•Vote ve yorum atmayı unutmayın,iyi okumalar!🖤
Tam 6 gün olmuştu,oksijenim yanımda olmadan geçen altı koca gün.
Başımı koyduğum yastık gözyaşlarımla ıslanırken artık bu sessiz ağlayışlarıma alışmıştım. Hücrenin kapısı açıldığında gelenin Pelin olduğunu da biliyordum,buna da alışmıştım.
Her gün en az 5 kez gelip yatağıma oturur,hiç cevap vermesem de benimle konuşurdu.Yine aynısını yaptı; yatağıma oturdu ve konuşmaya başladı.
"Tomris iyi olacak."Bir yaş daha aktı gözümden,bu duadan başka bir şey değildi çünkü. 6 günde 2 kez kalbi durmuş,benimkisinin de durmasını sağlamıştı.
Cevap vermediğimde derin bir nefes aldı; "Seni böyle görmek hepimizi kahrediyor." dedi.
Yine konuşmadım,yine o devam etti.
"Hemşire bugün de yemekhaneye gelmezsen seni revire yatıracaklarını söyledi." dediğinde sonunda gözlerim tavandan çekilmişti.Ona baktığımda gözlerindeki yorgunluğu gördüm,günlerdir benimle uğraşıyordu.
Sonunda konuşmam gerektiğini düşünüp "Canım çok yanıyor." dediğimde sesim fazlasıyla kısık ve titrekti."Biliyorum bebeğim." dedi eli saçıma giderken.
"Tomris'i özledim." dedim yine kısık sesle,ağlamam şiddetlendiğinde Pelin beni göğsüne bastırmıştı.
"Tomris'i çok özledim."
Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum,bu sefer Pelin konuşmadı. İkimiz de sustuk ve odada yankılanan tek şey benim hıçkırıklarım oldu.<•>•<•>•<•>
Revire yatmak istemiyordum,bu yüzden yemekhaneye gittim. Pelin benim yemeğimi alacağını söylediğinde ben de yerime oturdum.
Hiç kaldırmadığım başımı karşımdaki boş sandalyeye bakmak için kaldırdığımda tekrar gözlerim doldu.Burada olmaz,dedim kendime,onların önünde değil.
Önüme konan yemekle gözlerimi boş sandalyeden çektim. Herkes sessizce otururken karşı masadan gelen gülüşme sesleri sinirimi bozmaya başlamıştı.
Lapa olan akşam yemeğinden bir çatal alıp midem bulanarak yuttuktan sonra yemekle oynamaya başladım. O sırada gelen "Balık,sevgilin nerede?" sesiyle dişlerimi sıktım.
Hayır,hücreye girersen Tomris'ten haber alamazsın,sakın.
"Çoktan iki kere durmuş kalbi,üçüncüye dayanmaz diyo'lar ana!" adının Duru olduğunu bildiğim orospu konuştuğunda çatalı sıktım. Görüşüm gittikçe buğulanıyordu.
"Gebermedi gitti." diyen kızsa son damlaydı. Kırdığım çatalın yarısı elimdeyken hızlıca sandalyeden kalktım.Mavi gözlü kevaşenin saçından tutup kafasını arkaya çektikten sonra boğazına kırık çatalı,kırıldığı için keskin olan ucunu,bastırdım.
"Eğer Tomris hakkında tek kelime daha edersen,"
Gardiyanlar çoktan üstüme koşuyordu,
"seni doğduğuna pişman ederim sikik fahişe!"Belimden tutarak beni hızlıca geri çeken gardiyandan kurtulmak için debelenirken bir yandan da hıçkırarak ağlayıp "Duydun mu beni?!" diye bağırıyordum.
<•>•<•>•<•>
Küf kokan minik odada kendi hücremde yaptığım gibi öylece yatıyordum.
Yaptığımdan pişman olmasam da Tomris hakkında haber alma imkanım azalmıştı.Tamam,belki o gardiyan söyler? Sonuçta ona para veriyorlar.
Umarım.Çok özledim onu.
Tanrım,lütfen. Eğer gerçeksen en azından bu sefer yardım et bana,beni onsuz bırakma,yalvarırım.
Yalvarırım."Gitmeyecek." dedim,gözümden yana doğru sıcacık yaş akarken, "Beni burada 12 yıl daha koruyacağına söz verdi,gitmeyecek."
•Sizce Mila'nın tepkisi abartı mı? Emin olamadım ama iyi bence ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum (gxg)
RomanceSoğuğundan titreyebileceğim gözlerine zorla da olsa baktım,yüzünde öyle bir sırıtış belirdi ki ondan altıma işeyebileceğim kadar korktuğumu anladığına emin oldum.