Yalım bana fısıldadı. "İlk defa gözüme girdi bu balon balığı."Bense Deniz'in sırtının ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Adam felaket iyiydi.
"Anlaşılan konuşarak anlaşamayacağız."
Deniz'in yanına yürüdüğümde Yalım bağladığım saçımdan, minik palmiyemden tutarak beni geri çekti. "Nereye salak?"
Omuz silktim. "Yakından daha keyifli."
Yalım sabır dilercesine havaya baktı. Deniz elini kaldırıp şıklatmıştı. Pars'ın oluşturduğu rüzgarı hissettim. Yaman abi, Tomris, Asena, Burçin, Ulaş içeri geçmişti. Pars tekrardan geldiğinde bu defa Deniz'in yanındaydı.
Deniz omuz silkti. "Bize hava hoş."
Adam iğrenç bir sırıtışla bağırdı. "Begüm! Bize tercih etmek istedikleri insancıkları yok etmek ister misin?"
İlk defa gözleri benim gibi parlayan bir kız gördüm. Bembeyaz olmuştu irisleri. Gök gürledi. Bu bana yıldırım düşüren kız olmalıydı. Deniz çok kısa bir an omzunun üstünden bana baktı. Ona kocaman gülümsedim.
Arkamı döndüğüm gibi binayı görünmez yapmıştım. Yıldırım boş yeşil alana çarptığında Deniz konuştu.
"Teşekkürler."
Adam sinirlenmişe benziyordu. "Ne için?"
Deniz geri adımlarken ellerini iki yana açıp omuzlarını silkti. Gülümsüyordu. Dehşet verici şekilde karizmatikti. "Bana ilk öldüreceğim insanı belli ettiğin için."
Karşıda bir erkek haykırarak bize koşmaya başladı. Gözleri yemyeşildi. Ellerinin büyümüş olduğunu gördüm. Elleri gittikçe büyürken yumruğunu kaldırdı. Barın'ı hedef almıştı. Bizde herkes çok rahattı ve bu beni geriyordu.
Sanki herkes karşısındakinin ne yapacağını öğrendikten sonra savaşa girmek istiyordu. Henüz hiç bir şey başlamamıştı.
Adam yumruğunu Barın'a geçirecekken Barın adamın arkasına ışınlanıp kafasına tekme atmıştı.
Deniz; Yalım ve Yalçın'a döndü. "Beni korumanızı istiyorum." Ardından bana dönmüştü. Gözlerine yerleşen şefkatı görebiliyordum. "Benim dışında herkesi görünmez yapmanı istiyorum. Tam vaktinde. Anladın mı?"
Kaşlarımı çattım. Vaktin geldiğini nasıl anlayabilirdim. Ne yapacaktı?
Deniz'in gözleri parlıyordu. Oykun'a işaret vermişti. Oykun, Deniz'in formunu alırken Teoman'ın yanına geçti. Teoman da onu korurdu. İnsanların kafası karışmıştı.
Pars harekete geçti. Pars'ın harekete geçtiğini acıyla bağıran insanları duyup yere serildiklerini gördüğümde anlamıştım. Pars 2 kişiyi bıçaklamıştı hızla. İğrenç sesli adam bağırdı.
"Bana gelsene kurtçuk."
Sırıtarak ellerini iki yana açsa da gözleri parlıyordu. Gücünü bilmiyorduk. Pars umarım gitmezdi.
Karşıdan bir erkek lazer ışınlarını Deniz'in üstüne yollarken Yalçın gücünü kullanarak Deniz'e ufak bir kalkan yapmıştı. Lazer kalkandan geçemiyordu.
Yalım yerden yükseldi. Barın ışınlanarak elleri büyüyen adamı dövüyordu. Gökmen klonunu çıkartmıştı ve klonu Asu'nun bitkisiyle yere sabitlediği insanları bıçaklıyordu. Herkes bir işe yararken ben, Eliz ve Selin bir kenarda durmuş sıramızın gelmesini bekliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEH-RU
FantastikSığamıyorduk. Mutantlar olarak biz bu hayata sığamıyorduk. Sığdıramıyorlardı. Öfkeliydim. Öfkem bizi barındıramayan dünyaya değildi. Dünya tüm ihtişamıyla her gün dönmeye devam ediyordu. Güneş açıyordu. Öfkem insanlara da değildi, hayır. Benim öfke...