5.BÖLÜM

4.1K 109 6
                                    

    Odamdan çıkıp salona geçtim tedirgince, beni farkeden ufaklıklar, tartışmayı bırakıp bana bakmaya başladılar. Onlara gülümseyerek, bir yandan da salona göz gezdirdim.  Babam burada yoktu.

Mutfağa annemin Yanina gittim sesizce, girmeden kapıda biraz oyalanıp, mutfaktan gelen sesleri dinlemiş olabilirim, ne olur ne olmaz tedbirli olmakta fayda vardı. Mutfaktan sadece annemin yemek hazırlarken çıkardığı ufak tıkırtılar dışında bi ses duymadım. Yinede tedbirli bir şekilde yavaşça mutfağa girdim. Annemden başka kimse yoktu.

      Annem beni görünce önce biraz afalladı. Sonra sanki bişey olmamış gibi konuşmaya başladı;
       " Hah uyandın mı , kızım? Bende yanına gelecektim şimdi yemeğe çağırmak için. Geldiğimizde sana bakmak için odana geldim, çok derin uyuyordun. Kıyamadım uyandırmaya. Biz de anca bir iki saat olmuştur geleli. hemen yemek yapmaya giriştim zaten. Acıkmışsındır diye...
      Annem belli ki suçluluk duyuyordu yine. Çünkü ne zaman böyle bi durum olsa, fazla ve ara vermeden, olayların üstünü örtmek için detaylara değinerek sürekli konuşur.
     " Acıkmadım" deyiverdim bi anda. Keskin ve acı dolu bakışlarımla anneme bakarak.

Anlasın istiyordum artık, birazcık da olsa korusun, korumaya çalışsın beni. Tamam O da üzülüyor, göz yaşı dinmiyordu ama, annemdi benim. Kimden destek bekleyebilirdim ki başka. Kime sığınabilirdim. Başımıza gelen en ufak bir olayda bile, küçük büyük herkesin refleks olarak verdiği ilk tepki " anne" kelimesi değil miydi? Çok mu şey istiyordum?
      Annem baktı bana. Gözlerimin ta içine. Hiç bir tepki vermedi. Hiç bir şey söylemedi. Yeniden mutfak tezgahına dönüp, birşeylerle uğraşmaya devam etti.

O kadar karışıktı ki duygularım, sanki hissizdim, algılama güçlüğü yaşıyordum resmen. Annemin o an tezgahta ne yaptığını görüyor fakat algılayamıyordum. Annem yeniden konuşmaya başladı;
      Babanda biraz önce yola çıktı bizim dükkandaki kalfayla. Dükkana malzeme alacaklarmış. Bi kaç gün gelemeyecekmiş. kendinize dikkat edin Allah'a emanet olun dedi gitti...

       Duyduklarıma önce inanamadım ama belli ki doğruydu. Nasıl rahatlamıştım anlatamam.  Sanki bi hafiflik bi ferahlık gelmişti üstüme. İnsan hiç babası evde olmayacak diye sevinirmiydi? Ben seviniyordum...

Ani duygu değişimleri ve üzerine açlık da eklenince, bi an dizlerim titreyip  başım dönmeye başladı. Hemen yanımdaki masaya tutunup sandalyenin ucuna oturdum. Kendimi toplamaya çalıştım ama nafile, histerik bir titreme tüm bedenimi sardı ve sonrası boşluk....

       Annem bayıdığımı farkedip yere tamamen düşüp kafamı gözümü bir yerlere çarpmadan tutabilmiş beni. Beş yaş küçüğüm olan kardeşim Ozan'ı Aysel teyzelere göndermiş yardıma gelmesini istemiş, Aysel teyze yanına tansiyon aletini ve çok lazımmış gibi tüm başıma gelenlerin müsebbibi gereksiz oğlu Aydın abi yi de almış gelmiş.

       Gözümü açtığımda salondaki koltukta yatıyordum. Etrafım insan doluydu. Biz zaten beş kişilik kalabalık bir aileydik üstüne birde Aysel teyzeler tam kadro bizim salondaydı.

Herkes gözlerini dikmiş bana bakıyorken, ben hemen  odama gitmek için ayağa kalkmaya Çalışıyordum. Başım hala dönüyordu ama idare edebilirdim. 

Yattığım koltuğun ayak ucunda oturan Aydın abi'yi de yeni farketmiştim. Öyle sinirlenmiştim ki sanırım hırsımdan yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Annem;
   " Kızım kalkma hemen yat biraz daha, yanakların kızarmaya başladı yine fenalaşacaksın Allah korusun" dedi.
     Hiç tepki vermeden yavaşça toparlanmaya devam ettim. Bu kez de Aysel teyze başladı konuşmaya;

      " Kızım kötü hissediyorsan, hadi Aydın hastaneye götürsün seni bi serum taksınlar. Tansiyonun çok düşmüş. Orada daha çabuk toparlanırsın" dedi ve sanki ben onay vermişim gibi emirler yağdırmaya başladı.

SIĞINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin