-11

19 7 0
                                    

Oykun ile beraber karanlığın çöktüğü ormanda nehire doğru yürüyorduk. O öndeydi. Bense 10 15 metre kadar arkasından ilerliyordum. Barlas toprağın altından bizi takip ediyordu.

Gerginliğim dikkatimi dağıtıyordu. Sürekli başka şeyler düşünüyordum.

Annelik içgüdüsü neydi? Bize öğretilene göre yavrusunu koruma güdüsüyle ile dolup taşmış dişilerdi. Bazı balık türleri kendi yavrusunu doğurur doğurmaz yiyordu. Bazı insanların en sevdiği yiyecek fetüstü.

Her şey bu kadar gelişmişken gerçekten bebek doğurmak sadece neslin devamı için miydi? Canlıların doğasında bencillik vardı.

Kendi yavrusunu yiyen balıklar vücutlarındaki yağ dengesini sağlardı.

Belki de sadece kendi vücudu için yavru yapmıştı.

Hiç böyle düşünmemiştim daha önce. Yeni oluşan yavruların görüntüsü, balıkların yediği besine benziyor diye anne balığın kafasının karıştığını ve yavrusunu yediğini söylemişlerdi.

Sadece kendi midesini düşündüğünü kimse söylememişti. Canlılara mı yakıştıramıyorduk?

Çünkü hiç etik değildi.

Dünya nüfusu hızla artarken bazı ülkelerde sınır 1 çocuk iken kimse neslin devamı için üremiyordu. Kimisi ona baksın diye, kimisi tarlada çalıştırmak için, kimisi de yemek için doğuruyordu.

Her canlıda bencillik hat safhadaydı.

Savaşlar da canlılardaki bencilliği açığa çıkartıyordu. Birazdan herkesin nasıl bencilleşeceğini görecektim. Bu yüzden korkuyor gibiydim.

Karşı karşıya geldiğimizde düşmanla savaşacak olmak bencillik değildi. Nedense az sonra takım arkadaşını bırakıp kaçanları göreceğimizi düşünüyordum. Ben duygusu ağır basacaktı çoğu kişide halisülasyonda olmamıza rağmen.

Beni korkutan da buydu zaten.

Gerçek savaş esnasında bencillik.

İleride bir ses duyunca planladığımız gibi saklandım. Kalbim bağımsızlığını ilan etmiş, ringte bir başkasıyla dövüşüyormuşçasına çarpıyordu. Barlas'ın da buralarda bir yerde gizlice izlediğini tahmin ediyordum.

Oykun'un karşısındaki Asu idi. Bitki kız.

Barlas sadece Asu çıkarsa hiç bir şey yapmadan bekleyecekti çünkü toprak altında Asu da ona zarar verebilirdi.

Oykun acıyla kıvrandı. Asu'nun bitkileri onu sarmış ve boğazını sıkıyordu. Kendimi görünmez yaptığım gibi koşmaya başladım. Çok geç kalırsam Oykun bayılır ve diskalifiye olurdu. Asu gözleriyle her an etrafı tararken Asu'yu görünmez yapmıştım. Asu görünmez olmasına rağmen bitkiler Oykun'u sarmaya devam ediyordu.

Oykun'u görünmez kıldığımda bitkilerin içinden sıyrıldı.

"İyiydi."

Ona başımı sallarken görünür kıldım tekrardan.

Aniden buz kestiğimi hissettim. Gözümün önündeki Oykun'a baktığımda onun da vücudunun buza döndüğünü gördüm. Kan akışımın yavaşladığını hissediyordum.

MEH-RUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin