29.BÖLÜM

1.9K 61 7
                                    

Omzuma dokunan el, daldığım düşüncelerimden çekip çıkardı beni. Kim olduğuna bakmama gerek yoktu, oydu gelen. Hep beklediğim,yanımda olmadığı her an eksikliğini tüm benliğimle hissettiğim adam. Tek özlemim.

" Ne kadar uzun sürdü gelmen. Merak ettim. Bir problem mi çıktı?"

" Hayır canım. Hiç bir problem yok. Gidebiliriz artık."

Elimi hâlâ omzumda duran elinin üzerine koydum. Başımı gözlerimin takıldığı noktadan çevirmemiştim henüz.

Eğilip başıma kondurduğu öpücüğüyle, dönüp baktım yüzüne gülümseyerek.

" Bunları bulmam uzun sürdü biraz"

Diğer elindeki kırmızı gülleri yavaşça bıraktı kucağıma. Gülümsemem biraz daha büyüdü.

" en sevdiklerim"

" Biliyorum. En sevdiğime, en sevdiklerini getirmek istedim"

Kucağımdaki koca bir demet kırmızı gülü ellerime alıp kokladım mutlulukla. Beni mutlu eden güllerden çok, ne sevdiğimi biliyor oluşuydu.
Oturduğum yerden kalkıp, aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattım gözlerine bakarak. O an içimden gelen şeyi hiç düşünmeden yaptım.

" Seni seviyorum."

Beklemiyordu. Çok uzun zamandır benden duymadığı sözleri, hiç ummadığı anda duymak şaşırmasına sebep olmuştu. Bunu bakışlarından anlamak zor olmadı. Gözlerime kilitlenen gözleri daha çok parladı. Belimde hissettiğim ellerinin baskısıyla ona doğru çekildim. Sardı yine sımsıkı bedenimi.

" Canımsın benim. Öyle uzun zamandır bekliyordum ki bu sözleri ağzından duymayı. Hiç hakkım olmadığını bildiğim halde, yüzsüzce, bir umut bekliyordum yine de. Seni seviyorum, seni çok seviyorum herşeyim."

Başını gömdüğü boynumdan alırken, kokumu derince içine çekip, ufak masum bir öpücük de oraya bıraktı.
Bedenimi güçlü kollarıyla sarmaya devam ediyordu. Yüzüme, gözlerime baktı uzun uzun.

" Seni kollarımın arasından  çıkarmak, hasretle beklediğim bu ânı hiç bozmak istemiyorum ama eğer bu sözünü sık sık tekrar edeceğine söz verirsen seni daha fazla kalmak istemediğin bu yerden hemen çıkartırım" dedi çapkınca gülümserken.

Kollarımı doladığım boynundan çektim.

" Hadi gidelim artık" dedim. Gözlerine bakmaya devam ederken.

" Sözümü almadan olmaz, bırakmam seni"

"Hadi amaaa, çok sıkıldım günlerdir burada. Daha fazla kalmak istemiyorum."

" Bir kereye mahsus muydu yani? Bir daha duyamayacak mıyım dudaklarından beni sevdiğini?" Ses tonu öyle etkileyiciydi bakışları öyle derindi ki. Kollarında erimek üzereydim.

Yeniden kollarımı boynuna doladım. Parmak uçlarımda yükselip kulağına fısıldadım

" Her zaman söylersem, sıradan bir cümle olur. Dudaklarım anlık durumlara göre yerli yersiz her şeyi söyler. Sen gözlerime bak kıyamadığım"  sözlerim bittiğinde kollarımı  çekerken ben de aynı onun yaptığı gibi boynuna ufak bir öpücük bıraktım.

O an, aramızda geçenlere inanamaz gibi baktı gözlerime. Tek elini sıkıca tuttuğu belimden çekip, dudaklarımı hissettiği yere koydu. Hayretle bakmaya devam ederken gevşeyen tutuşunu fırsat bilip çıktım koluyla bedeninin arasından.

Yağız'ın daha önce evden getirdiği bir kaç parça kıyafetimin olduğu çantayı elime alıp, kapıya doğru yürümeye başladım.

Açmak için uzanırken dönüp baktım ardıma. Bıraktığım yerde hiç kıpırtısız durmaya devam ediyordu. Ne yani yılların yakışıklı çapkını bir öpücükle donup kalmış mıydı öylece?

SIĞINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin