Uyku

2K 202 72
                                    

•Vote ve yorumları unutmayın,iyi okumalar.🖤

Su da çıktıktan sonra tamamen sessizleşen odada bir süre ne yapacağımı düşündükten sonra hiçbir şey olmamış gibi duş almaya devam etmiştim.

Tabii hareketlerime tezat olarak aklım az önceki olayla dolup taşmıştı; Zerrinlerden böyle bir atak bekliyordum,ona rağmen hazırlıksız yakalanmam aptallık oldu.

Peki ya Su?
Birkaç gün önce gözünde gördüğüm o öfkeye ne olmuştu da yardım etmişti bana?

Burada,hapishanede,işler nasıl yürürdü anlatayım;Eğer sizin 'dostunuz' değilse diğerlerinin itilip kakılmasına göz yumardınız. Burada hayatta kalmanın kuralıydı bu.

Çünkü siz o duruma olsanız sizi koruyacağına emin olmadığınız birine arka çıkarsanız,günün sonunda ısıtılmış bıçaklarla çizilen,şişlenen veya tecavüz edilen siz olabilirdiniz.

Fakat dostunuzu korursanız,etrafınızı saran çakallara karşı önde olursunuz,çünkü arkanızı kollayan başka birinin varlığını hissedersiniz. Dostunuzun varlığını.

Buradaki sorunsa Su'nun beni 'dost' kategorisine sokmadığına emin olmamdı. Hatta neredeyse benden nefret ettiğini düşünüyordum.

Su'yla tanıştığımızdan beri onun küçük kardeşi gibi hissetmiştim kendimi;Gözüme öfkeyle bakması,aramızda bir hain olabileceğini söylediklerinde önce beni ileri sürmesiyse gerçekten kırmıştı beni.

Benim şişlenmemi keyifle izleyecek kadar öfkeli bakışlarına günlerce maruz kaldıktan sonra,bu yaptığı kendisiyle çelişmekti.
Şaşırdığım noktaysa buydu zaten.

Başımdan aşağı süzülen suyu kapatırken "Neyse," dedim kendi kendime, "belki de yalnızca onca günün hatrına çıplak şekilde dövülmeme engel olmuştur."

Duvardan sarkıttığım havluyu alıp vücudumun her yerini kuruladım,ardından hücreden getirdiğim temiz kıyafetleri giymeye başladım.

Giyinme işi bittikten sonra aynadan üzerindeki çiziklerden dolayı net görünmeyen aksime baktım.

Aylar önceki halimle kıyasladım kendimi ister istemez,o halimden pek bir şey kalmamıştı. Üzülüyordum böyle olmasına,hele ki Tomris ve kızlarla yaşananlardan sonra. Ama asla pişman olduğumu söyleyemezdim.

Ülkü her ne kadar beni suçlasa da onu koruduğum için pişman değildim. İşlediğim suç yüzünden de pişman değildim. Tek keşkem öadamın hayati bölgelerinden birine saldırmasaydım' olmuştu,fakat bu bile öyle büyük bir keşke değildi. Şayet o orospu çocuğunu gelecekteki kurbanlarının başından savdığım düşüncesi beni tatmin ediyordu.

Öte yandan bunun için on iki senemin bu bok çukurunda geçecek olmasıysa beni yalnızca öfkelendiriyordu artık. Çünkü yanında kalmak isteyeceğim biri yoktu artık.
Tomris'e olan sevgim inkar edemeyeceğim kadar fazlayken,duyduğum hayal kırıklığıysa bir o kadar yüksekti.

Yansımamla gerçekleştirdiğim garip bakışmayı kesip kapıya ilerledim.

<•>•<•>•<•>
Bloğa girdiğimde gözüm alışkanlık edindiğimden 'eski' arkadaşlarımın oturduğu masaya kaydı.
Gözüm ona değdiği an karşısındaki Büşra'ya bakan Pelin'e baktım bir süre boş boş.

Tomris'ten sonra canımı en çok yakan onun ihanetiydi belki de.

Sonra yanında oturan kıza kaydı bakışlarım,bir elini kısa kıvırcık saçlarına daldırmış Su'nun vücudumu süzdüğünü gördüm.
Gözü bir yere sabitlendiğinde ister istemez başımı indirip tişörtümün göğüs kafesine denk gelen yerine geçmiş minik kan lekesine baktığını anladım.

Kafamı kaldırdığımda sert bakışlarıyla karşılaştım,gözlerimin içine bakıyordu bu sefer.

Tanıdık bir sesin ismimi söylediğini duyduğumda Su'yla göz temasını kesip sesin geldiği tarafa döndüm.

Siyah saçları yaptığı topuzdan dağılmış olsa da gerçekten dağınık halinin bile yakıştığı Rüya yanıma gelene kadar bekledim.
Gözleri göğüs kafesimdeki kan lekesine kaydığında duraksayıp kaşlarını çattı,daha hızlı adımlarla yanıma gelip "İyi misin?" dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim.

Odama ilerlerken "Evet." dedim yalnızca.
Kapımı açıp hücreme girdiğimde arkamdan geldiğini bilsem de dönüp ona bakmadan kendimi yatağa attım.
Islak saçlarımın çarşafı ve tişörtümün arkasını ıslattığını hissederken tekrar "Almila." dedi.

Bakışlarımı tavandan çekip odanın ortasında öylece dikilmiş Rüya'ya sabitledim. "Hm?" diye garip bir ses çıkardığımda kaşları daha çok çatıldı.

"Kim yaptı?" dedi kısa bir sessizliğin ardından.
"Sence?" dediğimde sıkıntıyla nefes verip yanıma adımladı.

Yatağımın yanına gelip "Oturabilir miyim?" dediğinde güldüm. Yaptığı ne kadar normal olsa da,böyle bir yerde bu kibarlığı komik geliyordu.
Hâlâ suratıma bakan kıza "Otur." dediğimde yatağın ucuna oturup bana bakmaya başladı.

Birkaç saniye bana bakan kömür karası gözlere baktım,gözlerinin karanlığını düşünürken istemsizce yüzünde dolaştı bakışlarım; Uzun simsiyah kirpikleri,parlak saçları.
"Kürt falan mısın?" dedim birdenbire.

Böyle bir soru sormayı ben de beklemiyordum fakat karşımdaki kız gerçekten afalladı. Kara kaşları önce kısacık bir süre havalandı,sonra tekrar çattı. Fakat afallamasına rağmen soruyu tekrarlatmadan "Hayır." dedi.
Kürtler bu kadar açık tenli olmazdı zaten. Sanırım.

Bana nereli olduğunu söylemeyeceğini anladığımda diretmedim,pek umrumda değildi zaten.
Bakışlarım daha fazla onda oyalanmadan tavana döndü.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken "Zerrin miydi?" diyen Rüya'ya cevap vermedim. Az önce boğazıma bıçak dayanmamışçasına mayışmış hissediyordum kendimi. Tüm dengemi bozdular burada valla.

"İyi uykular Almila." dediğini hayal meyal hatırlıyorum.

•Biliyoruuum,arayı fena açtım fakat gerçekten tıkandığımı hissettim. Sizi beklettiğimi biliyorum,sadece öylesine kısa kısa bölümler atıp kurguyu çöp etmek istemedim. Bu bölümden sonra sizi bekletmeden rahat bir bölüm daha atarım fakat gerisi için garanti veremiyorum. Bu dönem nedense zorlanarak yazıyorum :(

•Bu arada bölümde geçen "Kürt" lafı yanlış anlaşılmasın, Kürtlerin gür kirpikleri ve kaşları olduğundan geçen bir replik. :D

•Nasılsınız? Hayat nasıl gidiyor? Okulların kapanmasına az kaldı,seviniyor musunuz bakalıım?

Mahkum (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin