Tıklatılan kapımla parti alanını hazırladıkları varsayımına varıp kapıya ilerledim,açıp dışarı baktığımda ekibin de dışarıda olduğunu gördüm;Elinde fener tutan Su,Su'nun yanında duran Pelin,sandalyeye oturmuş Büşra ve kapımı tıklatan iki orta yaşlı kadın.
Yakalanmamak için ışıklar kapandıktan sonra 1 saate yakın beklemiştik,artık herkes uyuyordu.
Su'nun yanına ilerlerken "Tomris nerede?" demiştim fısıltı gibi çıkan sesimle.Soruma karşılık garip bir sırıtmayla "Kaptanı merak mı ettin~" diyen Pelin'i görmezden gelmeye çalışarak Su'dan cevap bekledim,ağzını açtığı anda açılan kapıyla geri kapattı.
Hücresinden çıkan Tomris "Hadi bakalım." dediğinde herkes ayaklanmıştı.
Her zamanki gardiyan bize kapıyı açarken şaşırmamıştım,bunları da ne diye kandırıp çalıştırıyorlardı ya?Sessizce ilerlemeye başladığımızda ellerimizde hiçbir torba olmaması sorgulamama sebep oldu.
Kaşlarım çatılı düşünürken yanımdan gelen "Hangi teoriyi düşünüyorsun?" sesiyle sağıma döndüm,bana bakan mavi gözler karanlık yüzünden koyulaşmıştı.
"Ortamı önceden hazırladınız sanırım,torba falan taşımıyor kimse." dediğimde kaşları alayla havaya kalkmıştı "Bu zekayla sen harcanıyorsun burada." dediğinde göz devirdim.Kısa sessizlikten sonra hâlâ yanımda yürüyen Tomris'e döndüm, "Gardiyanları ne diye kandırıp çalıştırıyorsunuz?" dediğimde bakışları bana dönmüştü.
"Kandırmıyoruz,para veriyoruz velet. O kadarını da düşünemediysen seninle işimiz çok."Söyledikleriyle kaşlarım sinirle çatıldı,gıcık ya."Tamam asma suratını,kadınlara telefon ve başka birkaç şey satıyoruz. Onların parasını da bu şişkoya veriyoruz."
Gardiyandan bahsettiğini anlayınca boşluğuma geldiğinden güldüm,tabi biraz sesli olunca tüm ekip bize irileşmiş gözleriyle dönmüştü.
"Pardon." dedim fısıltıyla.
"Önünüze dönün."
Tomris'in emriyle hepsi geri dönmüştü.Onlar dönünce "Minik falansın da ayı gibi ses çıkarıyormuşsun ha." dediğinde göz devirdim, "Espri yapma o zaman."
"Sessizce gülmeyi öğrenirsin büyüyünce." dediğinde tekrar ona döndüm,o ise benim gözümdeki siniri önüne baktığı için görmemişti. Sıkıntıyla nefes verip bende önüme döndüm.
\\\\\\\\\\\
Deponun kapısının önüne geldiğimizde "Durun durun,açılışı ben yapacağım." diyip Su'nun elinden anahtarı kapan Pelin'e baktım.
Kapının anahtar deliğine soktuğu anahtarı bir türlü çeviremeyince tüm grup sessizce güldük.Pelin'in yanına giden Su alayla "Ver açayım." demişti, "Dur,açacağım şimdi." diyen Pelin'in inadını herkes biliyordu,bu yüzden kapıda yarım saat beklemeye kendimizi hazırladık.
Son kozunu kullanıp "Tatlım hadi,çok durmayalım burada gardiyanlar gelir." diyen Su'yla Pelin'in eli durdu. Fısıltı gibi tatlı bir sesle "Tamam." diyip çekildiğinde herkes onun 'Tatlım' kelimesine takıldığını anlamıştı.Tek hamlede kapıyı açan Su'yla içeri girdik.
Pelin hızla koşup sona yerleştirilmiş 3 kolinin kapağını açtığında gördüğüm manzara kaşlarımın havalanıp dudaklarımın aralanmasına sebep olmuştu; onlarca çikolata,alkol şişeleri,cipsler ve bir sürü şeker. Tanrım! Görmeyeli ne kadar oldu?"Hasi-"
"Küfür yok."
Tomris'in şu inatçı kuralıyla göz devirdim,küfretmek yerine "Çüş." demiştim.
"Yaa!" gururla bana bakan Pelin'e birkaç saniye bakıp tekrar gözlerimi çikolataları çevirdim; "Beyaz çikolata var mıdır?" dediğimde Pelin atıldı "Öyle hemen yemek yook! Kumarla belirlenecek bunlar." dediğinde kaşlarımı çattım,sadece bir tane beyaz çikolata,lütfen!
"Kumar mı?"
"Uno." diye Pelin'i düzelten Su'ya baktım; "Bir tane yesem?" işaret parmağımı kaldırarak söylediğim şeye güldüler. Su saçlarımı karıştırıp "Çocuk." dediğinde "Bana çocuk demeyi kesin." demiştim,beni kimse ciddiye almadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum (gxg)
RomanceSoğuğundan titreyebileceğim gözlerine zorla da olsa baktım,yüzünde öyle bir sırıtış belirdi ki ondan altıma işeyebileceğim kadar korktuğumu anladığına emin oldum.