" Benim terbiyemi ahlakımı sorgulayacak durumda değilsiniz siz... Unuttuysanız hatırlatayım; reddettiginiz çocuğunuzum ben sizin... Neyin hesabını soruyorsun, hangi hakla karşımdasın benim? Benim sizden öğrendiğim tek şey nasıl anne baba olunmayacağı oldu, bu bilgiyi de ömrüm boyunca kullanamayacağım zaten... derdinin ne olduğunu tahmin etmek zor değil senin ama, ne yaparsan yap ben istemediğim sürece tek kuruş alamazsın benden. İstersen avukat tut, istersen dava aç, adliye kapılarında sürünmekten daha ileri gidemezsin... Ya da git ugraş sürün Gülümser hanım. Benim sizden gelecek bir gram merhamet için süründüğüm gibi sürün. sokağınıza gelip kapınızı çalmaya cesaret edemeden, beni görmenizi yanınıza almanızı göz yaşları dökerek beklediğim gibi bekle, belki o zaman beni biraz olsun anlarsın. Çaresizlik nedir tadarsın belki. Ama şunu bil; beni yok saydığınız kadar yoksunuz benim için..."
Yılların sevgisizligini, günlerin ayların yalnızlığını kimsesizliğini, yediğim kazıkların, gördüğüm nankörlüklerin acısını böyle kinayeli bir kaç cümleyle içimden atamayacağımı farkettim konuşurken. Oysa kînîmi kusarsam rahatlarım sanmıştım sözlerimin başında.... konuştukça daha çok kalbimin karardığını içimin sıkıldığını hissettim, göğsüm daralmaya nefesim yetmemeye başlamıştı.
O an yeni bir nankörlüğe kapılarımı açmak üzere olduğumu farkettim ve hiç düşünmeden kararımı verdim.
Sanki karşımda yabancı biri varmış gibi bir anda gardımı alıp gayet kibirli bir ifadeyle- ki ben hiç kimseye ne kadar yabancı olsa da asla böyle bir duruş sergilemem- Hayrettin amca'ya döndüm.
" Az önceki kararlarımızın hepsini unut Hayrettin amca, kesinlikle değmeyeceğine karar verdim."
" Nasıl istersen kızım"
" Öyle istiyorum." Dedim ve bir hışımla yeniden karşımda ne konuştuğumuzu anlamaya çalışan kadına döndüm yönümü.
" Hanımefendi bir daha bu ofise gelmeyin artık, tehditlerinizin anlamsız olduğu gibi size yapılan maddi yardım da şu an itibariyle kesilmiştir. Ben nasıl baktıysam yalnız başıma siz de başınızın çaresine bakabilirsiniz bence, benim gibi tek değilsiniz en nihayetinde..."
" Ama ben biliyordum başıma gelecekleri, Aydın soylemişti bana en başında, 'senin kızın vicdansız merhametsiz' demişti bana. 'Sizi düşünse zamanında inatlaşıp gidip başkasıyla evlenmezdi, ailemin yanında olayım der sözünüzü dinlerdi' demişti çocuk bana, çok haklıymış sen bizi zerre kadar düşünsen zaten vaktiyle bizi ezip istemediğimiz adamla evlenmezdin. Şimdi bu söylediklerine de hiç şaşırmadım senden bu beklenirdi ancak."
" Bizi mahveden o şerefsiz oldu hâlâ farkında değil misiniz?"
Diye sormak ihtiyacı hissettim gayri ihtiyari. İnanmak istemiyordum çünkü bu duyduklarıma, bu kadar saf bu kadar boş olamazlardı değil mi? Adam hasta beyniyle resmen parmağında oynatıyordu herkesi ve herkes gıpta ediyordu ona, aklım almıyordu bu kadarını artık..." Düzgün konuş çocuk hakkında. Senin beceremediğin evlatlığı yapıyor bize o. Sen defolup gittikten sonra o da çekilip gidebilirdi hayatına, gitmedi. Bizi hiç bırakmadı korudu kolladı. Senin o kardeş gördüğün arkadaşın bile senden akılı çıktı, allem etti kallem etti evlendi oğlanla, hamile kaldı. Hoş sonra o da sahip çıkamadı yuvasına, çocuğun bize olan ilgisini kıskandı, hergün kavga gürültü çıkarttı. O kız yüzünden yavrusunu da kaybetti evladım, nasıl üzüldü yine de elini çekmedi üzerimizden. Sen farkında değilsin ama seni bile uzaktan uzağa koruyup kolluyor, dedenin evinin ışıklarını görmüş dün. Hırsız zannetmiş girmiş bakmış bahçeye, sonra seni görmüş. yanında da bir erkek olduğunu anlayınca hemen bana geldi. O getirdi beni buraya ' git kızınla konuş buralar böyle şeyleri kaldırmaz, ayağını denk alsın' dedi. Hadi bizi düşünmüyorsun kendini düşün bari, böyle yaparak adını iyice kötüye çıkartacaksın farkında mısın? Kendine bakmadan bir de çocuğa laf ediyorsun utan utan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINTI
Roman d'amourDoğdum, ailemin evine sığıntı oldum. Sevdim, sevdamın gönlüne sığıntı oldum... Yazgı mı, kader mi, çile mi? Bilmem... Bazı insanların alnına ' hiç mutlu olamamak' da yazılıyormuş meğer... Tüm hayallerime kavuştum, bu kez de hayata sığıntı oldum...