-2

35 7 0
                                    


Buraya gelmemin üstünden 2 hafta geçmişti. Herkes eşyaları topluyor, bir işin ucundan tutuyordu. Saraya gelin gitmiş köylü gibi hissediyordum. Ulaş da yoğun olduğu için benimle ilgilenen yoktu. Bir işe yaramıyor, ayak bağı olmamak için etrafta dolaşmamaya özen gösteriyordum. Oda arkadaşım Yonca idi. Gece geç saatlerde geliyor yorgunlukla uyuyordu. Sabah 5'e kurduğu alarm sayesinde ben de uyanıyordum. Geri uyumaya çalışsam da artık olmuyordu. Çok yaşlı bir abi vardı burada. Yaman abi. Dede denilmesini kesinlikle istemiyordu. O normalde buradaki herkese ders verirmiş. Tarih dersi. Onun yükü bilgelikti. Akşam herkes günün yorgunluğu ile oturur Yaman abiden eskileri dinlermiş. Yaşlı olduğu için kendini işe yaramaz hissediyordu ve işin iyi yanı yalnız değildim. Onunla gün boyu sohbet edebiliyordum. Güçlerimi nasıl geliştirmem gerektiğini bana anlatan oydu.

''Onu bir fazlalık, hastalık,lanet gibi düşünme. O sensin. Kendini kabullen, sev. İşe bununla başla. Yapabileceğini hayal et, çok hayal et.Ta ki olana kadar.''

Bana ilk dersimizde bunu söylemişti ve hala istediği dereceye geldiğimi düşünmediğinden bir sonraki derse geçmiyordu. Özelliğim çok özeldi dediğine göre. Taşınma gününe kadar koca Meva'yı görünmez hale getirebilecek seviyede olmamı istiyordu. Görünmez iken hasar alamaz halde oluyorduk çünkü. Bunu keşfetmiştik. Yolculuk belki de saatler sürecekti, bunu nasıl yapardım ki?

Yaman abinin anlattıkları beni üzüyordu. Farkında olmadan bugüne kadar yaşamıştım. Koyun gibi kendimi saklayarak yönetilmiştim. Pek çok insan bizim tarafımızdaydı fakat bastırılmışlardı. Korku halkın bilincine sis gibi çökertilmişti. Ne zaman mutantlara yapılanlar gündem olsa, mutantlar yapılanları öğrenir, sinirlenir ve insanlara saldırırdı. Basına göre bu böyleydi.

Gerçekten böyle miydi peki?

Mutantlara yapılanlar açığa çıktığında kısa bir süre içinde saldırı olurdu. Kim tahmin edebilirdi ki politikacıların masum insanları vahşice katledip suçu mutantlara attığını? İnsanlara hem mutantlara karşı korku filizi ekiliyor hem de biz gidersek tavşan gibi avlarlar sizi düşüncesi yerleştiriliyordu politikacılar tarafından.

Sonuç ne mi?

Korkup evde ailesi ile bile konuşurken perdeleri çeken bir halk. Düzenli ev, insan kontrolü. Zenginlik içinde yüzen kesim.

Halkları korku ile yönetmek çok basitti. Mutantlar olmasaydı sahte terör olayları olurdu. Hükümetin gizlice gerçekleştirdiği bir avuç sahte terör olayları. Gerçek de olabilirdi, insanlar açgözlüydü hep bir toprak kavgası vardı fakat hükümet bile isteye o teröre öldürücü darbeyi vurmaz, kendi halkının ölmesine izin verir ve gizliden gizliye o teröre azıcık yardım ederdi. O terör hiç bitmezdi. Bu olaylar biterse kimse kimseyi kandıramazdı. İnsanların korkması için neden oluşturulmalıydı. Gerçek olaylar varsa faydalanırlar, yoksa da oluştururlardı.

Çok acıydı ki baştaki bir avuç insan zenginliği için sürekli, birilerinin ölmesini umursamadan sahte saldırılar düzenliyordu. Dünyada savaş asla bitmeyecekti.

Meva bunu bitirmeyi amaçlıyordu. Bu korku düzenini yıkmak, eskisi gibi barış içinde yaşamak istiyordu.

Bense insanlıktan ümidimi kesmiştim. Biz olur da her şeyi düzeltsek yüz yıllar sonra birileri tekrardan bu korku düzenini inşa edecekti. İnsanlar saftı. Bir takım kurnaz insanlar, insanların saf oluşunu kullanır, diğer kurnaz kesimse acı içinde seyrederdi.

MEH-RUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin