-32

15 7 0
                                    

"Üşüyorum." Mırıldandığımda Deniz bana döndü. Ellerimi tutup sıcak suyla sardığında gülümsedim. Yalım vücudundan ısı yayardı.

Bakışlarımdan ne düşündüğümü anlamış gibi o da buruk bir şekilde gülümsedi. Alnımı öpmeden hemen önce fısıldadı.

"İdare et lütfen."

Başımı salladığımda havada hızlandık. Uçağı takip ediyorduk ve az sonra o uçağın içinde olacaktık. Başkan, milletvekilleri ve eşlerinin hepsi bu uçaktaydı. Askerlerin birisi telsizle kaybettiklerini söyler söylemez kaçmaya başlamışlardı. Uçağın üstüne çıktığımızda nasıl ayakta durduğumuza şaşırırken Yalçın'ın havayı büktüğünü gördüm. Kağan demirden yumruğunu uçağa indirdi. İçeri geçebileceğimiz bir alan yaratmaya çalışıyordu. Tenimi yalayan rüzgarı hissedememek kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Rüzgar beni kendime getiriyordu.

"Şimdi dene."

Çilde uçağın bir kısmını dondurduğunda Kağan o buza yumruk attı. Buz parçalara ayrılırken uçakta delik oluştu. Sırayla içeri atladığımızda herkesin yüzündeki korkuyu gördüm. Kadınlar kocalarına sarılmıştı. Çocuklar annelerine sarılmıştı. Hepsini öldürecekmişiz gibi bakıyorlardı bize.

Kulağıma bir ses doldu.

"Üşüyorum, soğuk hava giriyor delikten."

Bağırmak istedim. Yalım'da üşümüştü. Bir erkek çocuğunun daha üşüyorum dediğini duyunca dayanamadım bağırdım.

"Yalım da üşümüştü!"

Herkesin bakışları bana döndü. Konuşmaya devam ettim. "Yargılanıp hapise girince bol bol üşüyeceksiniz daha."

Konuşurken sesim kesilmişti ve yutkunup devam edebilmiştim. Pars yumruklarını sıkmıştı ve Çilde'nin gözleri dolmuştu. Asu'nun bitkileri tek tek hepsinin bileğini acıtmayacak şekilde sardı. Kelepçe niyetineydi bu.

Başkanın iğrenç sesini duydum.

"İstediğiniz parada anlaşabiliriz. Ülke size kaldı zaten."

Ona doğru yürüyüp yüzüne yumruğumu geçirdim. Yakasını avuçladım. "Parayla anlaşabiliriz ha?"

Yüzüne bir yumruk daha attım. Deniz beni tutup kendine çektiğinde ona dönmüştüm öfkeyle. "Yargılanacaklar, yapma."

Hiç bir şey demeden uçağın kenarına yürüdüm. Ellerim kaşınıyordu. Hepsinin yüzüne sebep oldukları şey için yumruğumu geçirmek istiyordum. Pilot bizi saraya indirmeye başladı.

Tüm ülkenin iletişimi geri gelmişti. Herkesin kafası karışıktı. Sosyal medyada neler olduğuna dair değişik teoriler üretenler vardı.

Saraya indiğimizde asker kalmamış olduğunu fark ettim. Hepsini göndermişler miydi?

Başkanın canlı yayın yaptığı odaya dizildik. Her şey hazırdı. Her şey şaka gibi geliyordu. Başarmış olmamıza rağmen zamanı geriye alabilme gücüm olsa alırdım ve Yalım'ın hiç savaşa gelmemesini sağlardım.

MEH-RUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin