-14

21 7 0
                                    

4 katlı binanın her katını dolaşmıştım, denize bakmıştım fakat hiç bir yerde yoktu. Tek seçenek kalıyordu o da çatıya çıkmış olma ihtimali. Merdivenleri güç bela çıktığımda kapının kitli olduğunu gördüm. Yine de çatıda olabilirdi. Görünmez olup çatıya çıktığımda haklı olduğumu fark etmiştim.

Tişörtünü çıkartmıştı. Çatının kenarında oturuyordu, ayaklarını boşlukta sallandırıyordu. Elinde viski şişesi vardı. Sarhoşsa eğer güçlerini kullanamaz ve düştüğünde ölebilirdi. Aptaldı bu çocuk.

"Deniz!"

Kendimi görünür kıldığım gibi ona seslenmiştim. Kafası yavaşça bana döndü.

"Kenara gel. Düşebilirsin."

"Sen de üzülür müsün?"

"Doğal olarak?"

"O zaman sorun yok."

Tekrardan denize dönmüştü. Hayır dememiştim ki. Bu aptalı anlayamıyordum. İyi o zaman.

Ben de onun yanına gidip oturdum. Ayaklarım boşlukta sallanırken kendimi garip hissetmiştim. Düşersem yere çakılmadan görünmez olmayı başarabilir miydim?

"Aptal. Çok sakarsın sen, düşersin. İn."

Omuz silktim. "Sorun yok."

Bana ters ters bakıp tekrardan önüne döndü. "Neden buradasın? Dans etmen gereken insanlar yok mu?"

"İyilik de yaramıyor sana."

Bu defa omuz silken oydu. Tam bir yıkık gibi gözüküyordu. Elindeki viskiyi bir kez daha kafasına diktiğinde sinirlenip viski şişesine vurdum. Şişe 4.kattan aşağı düşerken ben tökezleyip korkuyla Deniz'in koluna sarılmıştım.

"Neden yaptın bunu? Zindandan çaldığım viskiydi o. Yıllanmıştı!"

Korkuyla çarpan kalbimi sakinleştirmek mümkün değil gibiydi. Yükseklik korkum olduğunu yeni öğrenmiştim.

"40 yıllık karını atmadım ya, sakin ol."

"Viski neden gitti?"

"Aklın başına gelsin diye."

Kendimi Elizabeth gibi hissetmiştim. Where is the rom?

Sanırım azıcık da olsa kafası güzeldi. Kendini geriye attığında başımı çevirebildiğim kadar çevirip ona baktım. Çatıya düşmüştü. Bir kez kalkmaya çalıştığında başaramamış ikinci denemesinde kalkmıştı. Ben de çatıya geri indim.

"Ne yapıyorsun?"

Elini kaldırıp bana bir dakika işareti yaptı. İçinde viski olduğunu gördüğüm poşetin içinden kutu çıkarttı. Yalpalayarak yanıma gelip kutuyu uzattı.

"Alsana."

Derin bir nefes alıp uzattığı kutuyu aldım. Ellerini cebine atıp dikkatle beni izlemeye başladı. Yerde süründüğü için beyaz teni kızarmıştı.

Kutunun içinde bülbül yuvası vardı. Kaşlarımı çattım. Deniz'i anlayamıyordum.

"Yesene."

MEH-RUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin