibi." dediğinde gözlerim ilerideki dikiş makinasını açmaya çalışan kıza kaydı.
"Tomris'le nasılsınız?"Pelin'in meraklı sesiyle bakışlarım Tomris'i atlayıp kısa kıvırcığa döndü. Sesindeki merakı gözlerinde de görebiliyordunuz.
"Çok iyi." diyip göz devirdiğimde kaşlarını çatıp;"Ayrıldınız,değil mi?" dedi.
Sessizce başımı salladım,ara vermiştik ama bu detayı gereksiz buldum. Tomris benimle arasını düzeltmek için hiçbir şey yapmıyordu.
Yeliz de karşımıza geçip çamaşır katlamaya başladığında sesimi biraz daha alçaltıp "Çabalamıyor bile Pelin." dedim.
Nedense bu konuyu Pelin dışında kimseyle konuşmak,hatta kimsenin bilmesini istemiyordum.
Pelin'inse gerçekten dostum olduğunu iliklerime kadar hissediyordum.Pelin üzgün sesiyle teselli vermeye çalışırken Nermin "Kız,Almila. Şuradan yumuşatıcıyla bir kepçe daha toz deterjan kapıp gelsene." dediğinde kafamı sallayıp küçük depoya ilerledim.
Gruptaki en küçük olduğumdan her türlü ayak işinden de kaçamıyordum.İçeri girip ardımdan kapıyı kapattım,plastik kutudaki toz deterjanın kapağını açtım.
İçerisindeki kepçeyi doldurmak için daldırıp çıkardığımdaysa kepçenin içindeki kağıtla afalladım.
Küçük bir kağıt katlanmış şekilde öylece duruyordu.Tamam,bu ne şimdi?
Kepçeyi kutuya tekrar boşaltıp ortaya çıkan küçük kağıdı elime aldım. Açıp içerisini okuduğumdaysa ne düşüneceğimi kestiremedim bile.
'Tomris'in sevkiyatı boz,Zerrin Anne o mallar o orospuya ulaşırsa ananı sikeceğini söyledi.'
Kaşlarım çatık,elimdeki küçük kağıdı okurken kapının ardından gelen boğuşma sesleriyle kafamı kaldırdım. Kavga çıkmış olmalıydı.
Küçük kağıdı cebime sokup hızla odadan çıktığımdaysa bu fikrimde yanılmadığımı gördüm.
Bir kızın altında kalmış Pelin'i gördüğümde üstündeki kızın saçını çektim,kızın anlık afallamasıyla Pelin yerlerini hızla değiştirip bana "Eyvallah." demişti.
Gözlerimle aradığım kişiyi bulduğumda hızla ona ilerledim.
Altındaki Zerrin'i gördüğümde ilk duraksasam da hızla harekete geçip sarışın kızı kaldırmaya çalıştım.Kolunu benden kurtardığı an tekrardan tutarken "Tomris,gardiyanlar gelecek şimdi! Hepimiz hücrelere mi dolalım istiyorsun?" diye bağırmayı da ihmal etmemiştim.
Biraz daha dirense de ardından ayağa kalkan kızla diğerleri de yavaş yavaş ayrılmaya başlamıştı.
Hâlâ üstündeki kıza yumruk atan Pelin'i görünce hızla yanına gittim.
Pelin'i kızın üstünden kaldırırken hâlâ kıza bağırıyordu; "Bekle sen bekle,amına koyacağım senin!""Almila."
Tomris'in keskin sesini duyduğumda arkamı döndüm.
"Bu ne?" dediğinde gözüm havaya kaldırdığı elindeki katlı kağıda gitti.Kaşlarım çatılırken birkaç saniye ne dediğini anlamadım,kontrol amaçlı elim cebime gittiğinde kağıdın orada olmadığını gördüm.
Düşmüştü demek.Hâlâ bana bakan Tomris'e çevirdim kafamı.
"Toz deterjanın içinde buldum." dediğimde hâlâ kafam karışıktı.Tüm çamaşırhanenin bir anda sessizleşmesiyse kafa karışıklığımı arttırıyordu.
"Size getirecektim ama kavga edince aklımdan-"
"Almila."Tomris tekrar konuştuğunda şaşkınlıkla ardarda birkaç kez gözlerimi kırptım,sesi titremişti.
Sesi titremişti. Tomris'in.
"Noluyor?" dedim gözüm bana öfkeyle bakan Su'ya kaydığında.
Herkes sessizdi,sanki anlaşmışlar gibi Zerrinler bile konuşmuyordu.
Birkaç ölüm sessizliğinde geçen dakikanın sonunda Tomris tekrar konuştu;
"Su,bana senden şüphelendiğini söylediğinde ona gülmüştüm." dediğinde sesindeki tını sanki kendisiyle yüzleşiyormuş gibiydi.Kaşlarım olabilecekmişçesine daha çok çatıldı.
"Ne?"
Ağzımdan otomatikmen çıkan sözcükle yerde gezinen mavi gözleri beni buldu."Neden?" dediğinde ona hâlâ öylece bakıyordum.
O an gelen farkındalıkla şok içinde gözlerim irileşti.Benim ona ihanet ettiğimi düşünüyordu.
Notun asıl sahibi kimse,hain olan da oydu.
Karşımdaki kızsa,notun benim olduğunu düşünüyordu.Öylece yüzüne baktım,ne düşüneceğimi,ne hissedeceğimi bile anlayamamıştım.
"Ben değilim." diyebildim yalnızca,bunu bile duyduğundan şüpheliydim,o kadar kısık çıkmıştı ki sesim.
Gözünün dolduğunu gördüğümde kalbime keskin bir sızı yayıldı,bana bu şekilde bakması nefes almamı zorlaştırıyordu.
"Beni hayalkırıklığına uğrattın."
•Tam olarak verebildim mi bilemiyorum,ama umarım önceki bölümlerde Almila'nın bu cümleye olan hassasiyetini yakalamışsınızdır.
Almila hayalkırıklığı olmaktan ölümüne korkan bir çocuk.
Almila ölen annesinin hayalkırıklığı olduğunu düşünmenin yükü altında ezilerek büyümüş bir çocuk.•Neeyse,nasılsınız bakayım siz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum (gxg)
RomanceSoğuğundan titreyebileceğim gözlerine zorla da olsa baktım,yüzünde öyle bir sırıtış belirdi ki ondan altıma işeyebileceğim kadar korktuğumu anladığına emin oldum.