Ay ışığı yüzüme vururken kendimi görünür kılmıştım. Çok uzaktaydım, kıyıdakiler beni göremezdi.
Tek taşın düşmesi domino etkisi yaratmıştı. Deniz'in seni seviyor demesinden sonra saniyeler içerisinde zihnimde anılar uçuşmuştu. Bir anıyı düşünüp kendime işkence çektirdikten sonra yerine yenisi geliyordu, yerine yenisi. Bitmiyordu.
Domino taşları bittiğinde ucundaki beni de devirmişlerdi.
Pars'ın sinirle odayı terk etmeleri, Eliz'in kaşığını masaya vurup masayı terk etmesi.
Defalarca kez belli etseler de ben anlamamıştım.
Pars'ın yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Biz arkadaşız, üzgünüm diyebilirdim. Herkesin bize bakması özellikle Eliz'in izlemesi kaçma dürtümü tetiklemişti.
Onca insanın içinde birini kırabilir miydiniz?
Evlilik tekliflerinin de baskıcı olmaya başladığını düşünüyordum bu geceden sonra. Baş başa yapılmalıydı teklifler, etrafta onca insan alkış tutarken, evet de derken hayır diyemezdiniz zaten.
En fazla benim yaptığım gibi koşar kaçardınız.
Suyun hareketlenmesiyle kendimi görünmez kılmadım. Kimin geldiğini biliyordum zaten.
"Sanıldığının aksine ben kimseye yüz vermiyorum."
Derin bir nefes aldım. "Arkadaş gözüyle bakıp eğlenmek yanlış anlaşılıyor, sadece dışarıdan değil. Karşı taraf da seni yanlış anlayabiliyor. Bunu fark ettim."
Parmağıyla suda daire çizerken gözü bende değil sudaki dalgalanmadaydı.
"Seni uyarmıştım."
"Uyarmadın, saldırdın sadece."
Bana döndü. Orman yeşili gözlerine vuran ay ışığı gözlerini daha güzel gösteriyordu.
"Kutlamaya gelmemen gerektiğini söyledim."
Güldüm. Sen aptalsın gülüşüydü bu.
"Kutlamaya gelmeseydim başka zaman itiraf edemezdi değil mi?"
Sırt üstü suya yatıp aya bakmaya başladı. Ben de onun gibi yatarken konuşmaya devam ettim.
"Yalım'ın kutlama gecesi dans ettiği kızı hatırlıyor musun?"
Gözleri bana döndü. Hatırladığını belli edercesine göz kırptığında devam ettim. "Kız ve erkek arkadaşının garip fantezileri varmış. Yalım ve kız ilişkideyken erkek arkadaşı izlemek istiyormuş."
Deniz dev bir kahkaha attığında kısılan gözlerini, ortaya çıkan gamzelerini izledim.
Kendine geldiğinde konuşmaya devam edecektim ki tekrar gülmeye başladı.
"Pardon, devam et."
Göz devirip konuşmama devam ettim. "Yalım istemediğini söylemiş. Yine de onu rahat bırakmadıkları için yanıma gelip bağırarak evet sevgilim gibi şeyler söylüyordu. Sarılıyordu. Onlar da bizi görüp geri gidiyordu. Senin bizi gördüğün gün yine aynı olay olmuştu."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEH-RU
FantastikSığamıyorduk. Mutantlar olarak biz bu hayata sığamıyorduk. Sığdıramıyorlardı. Öfkeliydim. Öfkem bizi barındıramayan dünyaya değildi. Dünya tüm ihtişamıyla her gün dönmeye devam ediyordu. Güneş açıyordu. Öfkem insanlara da değildi, hayır. Benim öfke...