-18

20 7 0
                                    

"Kalk artık!"

Örtüyü yüzüme çektim yeniden. "Hayır."

3 gündür yataktan sadece ihtiyaçlarım için çıkıyordum. Diğerleri bir daha böyle kayıplar yaşamamak için antrenman yaparken ben yatıp saatim geldiğinde de kalkıp çocuklara ders anlatıp geri geliyordum.

Sanırım zayıflamıştım.

"Geri zekalı. Çek şu örtüyü."

Yalım üstümden örtüyü çekti sinirle. Önüme gelen saçlarıma üfledim. "Ne var aptal Ateş Kasık, ne var?"

"Kötü olmasan görürdün sen de neyse. Sana ihtiyacımız var. Eliz'in var daha doğrusu."

Kolumu tutup sertçe kendine çektiğinde kolum kopacak sanmıştım. Yataktan kalkıp terliklerimi geçirdim ayağıma. "Nerede Eliz?"

Kaşlarını çattı. Kararsız bir şekilde üstümü süzdü. "Böyle mi geleceksin?"

Üstüme baktım. Pandalı tişört ve pandalı şortum vardı. Pijama takımıydı.

"Ne olmuş, Eliz'in yanına gidiyorum altı üstü."

Onu arkada bırakıp yürürken bahçede olduğunu söylemişti. Bahçeye indiğimde herkesin burada olduğunu ve beni beklediğini görmüştüm.

"Niye toplandınız?"

Deniz'e çarpmıştı gözüm fakat o benim olduğum tarafa hiç bakmadan kutlama günü yanında gördüğüm insanla sohbet ediyordu.

Pars geldi yanıma. "Bizi bitirdiler Ayda'm. Öldük biz." Korkuyla kasılmış yüzüne baktım.

"Neden?"

Uyananların gülüştüğünü duydum. "Suçunuz Eliz'in en değer verdiği iki insan olmak."

Anlamamıştım. Pars'a döndüğümde korkuyla konuştu. "Eliz'i güçlendirmek istiyorlar. Aynı anda 2 insanı iyileştirebilecek hale gelmesini istiyorlar. Asu ve Çilde'ye yumruk attı Kağan. İkisi de acıyla inlerken Eliz ikisini aynı anda iyileştiremedi. İlk birini sonra diğerini iyileştirdi. Yaman abi de en değer verdiği insanlarla çalışsın, dedi. O da bizim ismimizi verdi. İnanamıyorum. Niye Yalım demedi ki bu kız?"

Gülüşümü tutamadım.

O an Deniz'in bakışlarını üstümde hissettim. Gülüşüm anında dondu. Yaman abi bizi çağırınca yanına yürüdüm. Karşımda Eliz vardı. Pars da yanımdaydı. Eliz ikimize bakıyordu mahçup bir şekilde.

"Şimdiden özür dilerim başaramazsam eğer."

Pars fısıldadı. "Başaramamak mı? Yok öyle bir şey. Olur da başaramazsan ilk beni iyileştireceksin tamam mı? Ayda'm dayanıklıdır benim. Sen hiç Kağan'ın demirden yumruğunu yedin mi?"

Tek eliyle kolunu sıktı. "Çok korkunç, tüylerim ürperdi şimdiden."

Eliz gülmemek için dudaklarını dişlerken benim de kalbim korkuyla kasıldı.

Kağan arkamızdaydı. Anlık tepki verip vuruşundan kaçamamamız için arkamıza almışlardı.

Havanın yarıldığını hissettim. Başıma inanılmaz bir darbe alıp öne düşmüştüm.

MEH-RUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin